<div>ATO’nun Ağustos ayı olağan Meclis toplantısı Tarkan Kulak Başkanlığı’nda gerçekleşti. Haziran ve Temmuz ayları mizanının oybirliğiyle Kabul edilmesinin ardından gündemdeki konulara ilişkin görüşler dile getirildi. Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesinin ardından gündemin ekonomiye yoğunlaşması gerektiğini belirterek, “Seçimlerin tamamlanmasıyla beraber düşen duyarlılık, ekonominin spekülasyon ve beklentilerden arınıp, reel yapısına dönmesiyle sonuçlanacaktır. Bu bakımdan önümüzde piyasa duyarlılığının daha az olacağı bir dönem bekliyoruz. Bu dönemin iş dünyamız için en verimli şekilde geçmesini diliyoruz” diye konuştu.</div> <br> <div>Adana Ticaret Odası’nın dış ticaret eylem planı kapsamındaki çalışmalara da değinen Menevşe sözlerini şöyle sürdürdü:</div> <br> <div>“Mobilya ve Makine sektörlerinin URGE projesi faaliyetleri yoğun şekilde devam ediyor. 15 Eylül itibariyle bu sektörlerde önce işadamlarını daha sonra da çalışanları eğitmeye yönelik yoğun bir eğitim programını başlatıyoruz. Beraberinde yürüteceğimiz diğer destek hizmetlerimizle bu sektörlerden yakında pozitif sonuçlar almayı bekliyoruz. Diğer yandan tekstil - konfeksiyon sektörü için URGE projesi hazırlıklarımız ve toplantılarımız devam ediyor. Bu projeyi de kısa bir sürede Ekonomi Bakanlığı’na sunacağız. İlimiz ihracatında kayda değer bir gelişme ve büyüme olması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu çalışmalarımız, Rusya’nın; AB, ABD ve Kanada ürünlerine boykot kararı almasıyla daha da anlam kazandı. Yaptığımız eğitimler, Rusya pazarına daha bilgili ve güçlü girmemizi sağlayacak. Rusya’nın, özellikle yaş meyve ve sebze alanında tedarikçisi olması beklenen Adana’yı, UR-GE destekli projelerle tekstil, makina ve mobilya sektöründe de ön plana çıkaracağız.”</div> <div>ATO Meclis Başkanı Tarkan Kulak da, Rusya’nın AB, ABD ve Kanada ürünlerine uyguladığı boykotun, Adana’nın ihracat rakamlarının yeniden yükselmesi için bir fırsat olduğuna işaret ederek, “Türkiye adına yaşanan bu olumlu gelişmeyi en üst düzeyde ihracata yansıtmalıyız. Bu pazarın kalıcı ve karlı olabilmesi için de üretimden, ambalaja, depolamadan ihracata kadarki tüm evrelerini planlı yapmak zorundayız. Rusya pazarı, gerek Türkiye, gerekse Çukurova’nın ekonomik göstergelerinin yükseltilmesi için çok büyük bir fırsat” görüşlerini dile getirdi.</div>