Tüm dünyayı kasıp kavuran corona virüsü (Covid-19) ortaya çıktığı Çin’in Wuhan kentinde 26 can aldığı haberleri yayıldığı sırada Ocak ayı sonralıydı ve Türkiye’de henüz bir vakaya rastlanmamıştı. Tüm dünya da dört binden fazla ölümlü vakaya rastlanıldığı Mart 2020 de Sağlık Bakanı bir vakadan söz etti. Bilim insanları virüsün nasıl ürediğini, nasıl yayıldığını ve ne gibi tedbirler alınması gerektiği üzerinde çalışırken bizler de halk olarak tedirginlikle süreci izliyor ve kendimizce önlemler ürettik. Çok geçmeden temizliğin, özellikle el temizliğinin önemi, bol su tüketmek, tokalaşmadan ve kalabalıktan uzak durmak, toplu taşıma kullanmamak gerektiği anlaşılmıştır.


Türkiye’deki ilk vakadan sonra bir Mali Müşavir olarak müşterileri ile sık ve yakın temas kuran, kalabalık ofis ortamları ve toplu taşıma kullanımını düşünerek gerek İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası ve Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin meslektaşlarımız için ne gibi bir öngörüyle hareket edeceğini ve tedbir amaçlı nasıl önlemler alacağını, sonucu tahmin etmeme rağmen merakla bekledim.

Dün sevgili dostum Mali Müşavir Hayri Göre ve grup arkadaşlarının “change.org” da yapmış oldukları “mücbir sebep” kampanyasını görünce derhal imzaladım ve paylaştım ancak içimin de sızladığını itiraf etmek durumundayım. Yine değerli dostum Mali Müşavir Oktay Yeşilyurt’un sosyal medyada durumu gündeme alması da dikkat çekti. Koskoca Oda ve yaklaşık 50 bin Meslektaşın üçte birinin de olsa oy kullanıp oda yönetimine seçtiği üç grubun temsilcilerinin kamusal çözüm üretmek konusunda sesinin soluğunun çıkmayıp bahsi geçen arkadaşları sessiz sedasız izlemesi izahı mümkün olmayan bir durumdur. Seçimlere katılım oranının bu kadar düşük olmasının bir başka fotoğrafı gibidir aslında yönetimce sergilenen tavır. Hayati bir salgın vakası yaşanmakta ve odayı yönetenler sessiz sedasız durmaktadırlar. Gerek iktidardaki gruba ve gerekse muhalefette yer olan gruplara olan güvenin zayıflığı nedeniyle yaşanan “umutsuzluk” değil midir seçimlere katılım oranının düşük olmasına sebep? Meslektaşın sağlığını, geleceğini ve ailesini düşünmeyenlerin seçim zamanı oda yönetiminde düşünülmeyeceğini not almalıdırlar. 

İSMMMO yönetiminde üç grubun temsilcisi bulunmaktadır. Oda yönetimini elinde tutan yani kararları tek başına alabilme gücü olan grubun bu konuda herhangi bir programı olup olmadığını ve varsa nasıl adımlar attığını; kendilerine muhalefet eden diğer iki grubun bu konuda nasıl tavır aldıklarını, meslek ve meslektaş adına çözüm önerileri sunup sunmadıklarını açıklamak zorundadır. 
Oda yönetiminde bulunan gruplardan hiç birinin üyelerinin bu konuda adım attığını, olağanüstü toplanma talebinde bulunup bir öneri sunduğunu sanmıyorum. Olduysa da açıklanmalıdır. Bardak taşmıştır artık; ne yazık ki itibarı yerlerde sürünen bir haldedir mesleğimiz. Sosyal ve ekonomik olarak dibi görmüş olan meslektaşın şimdi de sağlığı hiçe sayılmaktadır. Kendi haklarını “avukatların” savunduğu bir mesleğin üyelerinin “ya oda yöneticilerini ya da odalarını” değiştirmekten başka çıkış yolu kalmamıştır. (Hissikablelvuku; önsezi) 
[email protected]