Heykel

Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği, Edirne de bulunan Selimiye camiinin önünde Fatih Sultan Mehmet heykeli var.İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’in at üzerindeki heykeli ile İstanbul’un fethinde kullanılan ve Edirne’de dökülen 'şahi' toplarının da sunumu bu alanda yapılıyor. Fatih Sultan Mehmet in doğum günlerinde bu heykelin önünde toplanan protokol ve halk onu yad ediyor, onu anıyor. Çünkü yaşadığı dönemde ülkesi ve vatanı için iz bırakan tarihsel kişilikleri yad etmek, onlara duyulan saygının göstergesi.Ayrıca İstanbul da halicin ortasına at üzerinde yapılması planlanan bir Fatih heykeli projesi daha var. etil alkol

vaser liposuction istanbul
Sevginin barışın kardeşliğin simgesi Mevlana’nın birçok yerde heykeli var ama en önemlisi İzmir’in Buca ilçesinde bulunan… Buca'nın en yüksek yeri olan Tıngırtepe' ye kaidesiyle gaberesi 23 metre olan ve dikildiği tepeyle birlikte yer seviyesinden 73 metre yüksekliğe kavuşan Mevlana Heykeli, deniz seviyesinden 160 metrelik yüksekliğiyle, İzmir' in büyük bir kesiminden görülebiliyor. Ayrıca Dünya' nın 3. büyük heykeli olmak gibi bir özelliği var. Yılın muhtelif zamanlarında, İzmir Konyalılar Derneği ile ortaklaşa, semazen gösterileri düzenlenerek çeşitli etkinlikler yapılıyor. Saygıdan dolayı, yad etmek amaçlı, unutulmasın diye..

Divan şairi Fuzulinin Bakü’de bulunan heykelinin yanı sıra;Türk heykeltıraş Haluk Tezonar tarafından yapılmış heykeli İstanbul Bebek Parkında bulunuyor.

İslam düşünürü, Büyük bilgin aynı zamanda hekim olan İbn-i Sinan’ın heykeli Ankara da. Tıp, mantık, fizik, ruhbilim, felsefe konularında yapıtlar veren, tasavvuf öyküleri yazan,Ayrıca, Aristo mantığından etkilenmesine karşın, yeni düşünceler üreterek İslam mantığının temellerini attığı ileri sürülen İbni Sinanın anısına Hamedan’da (1937) ve Bağdat’ta (1952) anıt dikilmiştir.

Anadolu’da Türk şiirinin öncüsü, halk şairi Yunus Emre’nin sayısız heykeli var. Eskişehir’de, Karamanda ve daha birçok ilde… Eskişehir’de her yıl Uluslararası Eskişehir Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası kutlanır. ‘’Cümleler doğrudur sen doğru isen’’ diyen Yunus emre, saygıyla anılır, yad edilir.

Çanakkale’de  ve birçok ilde Piri Reis heykeli, Kütahya’da Evliya Çelebi, Ankara’da, İstanbul’da  Hazerfen Ahmet çelebi heykeli, Tahran lale parkında  ve İzmir’de ünlü İslam bilgini Biruni heykeli, İstanbul ve daha birçok ilde Kanuni Sultan Süleyman ve birçok Osmanlı padişahı heykelleri gibi yapıtlar saymakla bitmez.

Necip Fazıl Kısaküreğinde heykeli vardı Isparta’da. Oğlu, bu babama benzemiyor diyerek söktürdü heykeli.
İslam da put hassasiyeti, İslamiyetten önce insanların bir yaratıcı Tanrı, Allah yerine bir nesneye tapma sapkınlığından doğmuştur. Sürete can vermenin, tapınmanın, yaratıcıyı taklit etmenin, taklit ettiği şeyi yaratıcı bilmenin günah olduğu vurgulanır. Ne mutlu ki İslamiyet, puta tapınma gibi sapkın bir cahiliye döneminin sonunu getirmiştir. Hz İbrahim’in Kuranda ve Tevratta, putperestlerle verdiği mücadeleler çok açık bir şekilde anlatılmıştır.

Herhangi bir nesneye manevi anlam yüklemek ve ondan medet ummak kesinlikle sapkınlıktır. İslamiyet öncesi dönemde insanlar, belirli mekanlarda putlara taptığı gibi evlerinde de kendi putları bulunurdu ve herbirinin bir adı (güneşin oğlu,güneşin kulu gibi)vardı. Neyseki o dönem yok artık! Putperestliğin Tdk daki tanımı; Doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesneye tapmak olarak belirtilmiştir.

Fakat heykel farklıdır. Heykelin putla uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur. Heykel, heykeli yapılan bir İslam alimini, bir evliyayı, bir komutanı, bir padişahı yad etmek, ona SAYGI duymak adına yapılır. Ona can vermek, onun süretine can katmak ona tapınmak ondan medet ummak amacıylayapılmaz. YAD ETMEK ve TAPMAK arasındaki fark büyüktür. Heykel ve put arasındaki fark budur. Heykel sanat eseridir, bir hatırlama aracıdır, saygı duyma vesilesidir.Heykele saygı duyan insan, o heykelin doğa üstü güçleri olmadığını bilir. Ondan bir şey dilemez.

Ben yine de her ikisi arasındaki farkı gerçekten bilmeyen ve araştırmayıp eline çekiç alıp saldırıya geçen kişilerin hapislere gönderilmesi taraftarı değilim. Bilgilendirilmesi taraftarıyım.Dediği gibi İbni Sina'nın "hiç kimse görmek istemeyenler kadar kör değildir"