Edinilen bilgiye göre, Denizli Mahallesi, 57134. Sokak'ta 3 katlı evin teras katında eşinden boşandıktan sonra çocukları Gökdeniz (5) ile Tuana Danabaş (7) ile birlikte yaşayan Hilal Arslan (28), 10 Aralık 2011'de sabah çalıştığı işyerine gitti. İddiaya göre, evden çıkarken çocuklarının üşümemesi için ayaklı elektrikli ısıtıcıyı çalıştırdı. Evin kapısını kilitleyen anne anahtarı evde uyuyan çocuklarına bakan Nimet K.'ya teslim etti. Nimet K., çocukları kontrol için gittiğinde evde yangın çıktığını gördü. İtfaiye görevlileri ve vatandaşlar çocukları evden çıkarmayı başardı. Ancak, iki kardeş hastanede yaşamını yitirdi. ‘Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu' çocuklarının ölümüne neden olduğu iddiasıyla hakkında 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenen ve bir reklam şirketinde çalışan Hilal Arslan, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde karar duruşmasına çıktı. Eşinden 2010 yılında boşandığını belirten Arslan, ağlayarak çocuklarının nasıl hayatını kaybettiğini anlattı. Arslan, "Babaları nafakalarını vermediği için çalışmak mecburiyetinde kaldım. Onlar için mahalleden bakıcı tutmuştum. Sabah işe giderken ısıtıcıyı kapamıştım. Uyuyan çocuklarımın güvenliği için de kapıyı kilitleyip, anahtarı bakıcıya vermiştim. Olayda kusurum yok. Psikolojik tedavi görüyorum. Onlar için canımı verirdim. Ben her gün ölüyorum. Eğer babaları nafaka ödemiş olsaydı, yavrularımın yanında olur, ölmezlerdi" dedi. Mahkeme heyeti, tutuksuz sanık anneye, iki çocuğunu kaybetmenin üzüntüsünü ve acısını yaşayarak yeterince mağdur olduğu gerekçesiyle TCK'nın 22/6 maddesine göre ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.