Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurettin Erben, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla bilgilendirici bir açıklama yaptı. Hastalığın tarihi hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Nurettin Erben, “AIDS ilk defa 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde tanımlanmıştır. Sonrasında tüm dünyada yaygın olarak görülmeye başlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Aralık 2020 verilerine göre şimdiye kadar 79 milyon kişinin HIV ile enfekte olduğunu ve hastalığın tanımlandığı 1981 yılından beri yaklaşık 36 milyon kişinin hayatını bu hastalıktan kaybettiğini bildirmektedir. Ülkemizde ilk defa 1985 yılında üç HIV/AIDS hastası bildirilmiş, daha sonra her yıl vaka sayılarında giderek artma gözlenmiştir. Sağlık Bakanlığı, Aralık 2020 verilerine göre ülkemizde 28.421 HIV veya AIDS hastası vardır” dedi. “HIV’in en önemli bulaşma yolu korunmasız yapılan cinsel temastır” Hastalığın bulaşma sürecine de değinen Prof. Dr. Erben, “HIV’in en önemli bulaşma yolu korunmasız yapılan cinsel temastır. Bulaşma için HIV pozitif kişi ile yapılan tek bir cinsel temas bile yeterlidir, cinsel temas sayısı arttıkça bulaşma ihtimali artmaktadır. Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeniyle, virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. Ülkemizde tüm kan ve kan ürünleri antikor testi yapıldıktan sonra hastaya verilmektedir. Bu nedenle bu şekilde bulaş çok azalmıştır. Anneden bebeğe HIV gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirme ile bulaşabilmektedir. HIV pozitif kişilerle aynı iş yerinde çalışmak, aynı okulda okumak, aynı ortamda bulunmak, dokunmak, el sıkışmak, sarılmak, aynı yerde oturmak; aynı saunayı, havuzu, banyoyu, tuvaleti paylaşmak; aynı tabağı, bardağı, çatalı, kaşığı kullanmak, aynı giysileri giymek; telefon kulaklığı, gözyaşı, ter, tükürük, sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV bulaşmamaktadır. Hastalığın en sık bulaşma yolu korunmasız gerçekleşen cinsel temas olduğu için, korunma büyük önem taşımaktadır. Cinsel aktiviteden tamamen kaçınarak veya cinsel partnerle karşılıklı olarak tek eşli yaşayarak kesin olarak HIV enfeksiyonunun bulaşması önlenebilmektedir. Ayrıca cinsel temas sırasında prezervatif kullanılmasının koruyuculuğu ispatlanmıştır”