Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşanabilecek afet olaylarına yönelik analizler artık daha kısa sürede ve sağlıklı bir şekilde yapılacak. Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) tarafından desteklenen Trabzon İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından yürütülen proje hakkında bilgi veren ile DOKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, ülkemizde değişik zamanlarda farklı doğal afetlerin sıkça yaşandığı ve son yıllarda önemli doğal afetlerden biri olarak kabul edilen heyelanlardan, oluşma sıklığı ve verdiği zararlar açısından en fazla etkilenen bölgelerden birinin de Doğu Karadeniz Bölgesi olduğunu hatırlattı. Adıyaman, uygulanacak proje ile özellikle afet riskinin yüksek olduğu kırsal kesimde yaşayan vatandaşlar ile turizm yatırımı yapmayı düşünen girişimcilerin doğrudan proje çıktılarından etkilenerek daha sağlıklı veriye erişmiş olacakları söyledi. Adıyaman, “1950 yılından bugüne kadar kaydedilen verilere göre, ülkede en fazla heyelanın meydana geldiği iller sıralamasında Rize’den sonra Trabzon ikinci sıradadır. Trabzon ve Rize İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerinde görevli teknik personellerimize eğitim veriyoruz. Bu eğitim sonucunda afet yönetimine katkı sunabilecek iş akış modellerinin oluşturularak afet etütleri ile analizlerin pratik ve tekniğe dayalı bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Harita, imar ve planlama işleri ile kamulaştırmaya yönelik işlemlerin CAD tabanlı yapılarak tüm afetlere yönelik Duyarlılık Haritaları, Tehlike Haritaları ve Risk Haritalarının ve bunlara yönelik analizlerin hazırlanmasına katkı verilecektir” dedi. Adıyaman, proje ile verilecek eğitimden faydalanacak Trabzon ve Rize İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerinin görev tanımında yer alan ve eğitimin katkısı ile gerçekleştirilecek olan faaliyetlerden dolaylı olarak etkilenecek nüfusun yaklaşık 1,5 milyon olduğunu sözlerine ekledi. Öte yandan projenin meydana gelmiş veya potansiyel olarak meydana gelebilecek afet olaylarının zaman kaybı olmaksızın analiz edilerek projelendirilmesi, afete maruz bölgeler, geçici barınma alanları, lojistik merkezler, konuşlanma alanları gibi coğrafi analiz gerektiren yer seçimlerinin doğru bir şekilde yapılabilmesi ile mevcut ve potansiyel turizm alanlarında afet risklerinin belirlenerek bu alanlara yönelik yatırımların doğru yönlendirilmesine katkı sağlayacağı ifade edildi.