Mersin’in önemli değerlerinden biri olan Tarsus çatalburun av köpekleri için gerçekleştirilen ırk çalışması sonuçlandı. Ayrık burun yapıları dolayısıyla ‘çatalburun’ olarak adlandırılan bu köpeklerin ayrı bir ırk mı, değil mi yönündeki çalışmalar tamamlandı. Mersin Üniversitesi (MEÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü yüksek lisans öğrencisi Zeliha Tuğçe Şahin tarafından hazırlanan ve 2 yıl süren tez çalışması sonucunda çatalburunların farklı bir ırk olduğu ortaya çıktı. Tez sonucunun önümüzdeki günlerde uluslararası dergide yayınlanmasıyla çatalburun, tüm dünya tarafından farklı bir ırk olarak tanınacak. Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklama yapan MEÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Serap Ergene, çatalburunlar ile ilgili ırk çalışmasını tamamladıklarını söyledi. Bu köpekler üzerinde uzun yıllar süren gözlemleri olduğunu kaydeden Ergene, "Çatalburunlar bu bölgeye özgü olan ve bu bölgeyi temsil edecek önemli biyo çeşitlerden bir tanesidir. Ancak hep şöyle bir şüphe vardı. Acaba bu bir ırk mıdır yoksa diğer köpek ırklarıyla benzer özellikte midir? Fakat tamamlanan çalışmamızda buna bir cevap bulabildik. Bu çalışmada 3 farklı türü karşılaştırdık. Kangal, İngiliz pointer ve Tarsus çatalburunu. Bu 3 ırkı karşılaştırmamızın sebebi şuydu. Kangal, pointer ve çatalburna göre daha uzak bir genetik yapıya sahip. Pointer ve çatalburun ise birbirine daha yakın. Dolayısıyla çatalburunun hangi gruba daha yakın ve uzak olduğunu araştırdık" diye konuştu. "Çatalburunu ayrı bir ırk olarak tanımlayabiliriz" Çalışmalar sonucunda bir sonuca ulaştıklarının altını çizen Ergene, "Evet çatalburun kangala oldukça uzak, pointer ile ise birbirine çok yakın ama aynı zamanda da ırk sayılacak kadar da genetik farklılıklar var. Yani pointer ile çatalburunları birbirinden farklı bir ırk olarak tanımlayacak kadar genetik çeşitlilik bulduk. Yaptığımız çalışma sonucunda çatalburunu ayrı bir ırk olarak tanımlayabiliriz. Bunun sonucunda bizim önerimiz, ülkemizin biyo çeşitliliğini korumak açısından bu çok önemlidir. Çünkü çatalburun Tarsus’ta çok az sayıda kalmış durumda. Sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla yetiştiriciliğinin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Aynı zamanda bu canlıların koku alma duyusu oldukça gelişmiş olduğu için biz narkotikte, arama kurtarmada kullanılabilecek köpekler olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle Tarsus’a özgü olan bu değerin öncelikle bölgeye, daha sonra da ülkeye kazandırılması açısından yetiştiriciliğinin önemli olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu. Çalışmanın 2 yıl sürdüğünü vurgulayan Ergene, “Yüksel lisans öğrencim Zeliha Tuğçe Şahin’e verdiğim bir tezdi bu. 2 yıllık çalışmanın sonucunda kangallardan, pointerlardan ve Tarsus’taki Çatalburun yetiştirme merkezlerinden kan örneklerimizi topladık. Bu kan örnekleri üzerinden DNA analizlerini yaptık ve bunun sonucunda ulaştığımız gözlem şu oldu. Artık şunu söyleyebiliriz. Tarsus Çatalburun ayrı bir ırk olarak tanımlanabilir. Bilimsel çalışma olarak da bunu biz dergiye gönderdik. Şu anda işlemde zaten. Çalışma yayınlandığında zaten artık ırk olarak ifade edilmiş olacak. Biz çalıştığımız dönemde bu köpeklerin sayısı 70 civarındaydı. Şu anda ırk anlamında baktığımız zaman tüm dünyada 400 civarında" dedi.