<div>Mersin İl Uyuşturucu Koordinasyon Kurulu toplantısı, Mersin Vali Yardımcısı Kadir Okatan başkanlığında yapıldı. Mersin’de madde bağımlılığı alanında yapılan çalışmaların sekreterya görevini yürüten Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün toplantı salonunda yapılan toplantıya, Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik ile kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Kurulda, Mersin’e ait 2012-2015 yılları için hazırlanan uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığı ile mücadele yerel eylem planının güncellenmesi ve son dönemde Türkiye gündeminin üst sıralarında yer alan sentetik kannabinoid (bonzai) ile ilgili Mersin’deki durum ve yapılması gerekenler ele alındı.</div> <br> <div>Toplantıda konuşan Vali Yardımcısı Okatan, madde bağımlılığının toplumsal hayatı olumsuz etkileyen bir sorun olduğunu belirterek, madde bağımlılığı ile mücadelenin çok detaylı değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Alanında uzman kişiler tarafından ailelere, gençlere ve çocuklara yönelik eğitim çalışmalarının arttırılarak sistematik hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Okatan, konu ile ilgili eğitim çalışmalarının önemini vurguladı.</div> <br> <div>“BONZAİ KULLANIM YAŞI 11’İN ALTINA DÜŞTÜ”</div> <div>Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemik ise, konuşmasında özellikle bonzai kullanımıyla ilgili önemli rakamlar verdi. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre, 2013 yılında suça sürüklenerek güvenlik birimlerine getirilen 115 bin 439 çocuğun 48 bin 374'ünün bağımlılık yapan madde kullanımı nedeniyle güvenlik birimlerine getirildiğini aktaran Kemik, “Bu çocukların 32 bin 849'unun sigara, 4 bin 439'unun esrar, 3 bin 46'sının sigara ve esrar, 2 bin 970'inin sigara ve alkol, 213'ünün bonzai, 118'inin eroin ve 171'inin de hap kullandığı tespit edilmiştir. Araştırmada, Türkiye'de bonzai kullanım yaşının 11'in altına kadar düştüğü, yaş gruplarına göre değerlendirildiğinde ise bonzai kullanan çocukların 165'inin 15-17 yaş aralığında, 42'sinin 12-14 yaş aralığında, 6'sının ise 11 yaşından küçük olduğu belirlenmiştir. İstatistikler dikkate alındığında uyuşturucu madde kullanım yaşının her geçen yıl aşağılara düştüğü görülmektedir” diye konuştu.</div> <div>Uyuşturucu maddelerin kimyasal yapılarından dolayı merkezi sinir sistemine etki ederek, hasar vererek bağımlılık oluşturduklarına dikkat çeken Kemik, “Uyuşturucu bağımlılığının ilk adımlarında sosyal çevrenin rolü çok büyüktür. Özellikle çocukluk döneminde bireyin arkadaş çevresinin telkini ve baskısı, yasaklara karşı gelme duygusu, geçici mutluluk sağlama isteği, sorumluluktan kaçma ve başarısızlık duygusundan kurtulma beklentisi, macera arama çabası gibi nedenlerle birey ilk defa uyuşturucu maddeyi deneyebilmektedir. ‘Bir kereden bir şey olmaz’ düşüncesi ile başlayan bu süreç bağımlılığa dönüşebilmekte, bireyin ve ailesinin yaşantısını karartmaktadır” ifadelerini kullandı.</div> <div>Madde kullanan bireylerin sağlık kuruluşlarına ulaştıklarında gerekli tedavilerinin sağlandığını dile getiren Kemik, asıl önemli olanın ise kişilerin madde ile temasının oluşmadan önlenmesi olduğunu vurguladı. Kemik, “Özellikle çocuklarımızı madde bağımlılığından korumada en büyük görev ebeveynler ile eğitimcilere düşmektedir. Ergenlik dönemi gibi zor bir süreçte desteğe ihtiyaç duyan gençlerimizin sorunlarla başa çıkabilme becerilerinin geliştirilmesi onları madde bağımlılığı tehdidinden koruyacaktır. Çocukların ve gençlerin boş zamanlarını daha faydalı değerlendirebilecekleri etkinlikler oluşturularak, ebeveynlerle birlikte çocukların kaliteli zaman geçirmelerinin sağlanması çok önemlidir” şeklinde konuştu.</div>