Son zamanlarda artış yaşanan göç olgusunun daha iyi anlaşılabilmesi ve disiplinler arası akademik çalışmaların bir çatı altında toplanabilmesi amacıyla Atılım Üniversitesi bünyesinde “Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi” kuruldu. Göç olgusunun çok faktörlü, multidisipliner bir alan olduğunu ve bu eksende tüm disiplinleri bir çatı altında birleştirmeyi hedeflediklerini belirten Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğa Elçin, “Hem yüksek lisans tezimi hem çeşitli makalelerimi göç üzerine ayırmıştım. Daha sonra yaptığım çalışmalarda, katıldığım projelerde fark ettik ki, aslında sadece hukuk fakültesinde değil, pek çok fakültede göç üzerine çalışan akademisyenlerimiz, hocalarımız var. Bir arada çalışmalar yapmak istediğimizi fark ettik. Ya da bu çok disiplinli alanda hep beraber çalışma yaparsak hep beraber çalışma yaparsak akademik üretkenliğimizin artacağını fark ettik. Arkasından da bunun ancak bir araştırma ve uygulama merkeziyle daha kolay yapılabileceğini, daha efektif olabileceğini düşündük. Ardından Rektör Yardımcısı Serkan Eryılmaz hoca ile bir toplantı yaptık ve üniversitemizde göç üzerine yapılan çalışmaları inceledik. Bir hayli fazla olduğunu gördük ve bir araştırma ve uygulama merkezi kurmaya karar verdik” şeklinde konuştu. “Ülkemiz son 10 yılda çevre ülkelerde yaşananlar sebebiyle çok büyük bir zorunlu göç dalgası altında” Göç olgusunun yaşayan ve süreğen bir olgu olduğunu, insan hareketliliğinin olduğu sürece de devam edeceğini belirten Doç. Dr. Elçin, “Göç konusu gerçekten çok disiplinli bir alan. Çünkü göçün pek çok boyutu var. Şöyle ki göç konusunu ülke içerisinde göç ya da uluslararası göç diye ayırabiliyoruz. Gönüllü göç ya da zorunlu göç diye ayırabiliyoruz. Gönüllü göç dediğimiz kavram daha çok ekonomik sebeplerle ya da eğitim gibi faktörlerle bireylerin kendi istekleri ile yer değiştirmesi. Bir yandan da zorunlu göç dediğimiz bir kavramla karşı karşıyayız. Hele ki ülkemiz; son 10 yılda özellikle çevre ülkelerde meydana gelen karışıklıklar sonucunda çok büyük bir zorunlu göç dalgası altında. Çok disiplinli bir alan çünkü göç söz konusu olduğunda; göçün bireyler üzerindeki psikolojik etkileri, sağlık sorunları ya da tıbbi meseleleri beraberinde getiriyor. Mesela göç ve mimari çok yakın alanlar, çünkü şehir dokusunu etkileyebiliyor. Sosyal Bilimlerin her alanında neredeyse göç üzerine çalışmak mümkün. Örneğin; İktisat ’tan, Sosyolojiye, Hukuk disiplinine kadar. Ama diğer yandan diğer alanlarda da örneğin Güzel Sanatlar alanında da göç üzerine çalışmalar yapmak mümkün” ifadelerini kullandı. “Göçün gerçekten çok fazla boyutu var” Son zamanlarda ülkeler arası seyahatin ve iletişimin kolaylaşmasına paralel olarak göç konusunda da artış yaşandığını vurgulayan Doç. Dr. Elçin, “Göçün gerçekten çok fazla boyutu var. Çünkü artık günümüzde insanların bir ülkede yaşayıp ölmeleri, hayatlarına o ülkede son vermeleri çağını bitirdik. Artık seyahat çok kolay, iletişim çok kolay. Dünyanın bir yerinden başka bir yerine ulaşmak geçtiğimiz yüzyıla göre bile çok çok kolaylaştı. Dolayısıyla göç arttı. Göç arttığı için de göç üzerine akademik çalışma yapma ihtiyacı da bir o kadar çoğaldı diyebilirim” dedi. “18 Kasım’da ‘Göç ve Uyum’ başlıklı panelimiz olacak” Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin daha yeni kurulduğunu ama döneme bir panel ile hızlı bir giriş yapacaklarına değinen Elçin, “Kasım ayının 18’inde bir panelimiz olacak. Yeni kurulduk, henüz kurulduk ancak bir panelle başlıyoruz döneme. Panelimiz ‘Göç ve Uyum’ başlıklı. Panelimize hem Ankara İl Göç İdaresi Müdürlüğü Uyum ve İletişim Başkanı Abdullah Turgut katılacak. Hem de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinden Akif Atlı katılacak ve konuşmalar yapacaklar. Ardından da biz Atılım Üniversitesi akademisyenleri olarak ‘Göç ve Uyum’ üzerine önerilerimizi ya da yaptığımız çalışmaları paylaşacağız. Proje planlarımız var, yeni proje başvurularımız olacak. Onları değerlendirme aşamasındayız. Döneme böyle bir giriş yaptık. Umarım daha verimli, daha güzel çalışmalarla tekrar karşınıza çıkarız” diye konuştu. “Türkiye göçün tam merkezinde bir ülke” Göç unsurunun Türkiye’nin bir parçası olduğunu ve hem sosyolojik, hem ekonomik hem de coğrafi açıdan göçün merkezinde bir ülke olduğunu vurgulayan Elçin, “Türkiye göçün tam merkezinde bir ülke. Hem hedef ülke hem transit ülke hem de ev sahibi ülke aynı zamanda. Dolayısıyla Türkiye açısından çok kritik dönemlerden geçiyoruz bir yandan. Ülkemiz görülmemiş bir göç dalgası ile karşı karşıya. Tarihinde hiç olmayan büyüklükte göç dalgaları yaşıyor şuan da. Bunun tabi ekonomik yük paylaşımı kadar, hukuki olarak nasıl düzenlenmesi gerektiği, bir yandan da temel hak ve özgürlüklere uygunluğu sağlayarak bunu yönetmenin yollarını arayacağız hep beraber merkezde” dedi.