Şehirde yalnızca ağız ve diş sağlığı değil; estetik cerrahi, ortopedi, göz, onkoloji, fizik tedavi gibi birçok alanda hem donanım hem de uzman kadro açısından ciddi bir potansiyel bulunduğuna dikkat çekti.

Dr. Şimşek, “Mersin; sağlık altyapısı, konumu, ulaşım kolaylığı ve iklim avantajıyla Türkiye’nin en güçlü sağlık turizmi merkezlerinden biri olabilir. Ancak bu potansiyeli hayata geçirmek için kamu ve özel sektörün iş birliği içinde hareket etmesi şart” dedi.

Mersin’in yılın büyük kısmında ılıman iklim koşullarına sahip olmasının, özellikle Avrupa ve Orta Doğu’dan gelen hastalar için cazip olduğunu ifade eden Şimşek, konaklama, ulaşım ve refakat hizmetlerinin de bu sürece entegre edilmesiyle kentin çok yönlü bir sağlık destinasyonuna dönüşebileceğini vurguladı.

Sağlık turizminin şehre olan katkılarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Dr. Şimşek, “Sağlık turizmi sadece kliniklerle sınırlı bir alan değildir. Bu hareketlilik, otelden restorana, esnaftan rehberliğe kadar birçok sektöre doğrudan katkı sağlar. Yeni istihdam alanları yaratır ve şehir ekonomisine canlılık getirir” ifadelerini kullandı.

Dr. Şimşek, Mersin’in sağlık turizminde öne çıkması için uluslararası tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilmesi, çokdilli sağlık personelinin artırılması ve süreçlerin dijital olarak daha erişilebilir hale getirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.