Adana’da 27 yıl önce tartıştığı öğretmeni öldürüp, tutuksuz yargılandığı mahkemece ömür boyu hapis cezası alan katilin, yaşam koçluğu yapıp maratoncu olarak bir çok madalya kazandığı KKTC’de yakalanması öğretmenin ailesine buruk bir sevinç yaşattı. Olay, 1991 yılında Seyhan ilçesindeki Anafartalar Anadolu Lisesinde meydana geldi. İddiaya göre, okulun çevresinde oto kiralama şirketinde çalışan Yıldıray Keklik (46), beraberindeki arkadaşıyla okulun bahçesinde sigara içip kadın öğretmenleri ve kız öğrencileri rahatsız etti. Bu sırada nöbetçi öğretmen Hasan Bilgin, Keklik ve arkadaşına dışarı çıkmasını okulun bahçesinde sigara içmemelerini ve rahatsızlık vermemelerini söyledi. Bu nedenle öğretmen ile Keklik arasında tartışma çıktı. Diğer öğretmen ve görevlilerin araya girmesiyle Keklik ve arkadaşı dışarı çıkartıldı. Yaşanan sözlü tartışmanın ardından Keklik, okul çıkışında Bilgin’i bekleyip 42 yerinden bıçaklayarak öldürdü. 5 yıl sonra cezaevinden çıktı Olaydan sonra yakalanıp cezaevine konulan Yıldıray Keklik hakkında idam cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Ancak aradan 5 yıl geçmesine rağmen Keklik’in cezası kesinleşmediği için tutukluluk süresi dolduğundan 1996 yılında serbest bırakıldı. Bir süre sonrada mahkeme Keklik’e iyi halden dolayı idam yerine ömür boyu hapis cezası verdi. Keklik ömür boyu hapis cezasının çok ağır olduğunu belirterek kararı Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay kararın yerinde olduğunu belirterek cezayı onadı ancak bu kez de öğretmenin ailesi idam kararı verilmesi için yerel mahkemenin ömür boyu hapis cezasına itiraz etti. Bu itirazlar devam ederken Keklik ceza alacağını düşünerek 2012 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine kaçtı. Yıldıray Keklik burada kendisine Şahin Soylu adıyla sahte kimlik düzenleyerek yaşamaya devam etti. Uluslararası müsabakalara katılan Keklik, bir çok yarışmada birinci olarak madalya ve kupa kazandı. Keklik aynı zamanda KKTC’de yaşam koçluğu da yapmaya başladı. Keklik, KKTC’de 5’inci Cumhuriyet Maraton Koşusu’nda da derece elde etti. Cezası 23 yıl sonra kesinleşti 1991 yılında cinayet işleyen Keklik’in cezası, karşılıklı yapılan itirazlar nedeniyle olaydan tam 23 yıl sonra kesinleşti. Yargıtay yerel mahkemenin ömür boyu hapis cezasını onadı. Bunun üzerine Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri hükümlüyü bulmak için çalışma başlattı. Polis hükümlünün KKTC’de olduğunu tespit ederek bunun üzerine İnterpol ile irtibata geçerek yakalanması için kırmızı bülten çıkardı. Kırmızı bültenin çıkmasının ardından Adana polisi KKTC polisine konuyu bildirdi. KKTC polisi hükümlüyü geçtiğimiz günlerde yakaladı. "O bir kişi değil 4 kişi öldürdü" Öğretmenin eşi Melahat Bilgin (60) eski olayları hatırladığını ve çok üzgün olduğunu ifade ederek, "İstediğim tek şey kocamın kanı yerde kalmasın. Bunca yıl geçti biz onların hapiste olduğunu biliyorduk ama çıkmışlar gönüllerince eğleniyorlar. Benim kocam şimdi toprak altında çocuklarımı perişan ettiler. Onlar sadece bir kişinin yaşamını bitirmediler yanında dört kişiyi daha öldürdüler. Şu an cezaevine girdiler ama bu kadar yılı da rahat yaşadılar bu benim çok zoruma gidiyor. Ben çok zorluklar çektim her şey para değil. Çocuklar erkek ve hırçın oluyorlar çünkü babalarının yokluğunu hissediyorlar. Evin taksiti devam ediyordu tek bir maaş ve 3 çocuk yani şimdi ki gibi yardım yoktu" diyerek ağladı. "Yıllarımızı ve babamızı kaybettik" Öğretmenin büyük oğlu Özgür Bilgin ise içlerinde buruk bir sevinç olduğunu ifade ederek, "Aslında yıllarımızı ve babamızı kaybettik. Suçlular en sonunda adaletin davamıza sahip çıkmasıyla sonunda hak ettikleri cezayı bir nebzede olsa almış olacaklar. Bundan dolayı üzgünüz ama adalette yerini bulacak onunda ayrı bir sevinci var. Olan bize ve yıllarımıza oldu babamız 39 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ben 12 yaşındaydım ve gelecek hayalleri kurardık ileride ne yapacağız diye ama hepsi hayal olarak kaldı. Çok üzüldük biz hep onu düşünürken ve mezara giderken onlar günlerini gün ediyorlarmış" diye konuştu. Bilgin babasının okul çıkışında okulu koruduğu için öldürüldüğüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Babam okul çıkışında öldürüldü ve şehitlik verilmedi o zamandan beri bizimde içimizdeki burukluğun biraz daha artmasına sebep olan olaydan birisi buydu. Tek düşüncesi kızlarımıza ve okulumuza bir zarar gelmesin diye can siperane savunuyor okulunu. Şehitlik olduğundan dolayı bizim böyle bir düşüncemiz vardı ama maalesef verilmedi. Biz sadece temsili bir şehitlik verilmesini istiyoruz. Bunun manevi hissiyatı çok önemli. Çektiğimiz acıları biraz olsun şehitlik verilmesi dindirir."