Acıbadem Adana Hastanesi Aile Hekimi Uzmanı Dr. Filiz Arabacı, rutin sağlık kontrolü yaptırmanın sağlığı koruma konusunda rehber olduğuna dikkat çekerek, hastalıkların yüzde 80’inden fazlasını oluşturan obezite, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, lipid metabolizma bozuklukları ve bazı kanser türlerinde bu kontroller sayesinde erken teşhis konulabildiğini söyledi. Dr. Arabacı, bu hastalıkların büyük çoğunluğunun yıllar öncesinden vücudumuzda bazı belirtilerle kendini gösterdiğini belirterek bu gizli kalan hastalıkların, vücutta diğer organlara zarar vermeden, ilerlemeden tanı alması ve tedavisinin başlatılmasının yolunun “check up” yani rutin sağlık kontrollerinden geçtiğini anlattı.

“Bazı rahatsızlıklar hiçbir şikayet oluşturmaz”
Hastalıkların erken dönemde teşhis edilmesiyle tedavi sürecinin de “daha kolay, daha kısa süreli” ve tedavi maliyetinin de “daha düşük” olduğuna dikkat çeken Dr. Arabacı, “Potansiyel sağlık sorunlarına karşı çok daha erken önlem almada rutin sağlık kontrollerinin payı büyük. Kişilerin yaş ve cinsiyetlerine göre, muhtemel çevresel ve genetik risklerine göre oluşabilecek hastalıklara karşı tedbir alınabiliyor. Erken teşhisle kanserler gibi pek çok uzun ve kişi üzerine olumsuz etkileri olan tedavi süreci sıkıntılı hastalıkların tedavisi ve takibi kolaylaşıyor” diye konuştu.
Dr. Arabacı bu rutin kontrollerle hastalıklar karşısında avantaj elde edilebileceğinden bahsederek, “Hiç şikayetimiz olmasa da rutin kontrollerimizi yaptırmamız gerekir, çünkü bazı rahatsızlıklar hiçbir şikayet oluşturmaz” dedi.

“'Ya kötü bir şey çıkarsa' deyip korkmayın”
Aile Hekimi Uzmanı Dr. Arabacı, çoğu insanın kendi sağlığını ikinci hatta üçüncü plana atıp ciddi sağlık sorunları ortaya çıkmadan doktora başvurmadığına değinerek şunları söyledi:
“Doktora gitmemek için bahane üretiyoruz. ‘Hiç sağlık sorunum yok, bana bir şey olmaz’ ya da ‘Bu ara çok yoğunum, vakit bulduğumda yaparım’ diye sağlığımızı görmezden geliyoruz ya da erteliyoruz. Ancak düzenli sağlık kontrollerinin bizim ülkemizde çok daha az yapılmasının en önemli nedeni ‘hasta olmadan doktora gidilmez’ anlayışı ve doktora gidince ‘ya kötü bir şey çıkarsa’ endişesi. Oysa ki hasta olmadan da doktora gidilir ve gidilmelidir. Doktora gitmek için hasta olmayı beklemeyin, düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyin.”
Dr. Arabacı rutin sağlık kontrolleriyle hem işgücü kaybını hem de sağlık harcamalarının düşürüldüğünü ve bu nedenle yabancı ülkelerin çoğunda sağlık kontrolünün zorunlu tutulduğunu da sözlerine ekledi.

“Bahar ayları tam zamanı”
İçinde bulunulan bahar aylarında yaşanan “yorgunluk ve halsizlik hissi”nin, rutin kontrolleri yaptırmak için güzel bir vesile olduğunu belirten Dr. Arabacı “Çünkü mevsim geçişi olarak yorumladığımız şikayetlerimizin altında anemi, hipotiroidi gibi hastalıklar da yatıyor olabilir” dedi. Dr. Arabacı rutin kontrollerin; ayrıntılı kan ve ultrason tetkikleri ile kanser başta olmak üzere, kan hastalıkları, enfeksiyonlar, tiroid dokusundan böbrek hastalıklarına kadar tüm organ bozukluklarının tanısına yardımcı olan incelemeleri içerdiğini ve elde edilen verilerin ayrıca diyabet, kolesterol ya da yüksek tansiyon gibi sağlık açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek sorunların erken tespitini sağladığını ifade etti ve herkesi bu kontrolleri yaptırmaya çağırdı.

“Cevaplar testlerde değil hekimde”
Toplumda yaygın olan, hasta tarafından “kan tahlili yaptırma alışkanlığının” doğru bir yaklaşım olmadığına değinen Dr. Arabacı “Arada bir kan testi yaptırmak yeterli değildir, çünkü kan testlerinde şikayetlerinizin cevaplarını bulmanız her zaman mümkün değildir. Sorularınızın cevapları hekiminizdedir, testlerde değil. Sürekli test yaptırmak değil, aralıklı kontroller ve şikayetler başladığında hekiminizle görüşmeniz önemlidir” diye konuştu.

Editör: Barış Köksal