Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Haktan Ergin Bağış, 'uzayda kendini boşlukta hissetme' anlamına gelen vertigonun nedenleri arasında kulak, beyin ve gözle ilgili rahatsızlıklar olduğunu söyledi. Beyin denge merkezini etkileyen tüm sistemik veya bölgesel hastalıkların vertigoya neden olabildiğini anlatan Op. Dr. Bağış, bunlar arasında şeker hastalığı, tansiyon değişikliği, böbrek ve karaciğer hastalıklarının sayılabileceğini belirtti.
Son dönemlerde artan yanlış diyet uygulamaları, kolesterol ve tuzdan zengin beslenme, ani baş hareketleri ve stresin kulaktaki denge merkezini kötü etkilediğini söyleyen Op. Dr. Haktan Ergin Bağış, "Özellikle tuzdan zengin besinlerle beslenen hastalarımız iç kulak basıncını artırarak baş dönmesi ile kliniklerimize gelmektedirler. Kulakta salyangoz denilen organ kulağın denge merkezidir. Dolayısıyla bu hastalar tekrarlayan baş dönmesiyle beraber bulantı, kusma, yere düşmeler, işitme kayıplarıyla bize gelirler. Menier hastalığı olarak da adlandırılan bu hastalara tam bir KBB muayenesi ve işitme testleri uygulanmalıdır. Çünkü her baş dönmesi atağı menier hastalığında bir miktar işitme kaybına sebep olmaktadır" dedi.
 
Salyangoz içerisinde ayrıca kulak taşları bulunduğunu, bu taşların yerlerinden oynaması sonucu hastaların baş dönmesinden şikayet ettiklerini belirten Bağış, "Hastalar ani hareketlerle bu denge taşlarını yerlerinden oynatarak yaşam kalitelerini düşürmektedirler. Bununla beraber kulaktaki denge sinirleri yüz sinirleriyle anatomik olarak yan yana seyreder. Denge sinirlerini etkileyen herhangi bir hadise yüz sinirlerini de etkileyip, yarım yüz felcine neden olabilmektedir. Bu nedenle baş dönmesi olan hastalar ileriki zamanlarda yüzünün bir tarafını hareket ettirmede güçlük, dudaklarında uyuşma şikayetiyle kliniğimize başvurabilmektedir. Dolayısıyla tedavinin başarısı için erken tanı ve teşhis önemli" diye konuştu.
 
Vertigoya yaz aylarında daha sık rastlandığını kaydeden Op. Dr. Haktan Ergin Bağış, son zamanlarda özellikle 40-50 yaş grubu hastaların kliniklere ağırlıklı olarak başvurduklarını söyledi. Bu yaş grubu hastaların genellikle ihmaller sonucu geldiğini ve bu yüzden tedavinin zor olduğunu belirten Op. Dr. Bağış şöyle devam etti: "Hastalarımıza öncelikli olarak yaşam standartlarını değiştirmelerini, sigarayı bırakmalarını, tozlu, rutubetli, soğuk ve enfeksiyona uygun kapalı ortamlardan uzak durmalarını, ani hareketlerden sakınmalarını, tuzsuz ve proteinden fakir bir beslenmeyi öneriyoruz. Baş dönmesi atağında olan hastalarımız kendilerinde baş dönmesi hissettiği an sessiz, karanlık veya loş bir ışıkta hareketsiz bir şekilde uzanmalıdırlar. Hastalarımız gözleri kapalı şekilde yatağa uzanmalı ve gerekirse 3 ila 6 saat kadar dinlenmelidir. Baş dönmesiyle gelen hastalarımızın ayrıca yılda bir kez de olsa göz muayenesinden geçmelerini öneriyoruz."
Editör: Barış Köksal