Kısa bir süre önce Mersin’de “Kenti Geliştirmeyenler” e karşı başlattığımız mücadelede ne kadar çok kente duyarlı insanın olduğunu sevinerek gördük. Yine sevindiricidir ki ilk kez birçok kişi ile tanıştık ve çok güzel dostluklar edindik.
Bu Pazar gününü bu çok özel ve değerli Mersin Sevdalısı iki dostumuzla birlikte geçirdik. Özcan Narşap ve İrfan Bulut.
Anka Holistik Akademi’de nefes koçluğu, yaşam koçluğu, Meditasyon, Biomental şifa teknikleri ile terapi seansları yapıyorlar.
Beni bugün Taşucu’ndan yapılan tekne turlarına davet ettiler.
Hemen 8 yıl önce tekne turları konusunda yazdığım “Tisan Yat Turu Eziyeti” başlıklı bir köşe yazısını hatırladım.
Yazımın bir bölümü şöyleydi
***

Sabah 8.00 de Mersin’den tur otobüsü ile hareket ettik.           Birçok yazlık siteden yolcu alarak ve bazen de bekleyerek iki saatlik bir yolculukla Taşucu’na ulaştık. 
Aynı tekneye binecek diğer otobüslerin yolcuları ile sıraya girerek tekneye bindik.
Sanırım 80 kişilik teknede 150 kişi kadardık.
Oturacak bir masa ve yer bulamayıp, kenarda bir yere oturduk.
Sonra çay verilmeye başlandı. Sıraya girip çay aldık.
Mayolarımızı giymek için kabinlere gittiğimizde burada uzun bir kuyruk vardı. Tekrar sıraya girdik.
Yüzülecek yere geldiğimizde denize girmek için merdiven iniş sırasına girdik.                                                                     Denize girebildiğimizde gemi güvertesinden atlayan kalabalıktan korunmaya çalıştık.
Yarım saat sonra gemi hareket edeceğinde yine bu sefer merdiven çıkış sırasına girdik.
Gemiye çıkınca bu kez bizi duş sırası bekliyordu.
Tekrar soyunma kabini sırasına ve tuvalet sırasına girdik.
Yemek saati gelmişti. Elimizdeki fişlerle yemek sırasına girmemiz söylendi. Yemek sırasına girdik.
Yemekten sonra tekrar yüzme yerine geldiğimizde;
Soyunma kabini, Merdiven iniş, Merdiven çıkış, Duş, Soyunma kabini, Tuvalet sıralarını sabahki gibi yaşadık.
Artık sıraya girecek gücümüz ve sabrımız kalmamışken, bu kez gemi personeli sıraya girmemize gerek olmadan kendileri birer dilim karpuz getirdiler. Ama bizim karpuzu yiyecek gücümüz ve arzumuz kalmamıştı.
Dönüş yolunda geminin arkasında ara sıra çalıştırılan jeneratörün sesi, yerdeki eşyalarımıza akan deniz suyu, geminin içinin pis kokusu kendini daha çok hissettirmeye başlamıştı.
Limana yanaştığımızda 150 kişi yine sıraya girip, itiş kakış gemiden inmeye çalıştık.                                                 
Otobüslerimize bindik. Tekrar yolcuları sitelerinde indirerek, bu kez kalabalık deniz dönüşü trafiğinde 3 saatte Mersin’e geldik.
Döndüğümde patronlarına şikayetimi söylediğim zaman, dinlemedi bile, yani bizde böyle işine gelirse gibilerden.
Doğru haklıydı, işimize gelirse, benimde bir daha işime gelmedi.
İki gün bedenimi ve sinirlerimi dinlendirdikten sonra bende Mavi Tur dedikleri, bence bu Kara Tura bir daha katılmamaya karar verdim.
***
Bugün Özcan’ın daveti üzerine 8 yıl aradan sonra tekrar bir deniz turunu denemeye karar verdim. 
En son gittiğimden beri gemi sayısı oldukça artmıştı.
Bu kez Alize yatçılıkla tura katıldık. Geminin alacağı kapasitede kişi vardı ve her şey çok güzeldi. Ayrıca Orçun isimli bir genç yetenek gemide eğlenceyi başarılı bir şekilde yönetiyordu.

Dostlarıma eski düşüncelerimi değiştirdikleri ve güzel bir gün geçirmemi sağladıkları için teşekkür ediyorum.

Umarım bu gerçek bir mavi tur değerindeki turizm zenginliğimizi Mersin’in gerçek turizmcileri değerlendirirler. 

HARUN ARSLAN