Geçtiğimiz hafta Mersin Valiliği ve Mersin Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde kurulacak olan “Mersin Kalkınma ve Eğitim Vakfı” tanıtım toplantısına katıldım.
Uzun zamandır bu vakfın ön çalışmalarının ve hazırlıklarının yapıldığını biliyorum. 
Toplantıya giderken çok da olumlu bakmadığımı ve işleyişi konusunda tereddütlerim olduğunu itiraf etmeliyim. Fakat kentin tüm dinamiklerini kapsayıcı olmasını, katılanlardaki heyecanı ve ön çalışmaları yapan kişileri gördükten sonra fikrimi değiştirdim ve olumlu olacağı ve kente katkı vereceği yönünde ümidim arttı.
Yine toplantıda Mersin’de ilk kez bu kadar geniş katılımlı ve güçlü bir birlikteliği gördüğümü sevinerek söylemeliyim. 
Bugüne kadar bir kent lobisi oluşturulamaması ve birlikte hareket etme yönünde olumlu bir gelişme sağlanamamasına karşın bu kez en azından Vakıf konusunda lobi anlamında geniş katılımlı bir oluşum sağlanabileceğine inancım arttı.
Vakıf Mersin’in tanıtılmasını, zenginliklerinin korunmasını, eğitim ve öğretime katkı sağlanmasını hedefleyerek kurumsal bir kimlik oluşturulmasını amaçlıyor. Mersin’deki etkinliklerde bundan böyle bu Vakıf kanalıyla yapılacak.
Toplantıya Valilik, Belediye Başkanları, Sivil Toplum Kuruluşları, Oda, Üniversite, Özel sektör temsilcileri ve Meclis Üyeleri katıldı.  
Mersin’in bugüne kadar ortaya çıkmamış, atıl kalmış gücünü hissedip heyecanlandık.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kentin tüm birleşenlerinin ortak bir çatı altında toplanması amacıyla girişimde bulunduklarını, aslında bunun yıllar önce yapılması gerektiğini söyleyerek,  konunun ne kadar önemsendiğinin altını çizmesi ve bu konuya inanarak maddi ve manevi desteği sağlaması en başta olması gereken olumlu yön.
Daha sonra sağlam temeller üzerine oturtulması çok önemli. 
Burada kuruluşta ön hazırlıkları yapan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Haluk Tunçsu, Genel Sekreter yardımcısı Hasan Gökbel ve Vakıf konusunda deneyimli, kentimize kültürel anlamda önemli katkıları bulunan Hilmi Dulkadir’in olması çok olumlu.
Bundan sonra ise yönetimdeki kişilerin vasıfları çok önemli. Konu ile çok ilgisi olmayan kişilerin oluşturduğu bir yönetim anlayışı sakıncalı olacaktır. Bunun olumsuz örneklerini bazı etkinliklerde destek veren ilçe Belediyelerinin gönderdikleri yetersiz temsilcilerde gördük. Mutlaka profesyonel ve etkinlikler ve tanıtım konusunda deneyimli kişilerin görevde olması önemlidir.
Bazı gerçekleri de kabul etmeliyiz ki bu oluşum başarılı olsun.
Bugüne kadar bu kentin tanıtımını yapmaya çalışanlar başarılı olamamışlardır. Yurt içi ve yurt dışı tüm çalışmalar başarısız olmuş,
hatta daha ileri giderek bu kentin tanıtımı adeta olumsuz anlamda etkilenmiştir. Gezi amacından öteye gitmeyen yüzlerce yurtdışı tanıtım fuar gezisinin kente hiçbir yönden katkı sağlamadığı konusunda bugüne kadar çok sayıda yazı yazdım.
Akdeniz Oyunları öncesi kentin bir yığın sorunu ve oyunların ön hazırlıkları varken, tüm kent yöneticilerinin ve kent dinamiklerinin iki hafta yurt dışı fuarlarda gezmesini sağlayan bu bildik eski iradenin artık hakim olmamasını ümit ediyorum.
 
Bu kentin Tarımını, Ticaretini, Turizmini, Sanayisini bir adım ileriye götüremeyen “kentin değiştirilemeyen dinamikleri” bu oluşumun içerisinde olmamalıdır.
Hala eski bir Vakfın adıyla devam edilmesini önerenler var. 
Artık tamamen yeni bir sayfa açılmalı yeni bir heyecan, anlayış ve istekle Vakıf’tan iş, rant ve siyasi kazanç beklemeyen kişilerden oluşan bir yönetim olmalıdır.
Tabii burada başarılı kişilerin deneyimlerinden de yararlanılmalıdır. 
Bugüne kadar her yönden başarı ile sürdürülen Narenciye Festivali ilgililerinin bilgi ve deneyiminden yararlanılmalıdır.
Yine 15 yıldır yapılan bugüne kadar tanıtım, katılım ve şeffaflık eleştirilerini yaptığımız Uluslararası Müzik Festivali daha iyi bir hale getirilmeli ve oradaki deneyimli  kişilerden istifade edilmelidir.
Bugüne kadar pahalı sanatçılar getirerek maksadı dışına çıkan Türk Sanat Müziği Festivali de ilk kez bu yıl yeni bir anlayışla ve Belediyenin kısa sürede oluşturduğu sanatçı kadrosunun da desteğiyle başarılı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu şekilde devam etmelidir.
9 yıldır yapılan ve kentimize birçok sanat eseri kazandıran Heykel Sempozyumu, Mersin Üniversitesi yeni yönetiminin yeni anlayışı ile sürdürülmelidir.
Bir önemli konu daha:  Bundan önce kente neredeyse hiçbir katkısı ya da güç ve kazançlarına oranla bir katkısı olmayan oluşumlar gözden geçirilmelidir. Bu oluşumları bilmeliyiz ve bizler de onlara yaşadıkları kente katkı vermeleri konusunda ısrarcı olmalıyız.
Vakfa katkı verecek oluşumların bir listesi yapıldı. 
Fakat bu listenin dışında bu Vakfa katkı vermesi gereken ya da  verebilecek bir çok oluşum var. Bunların da bir listesi çıkarılmalı ve artık onlar da yaşadıkları kente bu kez katkılarının boşa gitmeyeceğini ve başarının yine kedilerine bir şekilde kazanç olarak döneceğini bilerek destek vermeliler.
Vakfın başında kentin Valisinin ve Büyükşehir Belediye Başkanının olması çok olumlu; onların gayretleri ve teşvikiyle Vakfa destek artacak ve bu Vakıf gerçekten güçlü olarak bu kentin tanıtımını yapacak, gelişmesini sağlayacaktır.
Yeni bir oluşumla, yeni insanlarla yeni bir heves ve şevkle;
Mersin otoyolların, demiryolunun, limanın birleştiği; serbest bölgesi, organize sanayi bölgesi, zengin tarihi ve doğal kaynakları, denizi, ormanları, gölleri, verimli tarım alanları ile dünyanın en önemli, stratejik ve zengin yörelerinden biridir ve kentte yaşayanların hayat kalitesini çok daha yükseğe taşıyacak özelliklere sahiptir. Ama ne yazık ki,  hâlâ bunların yeterince farkına varıp değerlendiremedik. Şimdilerde ise ileriye daha umutla bakabilmemiz için yeterince neden var.
Bu kentte 1910’lu yıllarda tramvayın çalıştığı, 1940’lı yıllarda dünyadaki dört raylı sahneden birine sahip olan operasının olduğu unutulmamalıdır. 
Hala yarım asır önce bir valinin gayretiyle yapılan stadyumu, lisesi olan ve 1947’de Mersinli Ahmet’in dünya şampiyonluğu ile, 1950’de ilk kadın belediye başkanına sahip olmasıyla,  M.İ.Y.’nun Avrupa kupalarında oynaması ile gururlanan bu kent hâlâ geçmişiyle yaşayan bir uyku mahmurluğundan yavaş yavaş sıyrılmalıdır.
Yukarda konu ettiğim Vakıf bu anlamda kıymetli bir atılımdır.
Ümit ediyorum ki bugüne kadar birçoğu formalite olan işlevsiz, kente faydasız komite, kuruluş, dernek, platform, konsey gibi oluşumlar Vakfın içinde bulunup zarar vermezler ve bunların yaptığı yine formalite etkinlikler de son bulur. 
Artık yıllarca bu kentin gözünü boyama ve kendilerini tatmin için yapılanlara son verilir; kaybolan zamanın telafisine bakılır. Ve bundan sonra bu tür faaliyetler bu güçlü Vakıf tarafından yapılır.
Burada sonuç olarak anahtar kelime “Yeni” olmalıdır;  Yeni Vakıf, Yeni Kişiler ve Yeni bir Ümit…
Vakfın başarılı olmasını diliyorum ve Mersinlilerin de gereken desteği vererek sahipleneceğini  ümit ediyorum.  
HARUN ARSLAN