Başbakan Yardımcısı Sn.Lütfi Elvan “Çukurova Havalimanı”nın devlet eliyle yapılacağını, bunun için de gerekli işlemlere başlandığını söyledi.
Bana göre bu büyük bir müjdedir ve son 20 yıldır Mersin’in “Havalimanı” macerasında kat edilen en önemli mesafedir. 
Ama ne yazık ki bu olgu, ne kent dinamikleri, ne basın, ne de kendi partisi içerisinde gereken etkiyi ve yankıyı yaratamadı.

Geriye dönüp kısaca Mersin’in “Havalimanı” hikayesini hatırlayalım:
Mersin3 bakana sahip olduğu günleri yaşadı… O yıllarda Kumkuyu’ya yapılacak Havaalanı’nın projesi yapılıp, ödeneği çıkmış, hatta ihalesi yapılmışken bazı siyasi hesaplardan dolayı iptal edildi.
Uzun yıllar bir Mersin lobisi olmadığından ve bu kent sürekli değişmeyen bir avuç kent dinamiği ve yerel yönetim tarafından geriye götürülürken kimse bir Havaalanı yapılmasını gündeme getirmedi.
Nihayet Çukurova Havaalanı yapılmasına karar verildi.
Önce Adanalılar sonra da Mersin’in kent dinamikleri karşı çıktı! 
Çeşitli itirazlarda bulundular. 
Hatta Danıştay’a dava açan bir oda bile oldu! 
Ellerinden geldiğince engellemeye ve geciktirmeye çalıştılar… 
Nihayet ihalesi yapıldı; bu sefer de ihaleyi yapan firma için olumsuz bir kampanya başlatıldı.
Havaalanının gerçekleşmesi bölgedeki siyasi dengeleri değiştirebileceği korkusu içine girildi.
Sanırım havaalanının son durumunu görmeye kent dinamiklerinden hiç biri gitmemiştir. Bazı pistlerin alt yapısı yapılmış, terminal binasının dikmeleri çıkmış ve % 20 si tamamlanmıştır.

Çukurova Havalimanı bitirildiği zaman şu anda çeşitli teknik sorunlar yaşayan Adana Havalimanı’nın kapatılması gerekeceğinden, güçlü Adana Lobisi etkili olup kapatılmayacağı kararı aldırdı; böylece ihaleye girecek firmalar ihaleye girmekten vazgeçtiler.
20 yıldır süren havalimanı macerasında yalnızca birkaç aylık Bakan 
Sn. Lütfi Elvan’ın Devlet tarafından yapılması kararını aldırması, Mersin lehine çok değerli ve önemli bir başarıdır.

Maalesef bugüne kadar Mersin’de devlet yatırımlarına başta yerel yönetim ve onun paralelindeki kent dinamikleri ve siyasileşmiş oda ve STK’lar karşı çıkıp engellemeye çalıştılar. 
Proje ve ödenekleri çıkmışken Mersin yerine Antalya’da yapılan İhtisas Hastanesi ve Kayseri’ye yapılan beş Anadolu Lisesi gibi sayısız örnek verebiliriz. 
Bugün de bazı muhalefet Milletvekillerinin eski dönemdeki gibi bu projelerin gerçekleşmesi korkusu içinde olduklarını, verdikleri beyanatlardan üzülerek gözlemliyoruz.

Tabii ki yalnızca Mersin kent dinamikleri ve muhalefet partisi yöneticileri bunda kusurlu değildir.
Bugüne kadar iktidar partisi yönetimleri de bu projelerin takibinde, gerçekleşmesinde yeterli özeni, dikkati gösterememişlerdir.
Daha da ileri gidersek; gerçekleşen projelere dahi yeterli ilgiyi gösterememiş, tanıtımını yapamamışlardır. 
Son olarak Akdeniz Oyunları ile Mersin’in yüz yılda elde edemeyeceği tesisleri kazanması hem yeterince anlatılamamış, daha sonra da yeteri kadar değerlendirilememiştir.

Son günlerde birden bire basın açıklamaları yapmaya başlayan Ak Parti İl yönetimi, aslında öncelikli olarak Sn. Lütfi Elvan’ın şu anda Havalimanı’nı ve Mersin’deki projelerin son durumu ile ilgili açıklamalarını halka anlatması gerekir.
Fakat hala Mersin İl Yönetimi’nden gelen basın bildirilerinde Sn. Lütfi Elvan’ın “eski Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı”(!) olduğunu yazan anlayıştan artık çok fazla bir şey beklememek gerekir. 
Bugüne kadar tüm il yönetimleri ne yapılanları halka anlatabilmişler, ne de yerel basın, kent dinamikleri ve halkla diyalog içerisine girebilmişlerdir. Sonuç olarak da Ak Parti açısından Türkiye’nin en başarısız illeri arasında Mersin’in ilk sırada olmasına sebep olmuşlardır. 

Hükümet ile Mersin menfaatlerinde birlikte hareket etmeyen kent yönetici ve kent dinamiklerinden sonra, şimdi kentin projelerini kentin başarılı Bakanı ile birlikte hareket edip destekleyen bir Büyükşehir Belediye Başkanı ve kente her türlü katkıyı vermede çaba gösteren bir Mersin Üniversitesi Rektörümüz var. Valimiz de  Mersin’in tüm projelerine hakimdir ve bağlı  müdürlüklerin daha gayretli çalışmalarını sağlıyor. 

Bir bölgenin gelişmesinin olmazsa olmazı, ilk sırada mutlaka “Havalimanı”dır. 
Şimdi buna en yaklaştığımız dönemde, umarım Mersin’in gelişmesini isteyen kentin tüm dinamikleri, tüm siyasi temsilciler konuya gerekli ilgiyi gösterirler ve bu çok anlamlı başarının yeterince farkında olurlar…   

HARUN ARSLAN