BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın üç çocuk çağrısına rağmen nüfus artış hızı azalınca hükümet, çocuğa teşvik formülünü devreye sokmaya karar verdi. Türkiye'de ilk defa yaş ortalamasının 30'u geçtiğini belirten Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, çocuk yapanlara özel vergisel teşvikler üzerinde çalışacaklarını açıkladı. TÜİK'in açıkladığı nüfus rakamlarını yorumlayan Bakan Yılmaz, nüfus artış hızının azaldığına dikkat çekti. Hürriyet'i ziyaret eden Yılmaz, şu açıklamaları yaptı:

TÜRKİYE YAŞLANIYOR

“Nüfus artış hızı 1.35'ten 1.2'ye düştü. Nüfus artış hızında azalma var. 0-14 yaş grubunun payı toplam nüfusta payı yüzde 25'in altına düştü. 65 yaş üstünün de payı artıyor, 7.5'a çıktı. Ortalama yaşımız ilk defa 29.7'den 30.1'e çıktı. Bu illere göre değişiyor. Batıda daha yüksek, Doğu'da daha düşük. Türkiye nüfusu yaşlanıyor. Ancak, uzunca bir süre daha çalışma çağındaki nüfusumuzun toplam nüfustaki payı yüksek olacak. Bu yavaşlama, Türkiye'nin giderek genç nüfus avantajını yitireceğini gösteriyor. Bunu çok iyi değerlendirmek ve olabildiğince ertelemek zorundayız. Bu nedenle başbakanın '3 çocuk talibi' haklı bir söylem. “

CİDDİ DESTEKLER VAR

Gelişmiş ülkelerin uzunca süredir çocuğa çok ciddi destekler verdiğini hatırlatan Yılmaz, “500 euronun üzerinde destek veren ülkeler var. Onu da düşünmemiz gerekiyor. Çocuk yapana teşvik üzerinde çalışmamız gerekiyor. Şu andaki sistemde de kısmen teşvik var. Asgari ücrette evliyseniz belli sayıda çocuğunuz varsa vergi ödemiyorsunuz. Memurlarımızda çocukla ilgili bir miktar birşey var. Uzun vadede daha farklı şeyler tartışmalıyız. Avrupa'daki gibi daha güçlü bir sistemi tartışmalıyız” diye konuştu.

184 lira doğum yardımı 16 haftalık doğum izni

 

· 2013 yılının ilk yarısı için çocuğu olan memurlar 184,59 lira doğum yardımı ödeneği alabiliyor.

· 72'nci ay dahil olmak üzere 0-6 yaş grubunda yer alan çocuklar için 36.9 lira, diğer çocuklar için de aylık 18.46 liralık çocuk yardımı yapılıyor.

· Kadın memura doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta analık izni veriliyor.

· Çoğul gebeliklerde ise doğum öncesi 8 haftalık analık izni süresine 2 hafta daha ekleniyor. Böylece çoğul gebeliklerde doğumdan önceki analık izni süresi 10 haftaya çıkıyor.

· Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin (asgari 8 azami 13 hafta) bitiminden itibaren ilk 6 ayda günde 3 saat, ikinci 6 ayda günde 1.5 saat süt izni veriliyor. Doğum yapan memura iznin bitiminden, eşi doğum yapan memura ise doğumdan itibaren 24 aya kadar ücretsiz izin verilebiliyor.

10 çocuk yap kahraman ol

AZERBAY-CAN'da, 10 veya daha fazla çocuk sahibi annelere “Kahraman Anne” adı verilmesi yönünde çalışma başlatıldı. Azerbaycan Kadın, Aile ve Çocuk Problemlerinden Sorumlu Devlet Komitesi'nin hazırlayıp Milli Meclise sunduğu “Fazla çocuklu ailelere devlet desteği” yasa tasarısına, 10 veya daha fazla çocuk sahibi annelere “Kahraman Anne” adının verilmesi yönünde madde konuldu. Tasarıda, “Kahraman Anne”lere belli imtiyazların tanınacağı, para yardımı yapılacağı belirtilirken, annelere de çocuklarına “iyi annelik etmeli ve onların eğitimleri için olanak sağlamaları” şartı getirildi. Yasa tasarısı önümüzdeki günlerde Milli Meclisin gündemine alınacak. “Kahraman Anne” adı Sovyetler döneminde 1944 yılından itibaren 10 veya daha fazla çocuklu annelere verilmiş ve bu annelere belli imtiyazlar sağlanmış, özel madalyalar verilmişti. Resmi rakamlara göre Sovyetler Birliği döneminde 15 Sovyet cumlhuriyetinde 431 bin kadına Kahraman Anne unvanı verildi. A.A.

 

TÜİK'te kasıt yok, ceza var

KALKINMA Bakanı Cevdet Yılmaz, TÜİK'te iki olay yaşandığını belirterek, “Bu kadar çok güzel işi varken gölge düşürüyor. TÜBİTAK'la birlikte çalışma başlattık. Gereken tedbirleri aldık. Sakınan göze çöp batar derler. Muhtemelen bir ceza olacak. Kasıt olmadığını düşünüyorum. İkisi de hata gibi görünüyor, manipülasyon görünmüyor. Gizli bilgiyi alıp birileriyle paylaşmak yok. İş kazası olmuş” diye konuştu. Yılmaz şunları söyledi: “Turizm gelirlerini doğru hesaplamak için epeydir çalışıyoruz. Turizm anketlerimiz, değişimi yakalayamadı. Turistlerin cep telefonu ücretleri, aldıkları VIP hizmetler, THY'nin yolcu taşıma ücretleri, gelen turistin yol ücretleri gemirler hesaplanırken, dikkate alınmıyordu. Geçen sene Türkiye'nin net hata noksanı 8-10 milyar dolara çıktı. Türkiye'ye giren ama kaynağını izah edemediğimiz 8-10 milyarlık para var. Farkın büyük bölümü bundan kaynaklanıyor. Cari açığımızı durup dururken yüksek gösteriyoruz. Ama görüldüğü kadar yüksek değil bizim cari açığımız.

AB'ye referans olduk

KAYNAĞINI izah edemedikleri gelir için çalışma yaptıklarını belirten Yılmaz, “TÜİK büyük oranda bitirdi. Dış ticarette de yine bazı çalıştığımız şeyler var. Bir mal ithal ediyoruz. Burada bir referans fiyat kullanıyoruz. Bunun 100 dolarlık liste fiyatı var. Bunu 50 dolara da ithal etseniz istatistiklere 100 dolar olarak giriyor. Bununla ilgili de şu anda bir çalışma yürütüyoruz. Bazı konularda yeni hesaplamalar olacak. Turistlerin cep telefonu işini Eurostat'la yazıştık. İlgilerini çekti, çok mantıklı olduğunu söylediler. Muhtemelen Avrupa ülkeleri de hesaplarına katacaklar” diye konuştu.

İtibar etmesinler piyasaya baksınlar

MOODY'S'in kararına tehki gösteren Yılmaz, “Piyasa aktörleri spekülasyona karşı dikkatli olsun. Her habere itibar etmesin” uyarısında bulundu. Yılmaz, şunları söyledi: “Kredi derecelendirme kuruluşlarının itibarı tartışmalı. Bunların en yüksek düzeyde not verdiği ülkeler patır patır döküldüler. Bazı yatırım fonları birkaç kredi derecelendirme kuruluşu not vermeden ülkeye gitmiyorlar. Yoksa piyasa şartları bakımından biz iyiyiz. Biz bunlara bakmadan doğru politikaları izlemeliyiz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri dünyanın sonu değil. Türkiye'deki piyasa aktörleri spekülasyonlara karşı dikkatli olmalı. Özellikle küçük yatırımcıların daha dikkatli olması lazım. Borsa gibi alanlara kısa vadede girip çıkma alışkanlığını doğru bulmuyorum. Bu spekülatif hareketlerden kaybeden küçük yatırımcı oluyor. Daha orta vadeli bakmaları gerekiyor. Kısa vadede kazanç yolunu tercih etmeden kendini güvenceye alması lazım. Büyükler daha bilinçli, analistleri var. Kendi hesaplarını yapıyorlar. Küçükler çok riskli işler yapmasınlar. Her çıkan haberle hareket ederlerse çok rasyonel davranmazlar.”

Editör: Barış Köksal