Önceki günlerde haberleri hemen her yerde karşımıza çıktı: İngiltere’de güzel sanatlar okulunda okuyan bir eşcinsel öğrenci bekaretini izleyiciler önünde gerçekleştireceği bir performansla kaybetmek istediğini söyledi. Bir tür dönem ödevi… 19 yaşındaki Clayton Pettet’in, 2014’ün Ocak ayında 100 kişi önünde böyle bir performans gerçekleştirmek istemesi İngiltere’de epeyce bir tartışma yarattı.
Vatan'dan Eyüp Tatlıpınar “Bekaretimi kaybettiğim sırada benim ve partnerimin his dünyasındaki değişimlerin görülmesini istiyorum” diyen Pettet’in bu çalışmasını sanatçı Karolin Fişekçi'ye sordu

Fişekçi’yi tanımayan var mı? Kendi deyimiyle dünyanın en seksi sanatçısı. Bir ara adı Orhan Pamuk’la yaşadığı ilişkiyle gündeme gelen, cinselliği kullandığı kışkırtıcı eserleriyle tanıdığımız Fişekçi’nin yorumları, bekaretini satılığa çıkaran kişilerin arttığı şu zamanlarda sanatın da bu bakir alanla daha fazla ilişki kuracağının bir işareti gibi. Sözü kendisine bırakalım.

ŞOV AMAÇLI CİNSELLİĞİ TASVİP ETMİYORUM

“Ben işlerinde cinselliği oldukça fazla kullanan bir sanatçı olarak günümüzde bu şekilde sergilenen, metaya dönüştürülen, şov amaçlı kullanılan cinselliği pek tasvip etmiyorum şahsen. Cinsellik kullanılarak elde edilen, resim, heykel, video, film, ses bunlara açığım ama cinselliğin kendisi, hali hazırda tüm insanların yaptığı bir şeyi tiyatro gibi sergilemek bana yaratıcılıktan uzak ve klişe geliyor.”

BEKARET YÜCELTİLMEMELİ

“Bekaret konusunun bu şekilde sergilenmesi ya da bozarak performe edilmesi bu kavramı eleştireceğine yüceltiyor ve legalize ediyor. Her insanda bekaret bulunur, bunu bozmak ise her bireyin kendi kişisel deneyimi. İyi bir sanatçı bu deneyimden bir sanat yapıtı çıkarabilir. Hatta bunu törenselleştirebilir,video/film çekimini yapabilir, hikaye edebilir, resmini yapabilir. Fakat belli bir izleyici karşısında bunu vermenin sanat üretimiyle ilgisi yok.”

SANATÇIYA ÖNERİM: PORNO YAPMASIN

“Aslında düşünürseniz bir erkekte kadınlardaki gibi bir bekaret de yoktur. O sanatçının gerçekten bakire olup olmadığı aslında bir muamma ve açıkçası bu kimseyi de ilgilendirmez kendisinden başka. Tamamen porno yapıyor aslında. Bilirsiniz pornolarda bekaret ya da bakire erkek kavramı pek kıymetlidir ve iyi para eder.

Benim bu eşcinsel sanatçıya tavsiyem ilerde kendisi için belki de travma olacak bu performansa girişmemesi yerine bunu başka türlü yapması. Bir zifaf odası, beyaz gelinlik, kırmızı kurdele, aslında hiç bir zaman elde edemeyeceği bakire kadınlarda olduğu gibi çarşafta kan gibi imgelerden gidip; bu performansı yaparken çekim yapması ve bir filme dönüştürmesi daha doğru olacaktır. bir Japon sanatçı vardır; Yasumasa Morimura. Onu tavsiye ederim. Bir eşcinsel Japon sanatçı olarak ünlü kadınların kılığına girdiği portrelerde büyük bir hüzün bulabilirsiniz.”

BENİM BEKARETİM DOLAPTA DURUYOR

Bekaret konusuyla ilgili daha üniversitedeyken bir fikir gelmişti aklıma. İşin ismi: "Bekaretimi Kavanozda saklıyorum." idi. O dönemde bir kadın küratörün yapacağı gençlik sergilerinden birine başvurmuştum ve fazla gelmişti bu proje. Ben yine de gerçekleştirdim bu fikrimi. Hala dolapta bir yerde kavanozda duruyordur bekaretim. Kimyasal sıvı içinde bir zardı bu iş.

CİNSELLİĞİN YARATICI OLMASI LAZIM

Türkiye'de cinsellik-sanat ilişkisinde gidilebilecek noktalar zaman içinde değişiyor. Bana normal gelen işler topluma fazla gelebiliyor. O zaman da +18 ibaresi koyuyorum. Bir sergide bir video sergilemiştim. Adı Dilemma, ‘Arzumun Dayanılmaz Nesnesi’ adlı sergide. Takma penis takmış bir kadının masturbasyon yapması vardı videoda ve bazıları görür görmez yüzlerini çevirmişti bu +18'lik videoya. Genel olarak muhafazakârlığa uzağım, öyle sanat yapılması zor fakat her çılgın proje de sanat olacak değil. En başta dediğim gibi ben yaratıcı bir nesneye ya da yazıya dönüşmüş cinselliği seviyorum. Millet karşısında seks yapmak çok basit numara, sadece sansasyonel. Bunun alasını da pornocular yapıyor zaten.

Vatan


Editör: Barış Köksal