Görü-yorum
Hıdır Daştan
Mali Müşavir
Bundan sonra Ne olur?
 
Bilindiği üzere 15-16 Ekim 2016 tarihinde Türmob 22. Olağan Seçimli Genel Kurulu yapılmış ve seçimlere Türkiye Muhasebeciler Platformu, Çağdaş Demokrat Odalar Platformu ve Meslekte Birlik grubu katılmıştır. Seçimde oy çoğunluğu sağlayan Çağdaş Demokrat Odalar Platformu beş yönetim kurulu üyeliği ile ilk Yönetim Kurulu toplantısında elde ettiği çoğunluğa dayanarak görev dağılımı yapıp tüm icra organlarını da seçmiştir.

Seçimden sonra sosyal medyada Çağdaş Demokrat Odalar Platformu adayı için analizler yapıp öngörülerini paylaşan Üstadlar Nusret Kurtoğlu ve Mahir Yalçınkaya; yazılarında Cemal Yükselen’in seçilse bile hukuken Birlik başkanı olamayacağını ve seçim sonucunun bir garabete yol açabileceğini, Birliğin bu adaylık ve seçim sonrasında itibarı ile oynanmış olacağını yazmış ve dillendirmiş olmasına rağmen bu durumun Çağdaş Demokrat Odalar Platformunca dikkate alınmamış olması bu gerçeği ne yazık ki ortadan kaldırmamıştır. İddialara seçim öncesi sayın Arıkanın vermiş olduğu cevap da oldukça ilginçtir. Her ortamda “Ben Cemal Yükselen’e kefilim” diyerek “kefil”, “kefalet” kavramlarını ortaya atarak kendince özgüvenini göstermiştir.

Konu yargıya taşınmış ve 14. İdare Mahkemesi, 07.04.2017 Tarih ve Esas No: 2017/881 ile Cemal Yükselen’in yasada belirtilen hükümleri taşımadığından Başkanlık görevi yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Yürütmeyi durdurma kararından sonra Medyada “zorunlu açıklama” adı altında imzasız bir açıklama yayınlamıştır. Yapılan açıklamada “Cemal Yükselen 2000 yılında Yeminli Mali Müşavirlik ruhsatı almış, aynı yıl Odaya kaydolmuştur.

Mevzuatta fiilen tasdik yapma, aday olmadan en az beş yıl önce mühür almış olma gibi bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, Ankara 14. İdare Mahkemesince Cemal Yükselen’in Genel Başkan seçilme yeterliliğini taşımadığına hükmedilmiş ve dava konusu işlemin yürütmesi durdurulmuştu.” denmektedir. Yani Yeminli Mali Müşavir olma koşulunun sadece ruhsatı ve mührü almak olduğu vurgulanmış ve “yemin” görmezden gelinmiştir. Oysa ki; 3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu 11 numaralı Yemin maddesine göre; “Yeminli malî müşavirlik mesleğine kabul edilenler, görevlerine fiilen başlamadan önce, Asliye Ticaret Mahkemesinde aşağıda yazılı şekilde yemin ederler.”  der ve yemini de bu açıklamanın ardı sıra örnekler. Yani belirtilen şekil şartlarına uygun yemin edilmedikçe ruhsat almaya hak kazanılmış olsa dahi süreç başlamış sayılmamaktadır.

Ayrıca 11.06.1996 tarihli ve 20545 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Türkiye Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler ve Yeminli Malî Müşavirler Odaları Birliği Yönetmeliği İkinci Bölüm (Yönetim Kurulu) 22. Madde de de son derece açık ve net bir şekilde Yönetim Kurulu Başkanının en az beş yıl süreyle yeminli mali müşavirlik yapmış olanlar arasından seçileceğine dair hüküm bulunmaktadır. Kendisi seçime bir buçuk ay kala yemin edip bir ay kala mührünü almıştır. Yeminli Mali Müşavir olma koşuluna en güncel örnekte İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası eski başkanını verebiliriz; kendisi yeminini etmediği için SMMM olarak seçime girmiştir.

Sonraki süreçte doğal olarak yönetim kurulu yeniden görev dağılımı yapmış ve Birlik başkanı A. Masis Yontan seçilmiştir. Masis Yontan Birlik internet sitesinde Masis Yontan imzalı “Yeni bir başlangıç” başlığı ile durumu ve tutumlarını yazılı hale getirmiştir. İçerisinde ilginç satır başları olan yazıda “TÜRMOB Genel Kurulu’nun iradesi üzerine Genel Başkan seçilen değerli mücadele arkadaşım Cemal Yükselen, bu görevi hukuk gereği bana devretti. Kendisi Genel Kurul’un iradesine uygun şekilde Genel Başkanımız olmaya devam edecektir.” denmektedir. Öncelikle Genel kurulun iradesi üzerine Genel başkan seçilmediğini kendisi dahil tüm meslek camiası bilmektedir. Genel kurul yönetim kurulu üyelerini seçer ve yönetim kurulu üyeleri Başkanı seçer. Genel kurulun seçtiği ibaresini kullanmak işin içerisine çoğunluk kavramını dahil ederek olayı egzajere edip kendince infial yaratma çabasıdır.

Eski Yunancada demokrasi (dimokratia), yani dimos, (halk zümresi) ve kratos, ( iktidar) sözcüklerinden türemiştir.  Kısaca,  halkın egemenliği demektir. Demokrat ise tahmin edeceğimiz gibi “demokrasi yandaşı” manasına gelmektedir. Adı “çağdaş demokrat” olan grubun başkanının, demokratlığın özüne aykırı olan bu durumu dillendiren yeni başkanın da hatalı tavırları bakımında bir önceki “hukuksuz” başkandan farklı olduğu söylenemez. Hukuğu çiğneme özgürlüğü asla hiç kimsede olamaz.

Süreci başından gören ve öne sürülen aday ile Birliğin bir kaosa sürükleneceğini o günlerde dillendiren, kendini “ilkeli Çağdaş Demokrat” olarak adlandıran Sayın Masum Türker maalesef yine haklı çıkmıştır. Hukukun üstünlüğü Türmob’da galip gelmiştir. “Çağdaş Demokrat” ilkeleri göz ardı edenler hukuk karşısında bozguna uğramışlardır. Bundan sonrası için asıl sorulması gereken “Cemal Yükselen’in İmzaladığı ruhsatların ne olacağı sorusudur. 04.06.2017
 
Editör: Barış Köksal