Affına sığınmak

Bir Çin Atasözü derki; "Planınız 1 yıl içinse pirinç ekin. 10 yıl içinse ağaç dikin. 100 yıl içinse insanları eğitin" . Planınızda doğru dürüst iyi vatandaşlar ile güçlü devlet oluşturmak ve dünya ile rekabete girmek varsa; günü kurtarmak tasasından uzak üreten kazanan ve kazancı bölüşen bireyler sayesinde mutlu huzurlu yaşam kurarsınız vatandaşlarınıza, yok eğer bir yıllık planlar yaparsanız her daim tamire, desteğe, yamaya ihtiyacı olan süreçler yaratırsınız. 

Türk Dil Kurumu “af” kelimesi için; “Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama” şeklinde tanımlıyor. Yani vatandaş bir suç işlemiş, bir kusur bir hata yapmış ve idare bu suçu affediyor, bağışlıyor. Vatandaş neden suç işler? Neden kabahat içerisinde bulunur? Sık aralarla çıkarılan aflar acaba suça özendirici olmuyor mu?  Nasıl olsa yine af çıkar algısı yaratmak; vergi ödememe konusunda önce imkan yaratmak ve sonrada vergi ödemeyen vatandaşı ödüllendirmek ödeyen vatandaşı cezalandırmak değil midir?

Konumuz mali af. Normal şartlarda olması gereken; güçlü hukuk sistemi ile güvenli bir ortamda yapılan ticaret ve elde edilen bir kazanç ve işlemler sonucu idareye ödenen vergi şeklindedir döngü. Ticari mal alınır, üzerine kar konur ve satılır ya da üretim yapılır ve üzerine konan kar ile satılır. Elde edilen kazançtan da devlete belli oranlarda vergiler ödenir.

Son 16 yılda 6 tane af çıkarılmış yani ortalama her 3 yılda bir af. 07.03.2002 de 4746 (4748) sayılı Kanun ile Emlak Vergisi ile İlgili Af Düzenlemesi (Emlak Vergisi Kanunu Geçici Madde 21) 

25 Şubat 2003 tarihinde çıkarılan 4811 sayılı vergi barışı yasasında mevcut borçların silinmesi, naylon fatura kullananlar vergi kaçakçılığı yapanları kapsayan bir paket ve beklenenin yaklaşık yarısı kadar bir tahsilat… 
2008 yılında Türk sermayesinin yurda getirilmesi için 5811 sayılı varlık barışı düzenlemesi yapıldı. Varlık barışı adı verilen bu af 2009’a uzatıldı. Yurtdışından TL, döviz, altın gibi varlıkların getirilmesi imkanı yanı sıra yurtiçindeki mükellefler için de çeşitli avantajlar sağlan ve yurtiçinde de yüzde 5 vergiyle varlık barışından yararlanma imkanı getirildi. 

2011 yılında 6111 sayılı yasa ile yeni bir vergi affı düzenlemesi gündeme geldi. Yasa, hem vergi hem de sosyal güvenlik prim borçlarını yeniden yapılandırdı. Bu pakette elektrikten suya yaklaşık 300 kalemde af imkanı verildi. Matrah artırımı ve stok affını da kapsadı bu af.

2013’te varlık barışı adıyla 6486 sayılı Yeni bir varlık barışı gündeme geldi. Vatandaşlarımızın yurtdışında 130 milyar dolar civarında parası olduğu tahmin ediliyordu. Başvuru süresi 31 Ekim 2013 tarihinde sona erdiğinde Türkiye’ye getirilip vergisi ödenen tutar 10.5 milyar lira oldu. 

03.08.2016 tarihinde 6736 sayılı Bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun çıktı. Yine aynı şekilde hemen hemen tüm vergi ve sigorta alacaklarını kapsayan kanun alacakların tahsili konusunda son derece kolaylıklar sağlıyor.
Eğitimi sağlam, hukuk sistemi güvenilir olan ülkelerde çarklar da doğru işler. Münferit olaylar, sıkıntılar olabilir ancak sistem tıkır tıkır işleyeceği için haksız rekabete yol açtığına inandığımız “af” asla gündem oluşturmaz. Özünde birilerini affederken diğerlerini de mağdur etmemeli devlet, birilerinin elinden tutarken diğerlerini de elinin tersiyle itmemeli. Her türlü olumsuzluğa zorluğa sıkıntıya rağmen vergisini sigorta primini ve diğer yasal görevlerini harfiyen yerine getiren mükellefin suçu nedir? Neden İsveç’te Norveç’te ya da Almanya, Fransa İsviçre gibi ülkelerde böyle aflar gündemde olmaz? Küresel krizlerin global yapı nedeniyle her ülkeyi sıçraması olağandır ve halkı etkilemesi anlaşılır ancak münferit olarak o ülkenin kendi yanlış para politikalarının etkisi ile oluşan krizler böyle her iki üç yıla af çıkartarak günü kurtarma çabalarından başka bir şey değildir. Sıklıkla çıkartılan aflar, vatandaşın maliye politikalarına olan güveni sarsar. Af çıkarken aynı şekilde yükümlülüklerini zamanında ve eksiksiz yerine getiren vatandaşa da aynı oranda yansır ise adalet sağlanmış olur, aksi takdirde tahsilat sorunu her geçen gün artar ve muhtemelen artık her yıl çıkarılmak zorunda kalınır. Sığınacak yer bulamayanlar mükellefiyetini doğru ve eksiksiz yerine getirenlerin affına sığınmasınlar. 26.08.2016
Editör: Barış Köksal