Letonya-Estonya gezisinden Türkiye'ye dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin bin 295 kilometrelik Suriye ve Irak sınırında oyun oynandığını, bunların yeni başlamadığını söyledi.

"OBAMA'NIN YAPTIĞI TASVİP EDİLEMEZ"

Erdoğan, Türkiye sınırındaki Kürt kasabası Kobani'de IŞİD ile savaşan PYD'ye silah yardımı yapan ABD'ye tepkisini sürdürdü: "Görüşmelerde Obama'ya söylediğim şuydu; 'PYD'ye yapılacak olan bu yardımları tasvip etmemiz mümkün değil. Çünkü PYD, PKK ile eş bir terör örgütüdür'. Bunu PYD kabul eder veya etmez ama biz uygulamalarını, PKK'nın içerisindeki Suriyeli lider kadrolarının PYD içerisinde savaştığını da bilenlerdeniz. Bu süreç içerisinde Sayın Obama'nın görüşmeden sonra kalkıp hemen üç tane C-130'la, silah ve mühimmatı Kobani'ye indirmiş olmaları gerçekten tasvip edilmez. Ne oldu? Silahların bir kısmı IŞİD'in eline düştü. Bunun Musul'da olandan bir farkı var mı? Yok. Musul'da da Maliki ordusu kaçtı, Amerika'nın orduya verdiği bütün o ağır silahlar, IŞİD'in elinde kaldı. Bütün bunlar ortada iken Kobani, ABD için niçin bu kadar stratejik? Stratejikse bizim için olması lazım. Çünkü burası bizim sınırımızda, buranın ABD ile hiçbir alakası yok. Bu konuda bana verilebilen bir cevap da yok."

"OYUN İÇERİSİNDE OYUN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, peşmergenin Kobani'ye geçişiyle ilgili de "oyun içerisinde oyun" oynandığını söyledi.
"Sayın Obama'ya şunu da söyledim; 'Birinci derecede tercihimiz Hür Suriye Ordusu'dur. Onlarla görüşürüz'. Nitekim her iki tarafla görüşmelerde, Barzani kabul etti. Spekülasyonların ortadan kalkması için bunları söylemek zorundayım: Hedef 2 bin kadar peşmergenin gelmesiydi. İlk etapta 500 göndereceklerdi fakat sonra PYD bu sayının 155'e inmesini; hatta onlar 155'i de istemediler. 'Bize ağır silah gönderin' dediler. Kuzey Irak yönetimi de, 'Biz silahı size göndermeyiz. Kendi elemanlarımızla göndeririz, tekrar onlarla da alırız' dedi. Biz de bunun kontrolümüzde gideceğini esasa bağladık. Hür Suriye Ordusu da bin 300 kişiyi göndermeyi kabul etti ve adımı attı. Çok enterasandır; PYD önce bu bin 300 kişiyi biraz kabul etmeme noktasındaydı. Ama sonra kabul etme konumunda kaldı. Fakat burada da yine farklı bir adım attı. 'Biz onlara ayrı bir cephe açalım'. Yani oyun içerisinde oyun. Hesap bu. Tabii oyun bozuluyor."

"DAHA ÜST BİR AKIL VAR"

Erdoğan'a göre, bu "oyun" PYD'yi de aşıyor ve bir "üst akıl" tarafından yürütülüyor.
"Bu tuzağı veya bu tezgâhı kuran muhtemelen başka bir mantık var. Yani şu anda PYD'nin mantalitesinin bu kadar güçlü olduğunu ben düşünmüyorum. Muhtemelen daha üst bir akıl var.

"KOBANİ KÜRT MÜ ARAP MI?"

Kobani aslen Kürtlerin mi yoksa Arapların mı tartışmasına girmek istemiyorum. Ama işin aslına bakarsanız, adı üzerinde Ayn el Arap'tır. Şimdi oradaki bu gelişme bunları rahatsız ederken olay farklı. 'Sizin için stratejik mi?' Söylenmiyor. Ne deniyor? "IŞİD burayı düşürdüğü anda, 'Bak ben koalisyon güçlerine karşı bir zafer kazanmış olacağım' diyebilir." Bu çok tehlikeli yaklaşım. Peki İdlib, Rakka düştüğünde niye aynı şeyi düşünüp, oralarda vurmadınız IŞİD'i? Irak'ın üçte biri IŞİD'in işgali altında, orada niye vurmadınız? Üstelik işgal sizin silahlarınızla devam ediyor. 30, 40 kilometre yaklaştıkları Erbil giderse, orada da ağırlıklı Kürtler var, ne olur bu hal? Niye bu soruyu sormuyorsunuz?"

"PYD, PEŞMERGENİN GELMESİ DURUMUNDA OYUNUN BOZULACAĞINI DÜŞÜNÜYOR"

Tayyip Erdoğan, PYD'nin peşmergeyi istemediğini de söyledi.

"Obama ile gece 2'de yaptığım görüşmede, 'bu gece hemen Barzani ile gerekirse görüşürüm, peşmergeleri gönderme işinin hızlandırılmasını isterim' dedim. Obama, 'Kobani'dekiler 2-3 gün bile dayanamazlar. Ellerinde herhangi bir silah, mühimmat kalmadı' cevabını verdi. 'Biz kendi üzerimizden oraya peşmergelerin geçişini sağlayacağız' dedim. Tabii oradakilerin hesapları bana göre farklı. Neydi Hadise? PYD, peşmerge oraya gelirse Kobani'ye hakim olur diye istemiyor. Yani, Kürt'müş, Arapmış, Türk'müş o mesele değil. PYD, peşmergenin gelmesi durumunda oyununun bozulacağını düşünüyor. Tezgâh bozulacak."

Peşmergelerin geçişi konusunda tasarrufun, Kuzey Irak yönetiminde olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bize düşen onlara belirlenmiş olan yol haritası. Bu harita üzerinden hareket edilecek." dedi.

"ABD'NİN Kİ EĞİTMEDEN DONAT"

Erdoğan, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin IŞİD'e karşı hava bombardımanının yeterli olmayacağını, karadan operasyonların da yapılması gerektiğini tekrarladı. Cumhurbaşkanı'na göre, şu anda "ABD hala orta noktada." 
"Sadece uçuşa yasak bölge dediğimiz bölgenin ilanıyla ilgili dahi kesin bir adım atmış değil. Güvenli bölge 'tartışılabilir' diyor. Üçüncüsü eğit-donatta adım attı gibi. Çünkü ben gökten uçaklarla atılan silahların eğit-donat tanımı içerisine girdiğini kabul etmiyorum. Böyle bir şey yok. Eğitmeden donattır bu. O da kimi donattığı da belli değil. Dolayısıyla burada yapılanın beklentilerimiz istikametinde hiçbir olumlu tesiri yoktur."

"TAHRAN YÖNETİMİ 'SAMİMİ' DEĞİL"

İran'ın bölgedeki gelişmelerle ilgili tutumunu da değerlendiren Erdoğan, Tahran yönetimini "samimi" bulmadığını söyledi. "Son zamanlarda İran'ın bölgedeki etkinliği çok daha farklı bir konumda. Irak ve Suriye'ye yönelik etkinlikleri maalesef samimi bir yaklaşımla devam etmiyor. 'Gel, burayı Türkiye İran beraber çözelim' diye Başbakanlık dönemimde de sonra da söyledik. Ne yazık ki böyle bir yaklaşımın içerisine girmedi. İkili görüşmelerimizde, 'beraber çözelim' diyorlar. Adım atmaya gelince kendilerine has çalışma usulleri ile işi götürüyorlar. Bu çok üzücü. Bundan dolayı İran'la rahat bir çalışma zeminini bulamıyoruz. Mezhebî yaklaşımı çok öne çıkartıyorlar. Bütün ileri gelenlerine defaatle, 'Biz her şeyden önce Müslümanız gelin olaya Müslümanca bakalım. Sünni'nin Alevi'ye, Alevi'nin Sünni'ye ve Şia'nın üstünlüğü vesaire bunları konuşmayalım' dedim."

"PKK DA HDP DE BARIŞ İSTEMİYOR"

Kürt sorununa çözüm için yürütülen süreçle ilgili soruları da yanıtlayan Erdoğan, PKK'nın da, "PKK'nın uzantısı" dediği Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) de barış istemediğini söyledi. Süreçle ilgili tarih vermekten kaçınan Erdoğan, "Ben '2015 final yılı olacak' gibi yaklaşımları çok çok yanlış buluyorum" dedi.

Almanya'nın PKK konusundaki tavrını ise "geçiştiriyorlar" diye değerlendirdi:
"Sayın Şansölye'ye ciddi sayıda belgeler verdim. 'Bunlar hakkında açtırdığımız 4 bin dava var' dedi. Ama 4 bin davanın içinden net gördüğümüz bir tane yok. Almanya, terör örgütünün ciddi manada yerleştiği yerlerden biri. Söylediğimizde, 'kontrolümüz altındadır' diye geçiştiriyorlar."

"CEMAAT, MGK GÜNDEMİNE GELECEK"

Bir süredir kavga halinde oldukları Fethullah Gülen Cemaati ile ilgili de mesajlar veren Erdoğan, Cemaat'in "kırmızı kitap" olarak anılan MGK belgesine girmesiyle ilgili, "Milli Güvenlik Kurulu tavsiye kararını alır, hükümete bildirir. Hükümet bunu Bakanlar Kurulu'ndan geçirdiği andan itibaren bu Milli Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesi'ne girer. Bu süreç, 30 Ekim'de MGK gündemine gelecek ve orada görüşeceğiz" dedi.

"BİR AN ÖNCE PARTİ KURSUNLAR"

Erdoğan, Cemaat'e yakın bazı isimlerin parti kurma girişimini ise teşvik etmek gerektiğini söyledi, "Herkes poyunu, posunu görmüş olur." dedi.

"Biliyorsunuz ülkemizde en kolay şey parti kurmaktır. Şu anda 70'i aşkın parti var. Herkes kurabilir. Keşke bunlar da böyle bir parti kurmuş olsalar. Bundan çok çok mutlu oluruz. Çünkü herkes nerede olduğunu, kilosunu, boyunu, posunu görmüş olur. Bu bakımdan çok çok isabetli olur. Yani bazı şeyler var ki efsane olarak güç devşiriyorlar. 'Bizim şu kadar oyumuz var' gibi. Sadece onlar değil başkaları da yaptılar bunu yıllar yılı. '25 milyon oyum var, en az yüzde 25 oyumuz var' diyenler oldu. Ama sonra baktık ki ana muhalefet partisi bile böyle bir oy alamadı."

Erdoğan, "Parti kurarlarsa legaliteye mi çıkmış olurlar" sorusuna, "Tabii o çok önemli. Bu şeyleri teşvik etmekte fayda var, yeter ki bir an önce kursunlar." yanıtını verdi.
Editör: Barış Köksal