Türkiye’ de yüz yıllık Kürt sorunu özellikle de son yıllarda ne zaman olumlu veya olumsuz bir yöne doğru evrilse iki türlü yöntem dillendiriliyor.
Yöntemlerden biri müzakereyi, diğeri mücadeleyi öngörüyor işin özetinde.
Müzakere denince de akla İngiltere ve Kuzey İrlanda’ daki İRA arasında yıllar süren savaş ardından tarafların uzlaşmasıyla sonuçlanan görüşme süreci geliyor.
Mücadele veya daha gerçekçi ifadeyle “imha yöntemine” en uygun model denince bu alanda gösterilecek en iyi örnek Sri Lanka olsa gerek…
Türkiye’ de defalarca eşiğinden dönülen barış süreçleri ardından başlayan çatışma dönemlerinde savaş şahinlerinin örnek diye sarıldıkları “terörün kökünü kazıma” yönteminin kaynağı da süreçlerde büyük benzerlikler ve paralellikler gösterse de asıl çarpıcı sonuçlarıyla bu ülke…
Öncelikle şunu söyleyeyim: Çatışma yaşanan her ülkenin kendine has sorunları, bu sorunlardan beslenen dinamikleri devletlerle kavgaya tutuşan örgütleri var.
Bu nedenle dünyanın kanayan yaraları yara olarak birbirine benzese de, her birini yaratan neden ve çözümler büyük farklılıklar gösterebiliyor.
Kolombiya’ daki FARC, İspanya’ daki ETA, İrlanda’ daki İRA, Sri Lanka’daki Tamil Kaplanları ile PKK arasında mutlaka benzerlikler olabilir ama hiçbir ülkenin koşulları tam olarak birbirine benzemiyor. O nedenle şu ülkedeki yöntemi alıp şu ülkeye giydirirsek, buradan şu başarılı sonuca ulaşırız diye kestirmeden ulaşılabilecek, basma kalıp ilaç niyetine birine iyi gelenin bir başkasında da aynı başarılı sonucu vereceğine dair garantili reçete yok kısaca…
Hoca Nasrettin’ e mal edilen ünlü hikayeyi hatırlayalım: Çoğunuz biliyorsunuz; minarenin tepesine çıkmış adam korkudan aşağı inememiş, ahali korku dolu gözlerle aşağı bakan adamın derdine derman olur diye her şeye akla eren Hoca’ yı çağırmışlar. Hoca minaredeki adama bakmış ve “bir ip bulun” demiş ve getirilen ipi uzatıp “yüksekten korkmayan biri çıksın da bunu garibin beline bağlasın” demiş. İstenileni yapmış adamın beline bağladıktan sonra ucunu minareden aşağı sarkıtmışlar. Hoca asılmış ipe ve adam aşağı düşüp yere çakılmış. Toplanan ahali Hoca’ ya “ne yaptın öldürdün adamı” diye bağırmaya başlayınca sakalını kaşıyan Hoca cevabı yapıştırmış: “Allah Allah geçen hafta kuyuya düşen adamı bu yolla çekip çıkardım, şimdi niye böyle oldu?”
Sadece bu da değil…
Çoğu ülkenin çatışma ortamı kendi iç dinamikleriyle de sınırlı değil. Dış konjonktür ile de doğrudan ilintili.
Örneğin Kolombiya’ da devlet uyuşturucu ekilen alanları tümüyle kontrol edebilse başta bu ülkeden gönderilen kokainin en ciddi pazarı olan ABD olmak üzere dünyada kaç kişinin umurunda olurdu yıllar süren kanlı kavga?
Ve neden defalarca ateşkesin sağlandığı, herkesin tam da “bu sefer tamam” dediği barış İspanya ve İrlanda/İngiltere örneklerinde olduğu gibi demokrasileri nispeten gelişmiş, oturmuş ülkelere gelir de, diğer çoğu ülkede hep gelip gibi yapar ve tam avuçlarınızda hissettiğiniz an, kuş misali uçup gider?
Bu alanda özellikle de çatışmaların neredeyse kent savaşlarına döndüğü bugün Sri Lanka da yaşananları yeniden hatırlamakta var.
40 yıllık zaman dilimine acıları, geçici sevinçlerini şaşkınlıkla izleyeceğiniz, okuduğunuzda bazen sanki bizi anlatıyor diyeceğiniz bir öyküsü var coğrafi olarak bizden çok uzak ama benzer kimi uygulamalar, öykülerle bize çok yakın bu ada ülkesinin…
Bu nedenle kimi ülkeyi kasıp kavuran çatışmalara yol açan iç dinamikler yanında dış konjonktürün önemi ve çözüme olan etkileri için Sri Lanka önemli bir örnek…
Özellikle Ortadoğu operasyonları gündeme geldiğinde Bengal körfezinin güvenliğine özel önem veren ABD açısından Sri Lanka-Hindistan arasındaki geçişin kontrol edildiği doğu kıyılarının çatışmalardan arındırılıp risklerden uzak bölge olması önem kazanıyorsa, barış görüşmeleri dış dünya denilen konjonktür için önemli hale geliyor.
Peki neden Türkiye’ de ne zaman şiddet dili öne çıksa birilerinin aklına Sri Lanka geliyor?
Sri Lanka ile Türkiye’ yi benzer ve farklı kılan koşullar, örgütler, çatışma nedenleri ne?
Soruların cevabı için Sri Lanka’ yı ve çatışmaları yaratan, besleyen fay hattını anlatmak gerekiyor.
Anlatacağım ama bir sonraki yazıda…