Tansiyona bağlı gebelik zehirlenmesi hem annenin hem de bebeğin ölümü ile sonuçlanabileceğini belirten Prof.Dr. Faruk Buyru:” Nedensiz bebek kayıplarının altından şeker çıkabileceğini, risk faktörü olsun olmasın tüm gebelerin 24-28 hafta arasında şeker tarama testi yaptırması gerektiğini söyledi. Buyru, gebelikte obezite sorunu yaşayan annelerin şeker tansiyon problemi ile daha sık karşılaştığını ifade etti.

Türkiye Avrupa’nın en obez ülkesi. Çocuklar, gençler ve erişkinler obeziteye bağlı hastalıklarla mücadele ediyor. Gebelikte de obezite nedeni ile anne adayları pek çok sorunla karşılaşıyor. Tansiyon ve şeker hastalığı da onlardan ikisi.

Gebelik takiplerinin iyi yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Faruk Buyru, gebelikte tansiyon yüksekliğinin ve buna bağlı oluşan gebelik zehirlenmesi hem anne, hem de bebeğin ölümü ile sonuçlanabileceğini belirtiyor. Buyru,"Gebelikte gebelik zehirlenmesi ( preeklampsi ) ortaya çıkması hepimizin korkulu rüyası. Gebelik takiplerinin iyi yapılması sonucu son zamanlarda preeklampsiye giderek daha az rastlıyoruz. Neden ortaya çıkıyor, gebelikten önce anne adayının tansiyonu olabilir ve bu alevlenebilir, ya da gebeliğin belirli haftasında özellikle 24-28’nci haftadan sonra tansiyon yükselebilir. Tansiyona bağlı olarak belirli haftadan sonra bebeğin suyu azalırsa, bebeğin rahim içerisindeki büyümesi duraklar veya yavaşlarsa bebeğin içeride kalması bebek ve anne sağlığı açısından sorun oluşturabilir, bu durumda gebeliği sonlandırmak, erken bile olsa doğumu gerçekleştirmek gerekir. Çok uç durumlarda annenin ve bebeğin kaybına kadar giden olumsuz sonuçlarla karşılaşabiliriz" dedi.

Ani kilo artışlarına dikkat

Tansiyon için önceden önlem almak gerektiğini ifade eden Prof.Dr. Faruk Buyru, "Anne adayı ilaç kullanıyorsa bunu gebelik esnasında kullanabileceği, bebeğe zarar vermeyen ilaçlarla değiştirmek gerekir. Gebelik esnasında dikkat edeceği hususlar var. Örneğin çok kilo almaması, buna eşlik eden bir şeker yüksekliğinin olmaması ve çok yakından izlenmesi gerekir. Çok fazla tuz tüketmemesi ya da ortaya çıkabilecek bir tansiyon yüksekliğinin erkenden fark edilip ona yönelik bir yaşam tarzı benimsenmesi gerekiyor. Bunun en doğru yolu aylık kontroller esnasında mutlaka gebenin tansiyonuna bakmak gerekir, ani kilo artışları, görme bozuklukları ortaya çıkan anlamsız baş ağrıları vücutta su toplaması yüzün, ellerin şişmesi preeklampsinin , tansiyon yüksekliğinin belirtisi olabilir. Ayrıca yapılan idrar tahlilinde albümin bulunması da uyarıcı olmalıdır" diye konuştu.

Erken gebelik ultrasonografisi ve Doppler incelemesi ile anne adayında tansiyon yükselme riskinin tespit edilebildiğini söyleyen Prof.Dr. Faruk Buyru," İlk üç ayda yapılan ultrasonlarda damarlarla ilgili bir takım problem tespit ederseniz, kan akımında bir azalma görülürse anne adayları "siz de ilerki dönemlerde tansiyon yüksekliği gelişebilir’’ diye uyarılabilir. Hatta düşük doz aspirin başlayıp hastalığın ortaya çıkış riskin azaltabilirsiniz" ifadelerini kullandı.

Tansiyon yükseliği bebeğin gelişimini etkiliyor

Tansiyon yüksekliğinde bebeğin gelişiminin yavaşladığını veya durduğunu kaydeden Prof.Dr. Faruk Buyru, "Daha ileri durumlarda bebeğin büyümesi durabilir. Anne de karnının büyümesinin yavaşladığını, durduğunu fark edebilir. Ultrasonografide suyun azaldığının görülmesi tansiyon yüksekliğinin belirtisi olabilir. Aslında gebeliğin başlangıcından itibaren bebeği besleyen damarlarda problem ortaya çıkıyor, bebek yeterince kan alamıyor ve rahmi besleyen damarlar yeterince gelişmiyor. Buna bağlı olarak da bebekte gelişme geriliği bebeğin içeride kaybına varan olumsuz sonuçlar ortaya çıkabiliyor" dedi.

Gebelikte şeker her yaşta görülebilir

Gebelikte şekerin her yaşta görülebileceğini ifade eden Prof.Dr. Faruk Buyru,"Gebelikte şeker her yaşta görülebilir, ileri yaş ve erken yaş gebelikleri de risk faktörü oluşturur. Gebelik öncesinden mevcut olan insülin direnci ve ilaç kullanımı gerektiren diyabet gibi durumlar zaten çok aşikar olarak risk faktörüdür. Gebelikte salgılanan bir takım hormonlar şeker metabolizmasını olumsuz etkiliyor. Olumsuz etkiler daha çok gebeliğin 24’ncü haftasından sonra ortaya çıkıyor" dedi.

Anne adayının risk faktörlerine dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Buyru,"

Bir risk faktörü varsa , risk faktörü dediğimiz gebelik öncesinden kaynaklanan insülin direnci, ailede şeker hastalığı, gebeliğe başlarken gebenin kilosunun fazla olması, polikistik over sendromu, gebeliğe bağlı şeker hastalığı açısından risk faktörleridir. Bu durumda 24’ncü haftayı dahi beklemeden bir şeker taraması yapmak gerekir" şeklinde konuştu.

Gizli şekeri bir tek şeker yükleme testi ortaya çıkarıyor

Risk faktörü olsun olmasın tüm gebelerin 24-28 hafta arasında şeker tarama testi yaptırması gerektiğini ifade eden Prof.Dr. Faruk Buyru," Bugün ülkemizden yurt dışına doğum yapmak için giden gebeler oluyor, gittikleri hastanelerin ilk istedikleri tetkiklerin başında şeker yükleme testi geliyor. Bugün şeker yüklemesi yaptırmayan bir gebeye yurt dışında herhangi bir kurum doğum yaptırmıyor. Çünkü kimse risk almak istemez" dedi.

Annede tespit edilmemiş gizli şekerin olmasının, hem bebek hem de anne açısından ciddi riskleri beraberine getirdiğini belirten Prof.Dr. Faruk Buyru,"Ne riskleri var, annede damarları ve görmeyi etkiliyor, bebeği besleyen damarları etkiliyor, iri bebek oluşumuna, bebeğin suyun artmasına neden oluyor, buna bağlı olarak doğum travmaları fazla oluyor, bir kısım gebede daha ilerlemiş şeker hastalığı damarları bozup ,bebeğin yeterince beslenmemesine neden oluyor"ifadelerini kullandı.

Nedensiz bebek kayıplarının altından şeker çıkabiliyor

Prof.Dr. Faruk Buyru, şeker yükleme testinin çok aşikar olmayan şekeri ortaya çıkarıp , bebeğin ve annenin zarar görmesini önlediğini vurguluyor. Buyru,"Diğer testler bunu çıkarmaya yeterli olmaz, bu testin yapılmasını istememizin neden bebeği ve anneyi korumak. Test gözden kaçacak şekeri ortaya çıkarır, gebelik hormonları şeker metabolizmasını olumsuz etkiliyor ve ortaya koymanın yolu budur. Aksi taktirde fark etmediğiniz bir şeker hastalığı rahim içerisindeki bebek ölümlerinin en önemli nedenlerinden biridir. Nedensiz gibi görülen anne karnındaki bebek ölümlerinin araştırılması esnasında, annede şeker varmış bebek olumsuz etkilenmiş ve kaybedilmiş denebiliyor. Gebelikte şeker yüklemesinin bir zararı olduğuna dair bilimsel bir kanıt yoktur" dedi.

Anne adaylarına önemli bir uyarıda bulunan Prof. Dr. Faruk Buyru "iki canlısın ye diyenleri dinlemeyin, hamilelikte en fazla 12-13 kilo alın.’’ Tabii ki gebeler şekerli ve tuzlu besinleri fazla tüketmekten kaçınmalı.Son zamanlarda preeklampsiye giderek daha az rastlıyoruz. Neden ortaya çıkıyor, gebelikten önce anne adayının tansiyonu olabilir ve bu alevlenebilir, ya da gebeliğin belirli haftasında özellikle 24-28’nci haftadan sonra tansiyon yükselebilir. Tansiyona bağlı olarak belirli haftadan sonra bebeğin suyu azalırsa, bebeğin rahim içerisindeki büyümesi duraklar veya yavaşlarsa bebeğin içeride kalması bebek ve anne sağlığı açısından sorun oluşturabilir, bu durumda gebeliği sonlandırmak, erken bile olsa doğumu gerçekleştirmek gerekir. Çok uç durumlarda annenin ve bebeğin kaybına kadar giden olumsuz sonuçlarla karşılaşabiliriz" dedi.
Kaynak: iha