Radyasyon Onkolojisi Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, prostat kanserinin ışınla tedavisinde (radyoterapi) yeni bir yöntemle kanser tedavisinin hem hızlandığını hem de çok avantajlı sonuçlar elde edilebildiğini belirtti.

Antalya’daki Onko Talya Kanser Kliniği Uzmanlarından Radyasyon Onkolojisi Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz, "En son Avrupa Radyoterapi ve Onkoloji Derneği (ESTRO) kongresine adeta damga vuran çok önemli bir çalışmada bin 200 prostat kanseri tanısı almış hasta ile yapılan araştırma sonuçlarına göre, günlük dozlar yükseltilerek çok kısa sürede verilen radyoterapi tekniği sayesinde prostat kanserli hastalar için gayet etkili ve emniyetli sonuçların elde edilebildiği olduğu ortaya konuldu" dedi.

"Kısa süren bir tedavi"

Prof. Dr. Yavuz, "Ultrahipopraksiyone radyoterapi olarak da adlandırılan bu hızlandırılmış radyasyon tedavisi, 8 hafta kadar süren standart bir radyoterapiye kıyaslandığında, toplamda 2.5 hafta süren, yani çok daha kısa süren bir tedavidir. Radyoterapinin prostattaki kanser hücrelerini yok edebileceğini ve ameliyat ve hormon tedavisine göre ciddi bazı avantajları olduğunu zaten biliyoruz, zira cerrahiye göre iktidarsızlık veya idrar-gayta kaçırma olasılığı radyoterapi ile çok daha düşük. Bununla birlikte, radyoterapi pahalı cihazlar, kalabalık bir uzman ekibi gerektirir ve hastalar tedavi için bir bekleme listesine alınmak zorunda kalınabilir. Bu çok hızlandırılmış (ultrahipopraksiyone) radyoterapi, hastalara hem zaman, hem de maliyet tasarrufları için bir çok fayda sunar, bu yüzden standart radyoterapi kadar güvenli ve etkili olup olmadığının test edilmek istenmiş olması tüm kanser uzmanlarının bu çalışmaya ilgisini çekmeye yetmiştir" ifadelerini kaydetti.

"Çok hızlanmış radyoterapinin sonuçları başarılı"

Çalışmanın İsveç Umea Üniversitesi, Radyasyon Bilimleri ve Kanser Merkezi Merkezi bölümünce sunulduğunu belirten Prof. Dr. Yavuz, "Araştırmacılar, Temmuz 2005 ile Kasım 2015 arasında İsveç’te 10 hastanede ve Danimarka’da iki hastanede tedavi edilen bin 200 prostat kanserli hasta ile böyle bir araştırmayı gerçekleştirdiler. Hepsi, orta veya yüksek riskli prostat kanseri teşhisi konulan, yani tedavi edilmezse vücuda yayılabilecek prostat tümörlerinin büyümesini uyarabilen erkek hormonu (testosteronu) bloke edici tedavi almamış olan hastalardan oluşmaktaydı. Hastaların yarısı (600 civarı), her biri 8 hafta boyunca (toplamda 78 Gy) yayılmış iki gray (Gy) standart radyoterapi dozuyla 39 iş günlük standart radyoterapi tedavisi aldılar. Diğer yarısı (600 civarı) ise, gün aşırı 6.1 Gy gibi yüksek günlük radyasyon dozu ile, toplamda 42.7 Gy alacak şekilde ve sadece 2.5 haftalık bir süreliğine, yani çok hızlandırılmış (ultrahipopraksiyone) radyoterapi aldı. Hastalar, kanserlerinin, prostat spesifik antijen (PSA) düzeyinin yükseldiği ve herhangi bir yan etki görüp görmedikleri ile hastalık nüksü olup olmadığı açısından tedaviler sonrası ortalama 5 yıl boyunca izlendi. Sonuçta, tedaviden 5 yıl sonra, standart (8 hafta) radyoterapi ile tedavi edilen hastaların yüzde 83.8’inde, kanserlerinin PSA değerlerinde yükselme veya nükse dair dair hiçbir belirti olmadığını saptadılar" açıklamasında bulundu.

"Başarılı sonuçlar"

Daha önceki araştırmalardan da bahseden Prof. Dr. Yavuz, "Daha önceki bazı araştırmalar, prostat kanserlerinde ve bazı başka kanser türlerinde de günlük dozları arttırmanın ve onları 4 ile 5 hafta içinde vermenin mümkün ve emniyetli olduğunu zaten göstermiştir. Şimdi radyoterapiyi daha da yoğunlaştırabileceğimizi, her bir seansta radyasyon dozunu biraz daha da yükseltebileceğimizi, böylece tüm programın sadece 2.5 haftaya bile indirilebileceği gösterilmiş durumda. Bu çalışma, prostat kanserlerinde bu türden çok hızlandırılmış (ultrahipofraksiyone) radyoterapi adına ilk büyük hasta denemesidir ve oldukça başarılı sonuçlar elde edilmiştir" dedi.

Hastalar uzun süre izlenecek

Prof. Dr. Aydın Yavuz, "Bu yeni radyoterapi yönteminin hastalara hem ciddi bir zaman kazandırdığı, hem de aynı zamanda radyoterapi cihaz ve personeline daha fazla boş zaman kalmasına sebep olduğu ortadadır. Bu da hem çok ciddi para tasarrufu sağlar, hem de tedavi için beklemekte olan diğer hastaların biran önce tedavilere başlanmasına fayda sağlar. Ancak, bu çok hızlı radyoterapi uygulanan hastaların daha da uzun vadede (tercihen en az 10 yıl ve sonrasında bile) hayatta kalma, nüks veya yan etki oranlarında standart radyoterapiye göre farklılıklar olup olmadığını iyice kontrol etmek için bu araştırmadaki hastaları yakinen izlemeye de devam edilmelidir" ifadelerini kaydetti.
Kaynak: iha