Dünya Sağlık Örgütü verileri, son yıllarda doğal yolla anne baba olabilme oranlarının düştüğünü gösteriyor. Op. Dr. Serpil Kırım, anne-baba olmak isteyenlere yaşam biçimlerini ve beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmelerini önerirken, bazı besinleri de sofralarından eksik etmemelerini tavsiye etti.

Dünya Sağlık Örgütü verileri, son yıllarda doğal yolla anne baba olabilme oranlarının düştüğünü gösteriyor. Sebep olarak beslenme ve yaşam biçimimizin doğallıktan uzaklaşması, etrafımızı saran elektromanyetik alan, elimizden düşmeyen cep telefonları, dizimizden inmeyen bilgisayarlar, besinlerdeki katkı maddeleri, hormon ve tarım ilacı artıkları, içilen durgun sular ve beslenme hataları gösteriliyor. Sonuç olarak, bir yandan erkekteki sperm sayı ve kalitesi azalırken, diğer yandan kadınlardaki yumurta rezervleri ve kalitesi düşüyor ve doğal yolla hamilelik elde edilmesi zorlaşıyor.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Serpil Kırım, anne-baba olmak isteyenlere yaşam biçimlerini ve beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmelerini önerirken, bazı besinleri de sofralarından eksik etmemelerini tavsiye etti.

Sayılar korkutuyor

Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı rakamlara göre; 50 yıl öncesine oranla sperm sayısının yüzde 50 oranında azaldı. Geçen yüzyılda 40 milyonun üzerinde olan sperm sayısının günümüzde yarıya düştüğüne dikkat çekiliyor. Günümüzde 15 milyon sperm sayısı normal kabul edilmeye başlandı. Bu durum gelecek için son derece tehlikeli bir değişimi haber veriyor. Avrupa Birliği tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2050, yılında üreme oranları yüzde 5’e kadar inebilir. Bu rakam insanların ancak yüzde 5’inin doğal yollarla anne-baba olurken yüzde 95’inin ise yardımcı üreme teknikleri ile bebek sahibi olabileceği anlamına geliyor. Teknolojik gelişmenin de etkisiyle tüp bebek sayısı her geçen gün artıyor.

"Hamile kalmak için beslenmenizi değiştirin"

Beslenmedeki farklılıklarının (vejeteryan, düşük-yağlı, vitaminden zenginleştirilmiş, antioksidan, otsu) doğurganlığı etkilediğine dair bilimsel kanıtlar çok sınırlı olmakla birlikte deniz ürünü ağırlıklı beslenmek, ikincil olarak kanda civa düzeyini yükselteceğinden kısırlık riskini artırabileceğini belirten Op. Dr. Serpil Kırım, "Türkiye ve dünyada yapılan araştırmalar, sperm sayısı ve kalitesinin beslenmeyle ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle çinko, selenyum, l-karnitin. L-arginin, B-C-E vitamininden zengin gıdalar anne-baba olma şansını arttırıyor. Bunun yanı sıra et-süt ve dip balığı olmayan ve temiz yerlerde avlanmış deniz ürünleri, sakatat, ceviz, fındık, yer fıstığı, badem, kabak çekirdeği, avokado, patates, domates, kuşkonmaz, ıspanak ve elma beslenmeye eklenebilir. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu illerimizde yaygın olarak kullanılan çakşır otunun bir türü ve geleneksel Hint tıbbında kullanılan demir dikeni sperm sayısını arttırırken, hareketliliği üzerinde de etkili olumlu etkileri olduğuna dair çalışmalar var. Çakşır otunun bir türünün kadınlarda yumurta kalitesini arttırdığını gösteren çalışmalar var. Doktor önerisiyle beslenmeye eklenecek Koenzim Q10 içeren balık yağı, C ve B vitaminleri de anne-baba olma sürecinde çiftlere yardımcı olacaktır." dedi.

"Yaşamınızı gereksiz ve paketlenmiş olanlardan temizleyin"

Op. Dr. Serpil Kırım, bebek sahibi olmak isteyen ailelere şu önerilerde bulundu: "Sigarayı bırakmak, kafeini sınırlamak, hazır ambalajlı ürün tüketmemek, temiz beslenmek, mümkün olduğu kadar işlem görmemiş besinleri seçmek, trans yağlardan kaçınmak, gereksiz kimyasalları hayatımızdan çıkarmak, hazır konservelerden, plastik kaplardan uzak durmak, kullandığımız gereksiz kozmetik ürünlerinin sayısını azaltmak başarı şansını arttıracaktır. Kuru temizleme ve matbaada çalışan kadınlarla, ağır metal üretimi yapan yerlerde çalışan erkeklerin çevresel toksinlere maruz kalması, doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebilir."

"Durgun sudan uzak durun"

Özellikle kadınların plastik kaplarda uzun süre beklemiş suları içmemesi gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Kırım, "Plastik içindeki BPA (Bisphenol-A) infertilite düşük ve erken doğum riskini arttırabilir. Plastik yerine cam şişede satılan suları ya da arıtma cihazlarda arıtılmış suları tercih etmek yerinde olacaktır. Arıtma cihazlarının da plastik malzemelerinin kanserojen olmaması yani NSF belgeli olması önemlidir." şeklinde konuştu.

Kaynak: iha