Uzun zamandır yazı yazmıyorum.. Memlekette iyi giden bir şey yok ki yazı yazayım.. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor..
2015 Yılı Mersin için gerçekten felaketle başladı..
Tecavüzcü minibüsçü;
İhale fesatçısı belediye başkanı;
Rüşvetçi avukatlar;
Tacizci 'abi' öğrenci;
Paralelci polisler.!
Otobanda infaz.!
Erkek çocuğuna tecavüz.!
Cinnetçi katil kocalar.!
Hatta katil ablalar.!
Nasıl bir memleket olduk çıktık anlayamıyorum..
Mersin'in adı bir gün iyi bir şeyle anılmaz oldu.. Elimizde bir Narenciye Festivali kaldı, bir de 321 KM'lik çarpık yapılaşmalı, fuhuş batağındaki tarihi kaleli ilçeleri barındıran sahilimiz.!
Boş otogar, yıkılan çay bahçeleri, ilçenin 'ana terminal' haline geldiği bir ulaşım sistemi.!
2 damla yağmurla elektrikleri kesilen bir şehir.!
Ne oldu o güzelim kente; 'Dünya Kenti Mersin' naralarına.!
2015 Mersin için hiç hayırlı başlamadı; ilk çeyrekte batan ya da battığını iddia ederek voleyi vuran bir firma kentin anatomisiyle oynadı.!
Zincirleme olarak batan batana.!
Ekonomi düzgün değil, istihdam oranları yerlerde sürünüyor.! Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'nde açılan son 3-4 firma ve açılma aşamasında işçi alımına başlayan 1-2 firma olmasa işsizlik oranları dünya ortalamasını katlaya katlaya geçecek.!
Herkes suskun, herkes halinden memnun olmalı ki sivil toplum örgütleri o yemek senin, bu ziyaret benim gezinip duruyorlar.!
Bir de üzerine reklam peşinde koşan aday adaylarının kenti 'siyasi bilboard çöplüğüne' çevirmesi eklenince 'Flash TV'nin 7/24 kesintisiz göbek atma seanslarına katılmamak elde değil.!
Adnan Hoca'ya söylesek, kedicikleri ile birlikte gelip Mersin'de bir 'Maşallah, İnşallah' programı yapıp, kenti zemzem suyuyla yıkasa acaba 2015'in ikinci çeyreğinde işler düzelir mi.!
Aslında bu yazıyı 1 Nisan'da yayınlayacaktım; zira Mersin artık şaka gibi bir şehir.!
Ama Şehit Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ın cenazesine duyduğum saygıdan dolayı bugün yayınlama gereği duydum..
HAYIRLI CUMALAR EY AHALİ.!