Rus ambargosuna karşı ben de Mersin’de bir aydır bireysel bir karşı plan geliştirdim:
Ambargo konan ürünleri ve enerji konusunu ön plana aldım;
önce evimde ve işyerinde ambargo konan ürünlerin tüketimine öncelik ve ağırlık verdim. 
Özellikle domates ve narenciye tüketimini arttırdım.
Elektrik tüketiminde kısıtlamaya gittim. Akşamları daha az ışıkla yaşamaya alıştım. Gece de ev ve işyerinde açık kalması gereken lambaların sayısını azalttım. 
Bir aydır neredeyse hiç araç kullanmadım, her yere bisikletle gittim ve bir depodan fazla benzini tasarruf ettim.
Ambargo konan ürünleri yalnızca satın almak kolaydı, burada bir sorun olmadı.
Elektrik düğmelerini kapatmak da zor değildi.
Fakat en fazla tasarruf sağladığım bisikletle ulaşımda ise zorlanabilirdim:  Soğukta, yağmurda sıkıntı olabilir,  taşıtla yolculuğa göre daha uzun zaman gerekebilirdi.
Bir ayda bisikletle tam 400 kilometre yol yapmıştım… 
Burada bana en zor gelen kısmı, yani zaman sorununu kulaklıkla  sürekli bir yerel radyo istasyonu dinleyerek çözdüm. 
Kent Radyo’yu dinleyerek yolculuk ettim hep...
Genelde ilgilendiğim ve köşe yazılarımın konusu olan Mersin ve Mersin’in sorunları ile ilgili her gün mutlaka Kent Radyo’da bir program vardı. Kimi zaman Mustafa Müderrisoğlu’nun “Temiz Toplum Saati”nde akıcı anlatımıyla kent sorunlarını dinledim; kimi zaman “Mersin Tarihi”ni önceden dinlemiş olsam da tekrarını Mirza Turgut’un sesinden keyifle dinleyip, günümüzle kıyaslamaya çalıştım.
Bazen de Ali Özveren ve Ahmet Özer Hocalarımızın farklı düşünce ve yorumlarını ilgiyle dinledim.
Aykırı düşünceli, doğru ya da yanlış bulduğum, bilgi birikimleri çeşitlilik gösteren farklı konuşmacıları ve siyasetçileri yine merakla dinledim. Bana yanlış gelen düşünceleri de, özeleştirel bir düşünce süzgecinden geçirerek anlamaya çalıştım; çoğu konuşmacadan kendimce dersler çıkardım.
Konuşmaları dinlerken de, çoğu kez ilgisiz olabilecek sorunlardan bile köşe yazılarım için konular buldum.
Sonuçta Rus ambargosuna karşı bireysel mücadelemde bana en çok Kent Radyo yardımcı oldu ve hayatımı kolaylaştırdı.
Bence siz de domates ve narenciye tüketiminizi biraz arttırın, enerjide dışa bağımlı ülkemizde enerji tasarrufu yapın ve kulaklığınızda Kent Radyo’yu dinleyerek bisiklete binin ve yakıt tüketiminizi azaltarak ülke ekonomisine de katkıda bulunun.
Bisiklete binerek yakıt tüketiminin azalmasına katkınızdan başka, trafik sorununa ve hava kirliliğine olumlu katkılarınız olacaktır ve en önemlisi kendi sağlığınız açısından da bisiklete binmeyi deneyin.
Bir an bunu ülkemizde on kişinin, yüz kişinin, bin kişinin hatta bir milyon kişinin yaptığını hayal edin; böylece sağlanacak yararın sonucunu hesap edin.
Hayat çoğu kez böyle basit ama anlamlı kararlarla dönüşebilir; toplumsal dayanışma da gündelik alışkanlıklarda küçük değişimlerle sağlanır. Ben, kendi basit dünyamda, hayatımı hiç zora sokmadan, aksine her açıdan olumlu sonuçları da armağan sayarak bir kişisel direniş modeli geliştirdim ve sizlerle paylaştım.
Öyleyse;  “Rus Ambargosu”na karşı Domates, Narenciye, Bisiklet ve Kent Radyo! Diyorum... 
HARUN ARSLAN