Yalçın Darıcı: Kimse Mersin'e sahip çıkmıyor

Röportaj: Yağmur İğret

Yağmur İĞRET: Öncelikle sizi ve Darıcıoğlu şirketini yakından tanıyalım...

Yalçın DARICI: Ben Osmaniye doğumlu Mersinliyim. 1996 Yılında Darıcıoğlu’nu kurdum. 1997 yılında Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde şuanki yerimizi aldık. 1998 yılında da inşaatına başladık. Organize Sanayi Bölgesine geldiğimizde her taraf bomboştu; sadece 7 – 8 fabrika vardı. Organize Sanayi Bölgemizin gerçek sahipleri bizleriz. Darıcıoğlu olarak 15.358 metrekare arsa üzerinde 5.750 metrekare kapalı fabrika alanı ve 1.100 metrekare idari binamızla Türkiye'nin büyük sanayi kuruluşları, Tüpraş, Botaş, Demirçelik Fabrikaları, Çimento Fabrikaları, Tekfen, Yüksel İnşaat gibi kurumlara Çelik Konstrüksiyon İmalatı-Montajı, Teknolojik İmalatlar, Depolama Tankları, Boru İmalatı ve Montajı konularında hizmet vermekteyiz.

Mersin’in en büyük sorunu sahipsiz olması ve birlik beraberliğin olmamasıdır. Sivil toplum kuruluşları, oda başkanları, iş adamları hiç kimse Mersin’e sahip çıkmıyor. Birlik beraberlik yok, hepsi iktidarın, gücün yanında. Yarın kim olacaksa yine onun yanında olurlar. 

Örneğin; Gaziantep’te birlik ve beraberlik olduğu için o şehir gelişti. Seçim olduğu zaman tüm siyasi görüşler, dernek başkanları, sivil toplum kuruluşları, sanayiciler, milletvekilleri bir araya gelip o şehir için ne yapabiliriz diye düşünüyorlar. Bizde oda başkanları ve belediye başkanları birbirleriyle konuşmazlar, kolay kolay selam bile vermezler. Yönetimde olanlar arasında bir kopukluk var. Yüzüne karşı gülüp arkasından konuşan insanlar çok fazla. Buda Mersin’e çok zarar veriyor. 

Eğer dernek başkanları, oda başkanları ve diğer yönetimlerdeki insanlar birlikte Mersin için çalışmalar yaparlarsa başarılı olurlar. Kürşat Tüzmen ve Zafer Çağlayan zamanında da Mersin’e hiç bir şey yapılmadı. Ancak basın açıklamaları yaptılar, bir icraat yok. Yani ses var görüntü yok. 

Yanından otoban geçtiği halde otoban bağlantısı olmayan tek yer Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’dir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın meclisinde de ben bunu gündeme getirdim. Belediye başkan adayları ile bir araya geldiğimizde ve zaman zaman basın açıklamalarında da gündeme getirdim. 

Mersin Tarım, Sanayi, Turizm ve bu üç sektörün olmazsa olmazı lojistik kenti  olmak zorundadır. Çok yönlü olması Mersin ekonomisi için bir avantajdır. Farzedelim ki; iklim şartları kötü geçse tarım sektörü olumsuz etkilenir. Dolayısıyla Mersin ekonomisi de bundan çok etkilenir. Aynı şekilde olabilecek terör ve sınırdaki savaşdan dolayı turist gelmezse  Mersin ekonomisi zarar görecektir. Bu diğer sektörler içinde aynı şekildedir.  Mersin'in bu dört ayrı sektörü de içinde barındırması çok büyük bir avantajdır. Ama bunu iyi kullanmak lazım. Mersin’i daha güçlü bir hale getirmek için Mersin'in tüm dinamik güçleri bir araya gelmeli, birlikte  çalışılmalı. 

Bu arada şunu da belirtmemde fayda var. Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Mersin’in en büyük dinamik güçlerinden biridir. On bin kişinin  üzerinde istihdam yaratmaktadır ve çok büyük bir bütçesi vardır, MTSO’nun on iki buçuk katı bir bütçeye sahiptir. Bu güç ile her platformda söz sahibi olman gerekir, ama Organize Sanayi Bölgesi bu gücünün farkında değil.

Türkiye’nin Ortadoğu’ya ve Afrika’ya açılan kapısı Mersin Limanı ve İskenderun Limanıdır. Marmara depreminden sonra   Türkiye’nin sanayisi devlet politikası olarak Mersin, Osmaniye ve  İskenderun bölgesine kaydırılmıştır. Osmaniye’ye çok büyük yatırımlar gelmiştir. Osmaniye lobisi iyi çalışmıştır.

Mersin’in  dinamik güçleri ben dediği için Mersin bir arpaboyu bile yol alamamıştır. Ama; ben değil biz derse, bizde yetmez hepimiz derse o zaman Mersin’de çok şeyler değişir.  

MTSO'nun yaptığı güzel şeyler var fakat sınırlı. Daha kucaklayıcı ve iç içe olması lazım. Diğer oda başkanları ve belediye başkanlarıyla ve diğer sivil toplum örgütleriyle de birlik içerisinde olması lazım. Gerektiğinde Mersin için iktidara ve TOBB’a ters düşmesi gerekiyorsa ters düşmeli, ama doğru yapılanları da desteklemeli. 

İnsanlar dışarıda istediği gibi konuşuyor fakat meclis toplantısında susuyorlar. Büyük bir çoğunluğu mecliste sessizliğini koruyor. İki farklı grup var ama büyük çoğunluk meclis toplantısında yönetimden taraf tavır sergiliyor. Fakat yönetimden yana tavır sergilemeyenler her geçen gün çoğalıyor.

Mersin’deki en büyük problemlerden biri de trafik sorunu. Bunun içinde otoban bağlantılarının yapılması lazım. Otoban bağlantıları için; Mersin Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Oda Başkanları, Organize Sanayi Bölgesi, dernek başkanları, sivil toplum örgütleri, sanayiciler ve işadamlarının Ankara’ya  gidip eylem yapmaları lazım. Çünkü verilen sözlerin haddi hesabı yok.

Söz değil, icraat istiyoruz.