Suriye’de yaşanan savaş neticesinde, birçok engel karşısında zorluk çeken IDscan firması Türkiye’nin misafirperverliği doğrultusunda yatırımlarına Türkiye’de devam ettiriyor. 

2012 yılında Mersin’de açtıkları şirketi farklı bir boyuta taşıyarak birçok Suriyeli ve Türk çalışanları bünyesinde barından IDscan Türkiye Yetkilisi Mohammad Naddaf ‘ Suriye’de yaşanan savaş sonrasında Türkiye bize sahip çıkarak kapılarını bize açtı ve burada yatırımlarımıza devam etmek için gerekli bütün imkanı sağladı. Bu doğrultuda Türk devlet erkanına ve Türk milletine misafirperverliklerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Bilinmelidir ki bize yapılan bu fedakarlığın karşılığını yaptığımız işlerle, sağladığımız istihdamla ve yatırımlarımızla vereceğiz.’ İfadelerini kullandı.

İşte cukurovaexpres.com editörü Barış Köksal’ın IDscan Türkiye yetkilisi Mohammad Naddaf ile yaptığı o özel röportaj;

IDscan’in hikayesinden bize biraz bahseder misiniz?

IDscan projesi fikri İngiltere’de çalışan Suriyeli Doktor Zaher   Zeidan’a aittir. Dr. Zaher Zeidan şirketini kendi ülkesi Suriye’de kurdu ve küçük bir ofiste Suriyeli teknik mühendislerle birlikte çalışmaya başladı Şirket Suriye’de çalışmalarını bu küçük ofis yıkılana kadar sürdürdü.

Projenin amacı Yapay zeka teknolojisini kullanarak değerli belge (kimlik, ehliyet, pasaport, fatura vs) okuma ve doğrulama yazılımları yapmaktır. Sistem Kamu kurumlarına, telekomunikasyon firmalarına, bankalara, havaalanlarına ve daha birçok işletmeye bu konuda yardımcı oluyor. Örneğin mobil servis sağlayıcıları gibi, kuruluşlara belgelerin verilerini doğrulamakta ve depolamakta yardım ediyor ve bunları 2 saniye gibi bir sürede güvenilir bir şekilde yapmanızı sağlıyor.

Suriye’de ayaklanma başladığında, şirketin birçok engelin üstesinden gelmesi zorlaşmıştı ve git gide daha da zor hale gelmeye başlamıştı. Elektriğin, suyun ve ulaşımın olmayışı, uzun süren korkunç bomba sesleri, top ateşleri ve Halep şehri üzerindeki hava saldırıları gibi birçok unsur bizi yakınlarda daha güvenli bir yer bulma arayışına itmişti, Türkiye gibi. Türkiye, büyük bir cömertlikle bize aradığımız güveni verdiği ve misyonumuzu devam ettirmemizi sağlamamız için gereken her şeyi verdiği için gerçekten doğru bir seçim yaptı. 

2012’de başlayan Türkiye serüveni, en başta ağır çalışma şartları içinde olsa da,  Teknopark’a sunduğumuz projemizin geçerli bulunması ile birlikte, algoritmalar üzerinde araştırma ve geliştirme çalışmalarımız için gerekli çalışma ortamını bulduk. Bu dört yıllık süreçte Türk ve Suriyeli mühendislerin tarifsiz uyumu ve işbirlikleriyle inşa edilmiş projelerimizin hepsi başarıyla tamamlandı.

Geçen zamanla birlikte Türk ve Suriyeli çalışanların paylaşımları arttıkça, kültür benzerliğinin avantajıyla da sıcak bir aile ortamını yakaladık.

Türk çalışma arkadaşlarımızın hedeflerimize ulaşmamızdaki tarif edilemez katkıları sayesinde Birleşik Krallık’ta bulunan sektörün önde gelen yatırımcılarının da dikkatini çekmiş olan firmamız, yılın ikinci çeyreği başlangıcında, %100 hissesine 45 Milyon Pound değer biçilerek GB Group tarafından satın alınmıştır.



Türkiye sağladığınız bu hizmetlerden nasıl faydalanabilir?

Şuanda bizim Türk kimliklerimizin herhangi bir doğrulama kriteri olmadığından dolayı ancak çipli kimliklere geçildikten sonra Türkiye bize ihtiyaç duyacaktır. Türk kimliklerinin doğrulama kriteri olmadığı için birçok sahtecilik kapsamında suistimale açık hale geliyor. Birkaç yıl içerisinde Türkiye’de e-kimlik dediğimiz sisteme geçildiği taktirde doğrulama işlemi rahatlıkla gerçekleştirilerek, yapılan sahtecilikler ortadan kaldırılacaktır. 

AVRUPAYA İHRACAT

Mersin’de özellikle teknoloji alanında sahiplenilmiş ve alınmış şirketler arasında piyasa değerimiz çok yüksek. Bizim şuanda yaptığımız yazılımlar Avrupa’ya satılıyor ve bu gerçekleştirdiğimiz ihracat hem bizim hem de Türkiye’nin yararınadır. Biz yazılımımızı burada gerçekleştiriyoruz, satış ve pazarlama kısmı ise İngiltere’den gerçekleştiriliyor. Şirketin beyni burası olduğu için, burada istihdamla yaratmış olduğumuz iş gücünü Avrupa’ya pazarlamış oluyoruz. Yani kısacası beynimizde oluşturduğumuz fikirleri klavyemize yansıtarak ihracat gerçekleştirmiş oluyoruz. Biz şuanda işimizde tekiz diyebilirim. Rakiplerimizin manuel olarak yapmakta olduğu doğrulamayı biz yazılımımızla otomatik olarak yapmaktayız. Bu yüzden dolayı GB Group tarafından 45 milyon pound  gibi büyük bir rakamla şirketimiz alıcı buldu. 

Mersin’de kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?

Bizim şuanda en kalabalık ofisimiz Mersin’de. Mersin’deki şirketimiz bünyesinde 51 kişilik personel ağına sahibiz. Önceden Suriyeli çalışanlarımız fazlaydı, şuanda çalışanlarımızı Türk ve Suriyeli olarak eşitledik. Bu bizim için artı bir avantaj haline geldi ve birlik beraberliğimizin artmasını sağladı. Bunun yanında Suriyeli çalışanlarımız Türk çalışanlarımız sayesinde Türkçeyi daha hızlı öğreniyorlar, aynı zamanda Türk çalışanlarımız da Arapça öğrenme fırsatı buluyor. Gün geçtikçe personel ağımız hızla genişliyor. Her yıl büyüme sayımız iki katına çıkıyor. Bu da IDScan firmasının temeli sağlam ve inovatif düşünceye açık olduğunun göstergesidir. 

Türkiye’de olmanızın avantajları nelerdir?

Türkiye yatırım alanında desteğini esirgemeyen bir ülke. Şuanda Türkiye’nin AR-Ge ve teknoloji desteği çok fazla . Örneğin, KOSGEB’ten AR-GE desteği ve Teknopark’tan Kuluçka desteği almaktayız. 

Bunu Mersin için örneklendirecek olursak, Mersin’inde bizim için ayrı avantajları var. Örneğin bir Ankara ve İstanbul ile kıyaslandığı zaman yaşam standartları bizim için daha uygun olan bir şehir. Trafik yoğunluğu diğer şehirlere göre daha minimal düzeyde olduğu için vaktimizi daha çok işimize harcayabiliyoruz.
 
Şirketimizi Mersin’e kurmamızın bir diğer amacı ise; Teknoloji bölgelerinin biraz daha dağılmasını sağlamaktır. İstanbul ve Ankara bölgeleri Teknoloji yatırımları konusunda üst düzeyde bir konuma sahip. Bu tarz yatırımları diğer illerde de yaygın hale getirmek gerekiyor. 

Türkiye bize çok olanak  sağladı ve bunları sürdürmeye devam ediyor. Yukarda da belirttiğimiz gibi, biz Türkiye’ye bu imkanların  karşılığını yaptığımız işlerle ülkeye kattığımız kazanımlarla vermek hedefinde olan bir firmayız. 



Türk vatandaşlarının Suriyelilere bakış açısından bahseder misiniz? 

Biz buraya ilk geldiğimizde ne yazık ki çok zorlandık. İlk zamanlarda Suriyelilere bir kısıtlama konulmuştu. Bilinmelidir ki Suriye’den buraya gelen vatandaşların hiçbiri vatanını bırakıp gelmek istemez. Orada yaşanan savaş insanların oradan kaçmalarını mecbur hale getirdi. Bütün Suriyeliler aynı değildir, buraya Suriye’den gelerek hiçbir işte çalışmadan, Türkiye’ye hiçbir şekilde katkı sağlamayan insanlar da var. Fakat bizim gibi insanlar o kişilerle aynı kefeye konulmamalıdır. Biz IDs can ailesi olarak Türkiye’de yatırım yapıyoruz ve onlarca Türk vatandaşına istihdam sağlıyoruz. Türkler ve Suriyeliler olarak el ele verip hem kendi faydamıza hem de bu ülkenin kalkınması adına çorbada bizim de tuzumuz olsun mantığı ile iş yapıyoruz. Şuanda bünyemizde 51 kişi çalışıyor ve Akdeniz bölgesinde bizim yaptığımız işi bu boyuta taşıyan firma sayısı yok denecek kadar az… Bunlar göz önünde bulundurularak Suriyeliler üzerindeki ön yargının kırılması gerektiğini düşünüyorum. 

Suriye’den gelen bir grup arkadaşlar birlikte Türkler el ele vererek çok güzel işler başardı. Biz bu başarımızı Türk ve Suriyeli arkadaşlarımızla birlikte istikrarlı hale getirme gayretindeyiz. Keşke herkes bizim yaptığımızı yapabilme çabası içerisinde olsa… El ele verilerek bütün olumsuzlukların üstesinden gelebiliriz. Biz bunun için diğer insanlara da örnek olma yolundan hiçbir zaman taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. 

Biz bu ülke için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Türkiye ve Suriye birbirine çok benzeyen iki ülkedir. Kardeşlik, birlik beraberlik, saygı ve hoşgörü kavramlarını bir an olsun unutmadan yaşadığımız bu ülkeyi en üst noktalara taşımamız gerekiyor. 



İleriye dönük hedefleriniz nelerdir?

Biz her geçen yıl 2 kat büyüyen bir firma konumuzdayız ve bu büyüme doğrultusunda belirlediğimiz hedefler arasında, diğer firmaların da desteği ile el ele vererek burada bir Silikon Vadisi kurmak istiyoruz. Mersin’i bir teşvik bölgesi haline getirerek burada bir teknoloji üssü kurmak en büyük hedeflerimiz arasındadır. Bakıldığında zor gibi görünen bu hedefler birlik ve beraberlik doğrultusunda en basite indirgenebileceği inancındayız. 



























 
Editör: Barış Köksal