Röportaj: Yağmur İĞRET

Mersin, Turizm Açısından Açık Bir Müze

Mersin Turizm Platformu Başkanı ve Olcar Tur’un sahibi Numan Olcar ile Mersin’in turizm açısından eksik yönlerini ve gelişmesi için gerekenleri konuştuk. Havaalanı ve Kazanlı Projesi için, ‘Bugün temeli atılıp otların çıktığı bir havaalanı ve yapılması düşünülüpte ortada kalan bir turizm bölgesini Mersin kesinlikle hak etmiyor' diyen Numan Olcar ile merak edilenleri konuştuğumuz röportajımız sizlerle.

Yağmur İğret: Mersin’in turizm açısından eksik yönleri nelerdir? Gelişmesi için neler yapılmalı?

Numan Olcar: Mersin’in turizm açısından eksik olan en önemli yönü, bölgedeki alt yapı yetersizliği ve yapılan tesislerin devreye girmemiş olmasıdır. Hava limanı ve Kazanlı sahil bölgesi projesi buna örnek verilebilir. Bunun dışında karayolları çalışmaları devam ediyor. Özel sektör burada üzerine düşen görevi yerine getiriyor. Son 9 ay içerisinde 7 tane 4 ve 5 yıldızlı yeni otellerimiz devreye girdi. Yapım aşamasında olan yeni otellerin de inşaatı devam etmekte. Önemli markalar da Mersin’e gelmek için çaba gösteriyor. Ama bunlar şehir otelciliği ve bölgedeki otelcilik olarak şekilleniyor. Ancak esas bölgeyi Avrupa’da tanıtacak olan oteller; Kazanlı bölgesindeki oteller, kış turizmi için yapılması gereken Karboğazı’ndaki otel ve Mersin’in batısında turizm alanlarında yapılması gereken otellerdir. Mersin’in turizm açısından en büyük eksikliği ve şansızlığı da budur. Yoksa Mersin sürekli olarak turizm politikalarını geliştirme yönünde bir gayret içerisindedir. Sürekli olarak projeler üretmekte ve realize etmektedir. Lübnan-Mersin  arası feribot, bölgesel havacılık, kruvaziyer turizmi bunun bir parçasıdır. Söz verilen alt yapının da tamamlanmış olması lazımdı.

 
Kruvaziyer turizmi hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Kruvaziyer turizmi Mersin açısından önemli alternatiflerden  bitanesidir. Turizm sezonu Mersin’de 3 ay olması nedeniyle çok kısadır. Bu aslında çok yetersiz bir süredir. Maliyetleri de arttıran bir dönemdir. Bunun için kesinlikle turizm sezonunun uzatılması gerekmektedir. Bu konuda kruvaziyer turizmi önemli bir etkendir. Çünkü kruvaziyer turizminde her mevsim gemiler gelebilmektedir. Ne yazıkki şu an bölgede yaşanan savaş konjektörleri bu noktayı olumsuz etkilemektedir. Gemiler bu nedenden dolayı biraz çekinmektedirler. Ancak biz bu konuda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.  

Mersin olarak Akdeniz Kruvaziyerler Birliği’nin de üyesiyiz. Bununla alakalı olarak bugün pek çok noktada konferansta veriliyor. Sektör ve kruvaziyer endistürisi  ile çok sıkı bir temasımız devam ediyor. Umut ediyorum ki  buradaki olumsuz  konjektör, yerini barışa terk ettiği zaman bu konuda ciddi bir avantaj yakalayacağız.

 
Tarsus-Kazanlı projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tarsus-Kazanlı projesindeki eksikliği iki şekilde yanıtlamak mümkün. Bunlardan bir tanesi yatırımcılar yönünden maalesef oyalanıyoruz. Oysa arzu ettikleri şartların tümü yerine getirilmiş durumdadır. Buna rağmen bir işleme maalesef girmiyorlar. Dolayısıyla da Mersin ve ülke turizmine sağlanacak katkı elde edilmiyor. Ancak devlette bu konuda otoriteyi sağlamak konusunda yetersiz kalıyor. Yatırımcılara, '2007 yılında bu şartlarla bu tahsisi aldınız. Ama yıl oldu 2014 hala bir çalışma yapmadınız.  Ya derhal bu inşaatlara başlayın ya da bu tesisleri terk edin denmesi' gerekiyor. Yeni  yatırımcıları getirmek için böyle bir çalışmanın da yapılması gerekiyor. 

Devlette bu konudaki otoritesini son derece yavaş hareket ettiriyor. Ancak bu iki olumsuzluktan dolayı da başta Mersin halkı, Mersin bölgesi, Mersin ekonomisi, Mersin iş dünyası, Mersin turizm dünyası olumsuz olarak etkileniyor. Oradaki konunun da bir an önce çözülmesi gerekiyor. Mevcut yatırımcılar inşaatlarına başlamıyorsa oradaki haklarını terk edip yeni yatırımcılara tahsis edilmesinin şart olduğunu düşünüyorum.

 
Yeni kazandırılan otellerimizle birlikte mevcut yatak kapasitemiz ne kadar?

Mersin’de 6 sene öncesine kadar 7.000 yatak civarında kapasite vardı. Şu an yeni yapılan otellerimizle birlikte bunun 12.000 civarında olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu yeterli bir sayı değil. Hatta bunu 15.000 olarak ele alsak ve Kazanlı projesininde de 15.000 yatak kazandırdını düşünürsek bu 30.000 yatak yapar. Bugün sadece Antalya Belek’de 47.000 yatak olduğunu varsayarsak Mersin’in ne kadar yetersiz olduğunu görebiliriz. Bu sebeple 324 km. deniz kıyısı olan Mersin’in özellikle turizm tesisleri olabilecek noktada alternatifleri, arazileri yaratması ve bunları biran önce turizme açması ve bununla ilgili alt yapıyı  kazanması sadece bölge olarak değil, ülke olarakta bir şarttır.


 
Antalya ve Mersin’i turizm açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aslında pek çok kişi bunu farklı düşünebilir ama Mersin’in Antalya’dan çok fazla artılarının olduğunu söyleyebilirim. Doğal güzellik, doğal deniz, bunların hepsi bizde de mevcut. Antalya’da 4-5 tane turistlik gezilecek yer varsa Mersin’de bunun daha fazla olduğu görülmekte. Mersin-Silifke arasındaki 100 km. mesafeyi ele aldığımız zaman Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük açık müzesi olduğunu söyleyebiliriz.

Bunun dışında dünyada son derece meşhur ve İncil’de de yer alan Saint Paul Kilisesi Tarsus’da yer alıyor. Ve inanç turizm açısından son derece önemli bir yere sahibiz. 

Yaylalarımızın olması Mersin için çok büyük bir artı. Adana ve Hatay’ı da ekleyerek Mersin’i Doğu Akdeniz olarak ele aldığımız zaman gastronomisinden kültürüne, tarihinden alternatif turizm imkanlarına kadar pek çok şeyi bünyesinde bulundurmaktadır. 

Turizm açısından büyük bir olguya sahip olan Kapadokya’ya da 2.5 saat uzaklıktadır. Antalya’da olduğu gibi bizde de bu bir avantajdır. Ne yazık ki zamanında Antalya’ya düşünülen yatırımların onda biri bizim bölgemize yapılmadı. Ancak biz bölgemizdeki imkanları 2007 yılından itibaren keşfettik. 2007 yılında oluşturulan risk projesi çerçevesinde bu konu gündeme geldi. Biz Mersin’de turizm ile alakalı olan konuları, projeleri  yeni yeni keşfediyoruz.  

Tanıtım bu işlerin başında geliyor. Çok geç kalınmış bir noktadır. Hatalarımızı yeni görüyoruz. Yılda bir ay kullanıcak güzel yerleri, tesisleri yılın on iki ay kullanılacak imkanlara tercih etmişiz. Çaresi yok diyemeyiz ama bunu yapabilecek en büyük etken kuşkusuz irade ve samimiyettir. Bu işi elinde tutan otorite, mülkü amirler, idari amirler, devletimiz, hükümetimiz, bakanlarımız bu konuda iradeli ve samimi olmalıdır. Böylece bizde bu konunun üstesinden geleceğiz.  Mersin 324 km. sahil şeridiyle sadece bölgenin değil  aynı zamanda Türkiye’nin önemli turizm rezervelerinden bitanesidir. Çok fazla  imkanı ve alternatifi il sınırları içerisinde barındırmaktadır. Bugün temeli atılıp otların çıktığı bir hava alanı, yapılması düşünülüpte bırakılan turizm alanını Mersin kesinlikle hak etmiyor.

 
Turizm platformu olarak yaptığınız yeni çalışmalarınız var mı?

Mersin son 7 yılda 12 uluslar arası fuara katıldı. Bugün sadece ülkesel değil Avrupa pazarında, Afrika, Asya, Amerika pazarında da son derece bilinen bir kentiz. Gittiğimiz ülkerde Mersin’in neresi olduğunu gösterirken insanlar bilmiyordu. Ama şuan insanlar Mersin’in nerede olduğunu çok iyi biliyorlar. Dolayısıyla tanıtım çok önemli. Turizm platformu bu tanıtımı çok ciddi anlamda yapmıştır. Bu çalışmaların en büyük desteği ve projeninde bir parçası olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na da çok teşekkür ediyorum. Gerçek anlamda bu konuda çok büyük bir samimiyet ve irade göstererek arkasında duruyor. Lübnan ile Mersin arasındaki feribot seferleri ve bölgede koluçlandırılmış olan Bora Jet’e ait bölgesel havacılık imkanları var. Biz şuan Çukurova’yı Diyarbakır’a, Elazığ’a, Bursa’ya, Bodrum,’a, Alanya’ya ve yurt dışında bir çok yere bağlayabiliyoruz. Bu imkan bir çok yerde yok. İstanbul, Ankara ve Antalya’dan sonra Mersin’de bu imkan var ve bazı yerlerde Antalya’dan bile artının olduğu noktalar var. Bunların hepsi turizm platformunun yaptığı işler. Adana - Mersin arasındaki hava alanı servislerini 2006 yılında başlatılıp oluşturulması da turizm platformunun yaptığı çalışmalardandır. Bütün bunların içerisindeki tema ise ulaşılabilirlik kolaylığıdır. Bunun için uçaklar ve servisler önemlidir. 
 
Bu yeni dönemde yerel belediyelerin almış olduğu yetkilerle artık il bazında yapılan keyfi ve kopuk olan çalışmaların ortadan kalkacağını ve iyi bir avantaj olacağını düşünüyoruz. Böylelikle bölgede ciddi bir yapılanma olacaktır. Ancak bu konuda da özellikle Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığımız samimi ve platformla sıkı bir iş birliği içerisinde. Bizde onlarla çalışırken beraber bu iş birliğini destekleyecek her türlü çalışmanın içerisinde oluyoruz.

Mersin, Marinalı bir alışveriş merkezine sahiptir. Oysa alışveriş merkezli bir Marinaya sahip olunması gerekiyordu.  İlk yapım aşaması Marinaydı. Bu şemsiye altında devasa bir alışveriş merkezi yapılarak bütün konsantrasyon ona kaydı. Arkasında olması gereken ve bölgenin ekonomisini doğrudan katkı sağlayacak olan deniz turizmi göz ardı ediliyor. Bunun olumsuz etkileri bütün kente yansıyor. Alt yapımız var ama üst görüşümüz yok.

Mersin için önemli olan yakın projelerden bir tanesi de kent plajları olmalıdır. Bu konu içinde özellikle insanların Antalya Konyaaltı plajında olduğu gibi yürüyerek plaja girmelerini isteriz. Deniz temizliği açısından belirli bir seviyeye gelindi. Artık kumsallar oluşturulmalıdır.



Editör: Barış Köksal