İmplant dediğiniz nedir? Biraz açıklar mısınız?

İmplant diş köklerinin taklit edilmesi suni olarak çene kemiği içine titanyum vidaların yerleştirilerek bu titanyum çene kemiği ile kaynaması sonucu çeneye sabit veya hareketli protezler yapılma işlemidir. Kısaca açıklamak gerekirse çene kemiğine diş kökü yerine geçecek titanyum vidaların yerleştirilmesi halk arasında buna diş ekme denir.

Peki, bunun başarı oranı nedir?

Bunun başarısı 10 yıllık takipler sonucu hastada yüzde 95–98 oranında başarılı olduğu literatürde izah edilmektedir.

Ağız ve Diş Sağlığının Önemi nedir?

Ağız, sindirim sisteminin başlangıcıdır. Bütün besinler ağız yoluyla alınır. Alınan besinler ağızda bulunan dişler yardımıyla sindirime hazırlanır. Bu nedenle dış ortamla ilişkili olan ağız ve dişlerimizin sağlıklı olması oldukça önemlidir. Ağız ve dişlerin sağlığı için öncelikle bu bölgelerin temizliğine önem vermeliyiz. Ağzımızın sağlığı için aşırı sıcak gıdalara dikkat ederek ağız içi dokuların yanmasını önlemeliyiz. Yine yemeklerden sonra ağız içi suyla yıkanarak buralardaki kokuşmaya neden olan besin artıkları temizlenmelidir. Ağız içinde yaralar oluştuğu zaman hekime gösterilerek, tedavi ettirilmelidir. Aynı şekilde dişlerin sağlığı için düzenli olarak dişler, fırçalanarak temizlenmelidir. Besin artıklarını diş aralarında kalarak çürümeye neden olması önemlidir. Ağız kokularının ve birçok rahatsızlığın diş çürüklerinden kaynaklandığı unutulmayarak, temizliğe önem verilmelidir. Ağız ve dişlerin sağlıklı olması hoş bir görünüm vererek kişinin konuşma, gülme gibi durumlarda rahat hareket etmesine yardımcı olur. Diş çürüğünden dolayı ağzı kokan kişinin çevresini rahatsız etmesi sıkıntılı durum oluşturur. Kısaca ağız sağlığı, diş sağlığı ile yakından ilgilidir.

Diş Çürümesi dediğimiz olay nasıl oluyor?

Yapılan araştırmalar sonucunda çocukların çoğunda diş çürüğüne rastlanmıştır. Diş çürümesine ağızdaki bakteriler neden olur. Bakterilerin yanında diş çürümesine neden olan diğer öğeler, diş aralarında kalan besin artıkları ile duyarlı bir diş yüzeyidir. Dişlerin çürümesine neden olan besinler özellikle karbonhidratlı diğer bir ifadeyle şekerli yiyeceklerdir.

Diş çürümesinin önemli nedenlerinden birisi de sudaki flüor eksikliğidir. Flüor diş minesinin direncini arttırarak, çürümeyi önler. Bu nedenle sularda flüor eksikliği varsa sağlık kuruluşlarından gerekli yardım alınmalıdır. Flüor fazlalığı ise dişlerde sararmaya neden olur.

Dişlerimizin düzenli olarak fırçalanıp temizlenmemesi durumunda diş aralarında kalan besin artıkları bakteriler tarafından parçalanır. Parçalanan besinler, bakteriler ve salgılardan 'diş plağı' denilen birikintiler oluşur. Besin maddelerini bakteriler tarafından parçalanmasıyla oluşan asitler dişin minesini ve kemiğini oyar. Dişte oluşan bu oyuğa kavite denir. Dişte oluşan bu oyuklar zamanla giderek büyür ve derinleşir. Böylece zamanla dişin sert kısmı olan mine tabakası delindikten sonra daha kolay oyulan yumuşak dokuya ulaşılır. Dişteki oyulma devam ederek, diş özüne ulaşır. Dişteki çürümenin diş özüne ulaşmasıyla diş ağrıları oluşmaya başlar. Diş ağrısının olmadığı durumlar diş sağlığının yerinde olduğunu göstermez. Bakterilerin diş özüne ulaşmasından sonra burada iltihaplanma meydana gelir. Buna apse denir. Çürük diş özüne ulaştıktan ve özellikle de apse oluştuktan sonra dişin tedavi edilme şansı artık kalamamıştır. Dişlerin çürümesi hem süt dişlerinde hem de kalıcı dişlerde meydana gelebilir. Dişlerin çürüme nedenlerini kısaca aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

· Büyüme ve gelişme dönemlerinde kalsiyum, fosfor ve flüor bakımından yetersiz besinlerin alınması,

· Şekerli besinlerin aşırı tüketilmesi,

· Dişlerin fırçalanmaması

· Yumuşak besinlerle beslenilmesi

· Sık sık gebe kalınması

· Erken bebeklik dönemlerine yüksek ateş oluşması

· Yanlış ve hatalı ilaç kullanılması diş çürümesine neden olan etmenlerdir. Ağız açık durumda uyumak da dişler içi zararlı olabilir.

Diş çürüklerinde erken tanı ve tedavi hem sağlık hem de sosyal ve ekonomik yönden büyük önem taşır. Diş çürükleri daha ilk aşamada tespit edilip, tedavisi yapılırsa diş kurtarılır. İlk aşamada tedavi için yapılan harcamalar daha azdır. Ayrıca sağlık personelinin zaman kaybı da en azdır. Çürüğün ilerleyen aşamasında yapılan harcama ve emek artar. Diş tedavisinde kullanılan araç ve malzemelerin döviz ödenerek ithal edildiği düşünülürse ülkemiz ekonomisi açısından ne derece önemli olduğu daha iyi anlaşılır. Kısaca belirtecek olursak çürüğün erken teşhis edilmesi dişin kurtarılmasının yanında ekonomik yönden de büyük yararlar sağlar.

Diş Eti Hastalıkları nasıl oluşur?

Dişi saran pembe, sert kıvamlı dokudur. Dişetlerinin sağlığına yeterince özen gösterilmezse dişeti hastalanır, ağrır ve hatta diş kayıplarına neden olabilir. Dişetlerinin sağlığına yeterince özen gösterilmezse, ilk olarak dişeti iltihabı yani gingivitis oluşur. Gingivitisli dişeti, yumuşak bakteri plağından dolayı iltihaplanır. Bu dönemde kanamaya başlarlar. Eğer plak temizlenmezse, sertleşir ve tartara (diş taşı) dönüşür. Gingivitis, uygun ev bakımı ve diş hekimi tarafından yapılan düzenli tedavi ile iyileşir ve kemik kaybı önlenir. Gingivitisin ileri haline periodontitis denir. Periodontiste, yumuşak dokular şişer, lifler kopar, doku dişten ayrılır ve kemik erimeye başlar, kemik ve çevre dokularda ciddi harabiyet oluşur. Tedavi edilmezse dişler sallanır ve sonuç olarak düşerler.

Dişeti iltihaplarının genel olarak nedenleri:

· C vitamini yetersizliği

· Sivri ve sert cisimlerle diş aralarının karıştırılması

· Vücuttaki kan, şeker, böbrek hastalıkları gibi sistemik hastalıkların olması ve zamanında tedavi edilmemesidir.

Ağız ve diş sağlığı nasıl korunur?

Ağız ve diş sağlığının korunmasında beslenmenin önemli bir yeri vardır. Alınan besinler kalsiyum, fosfor ve flüor minerallerini yeterince içermelidir. Dişlerin gelişimi sırasında bu mineraller alınmalıdır. Yine alınan besinler diş eti ve diş sağlığı için A,D,C vitaminlerini içermelidir. Belirtilen mineraller ve vitaminleri karşılamak için yeterince et, süt, süt ürünleri, yumurta ile sebze ve meyve tüketilmelidir.

Diş çürümelerinin önlenmesi için dişler düzenli olarak yemeklerden sonra tekniğine uygun fırçalanmalıdır. Öğün aralarında özellikle şekerli yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir. Şekerli besinlerin tüketilmesi durumunda fırçalama imkânı yoksa en azından ağız suyla çalkalanmalıdır. Aynı durum kola gibi asitli içecekler için de geçerlidir. Sert cisimleri ısırma, parmak emme, tırnak yeme ve kürdan kullanma gibi alışkanlıklar dişlerde gelişme bozukluklarına, düzensiz dişlere ve diş eti hastalıklarına neden olduğundan bu durumlardan kaçınılmalıdır. Dişlerde çürük oluşumu başladıktan sonra aylarca sürer. Bu nedenle yılda en az iki defa diş hekimine giderek sorunlar büyümeden erken tanı konularak, tedavisi yapılmalıdır. Böylece sorunlar büyümeden durum düzeltilir. Ağız kokusu olduğunda nedeni araştırılarak diş çürüklerinden mi yoksa sinüzit, bademcik iltihapları, şeker hastalıkları gibi rahatsızlıklardan dolayı mı oluştuğu belirlenerek gerekli tedavi yapılmalıdır. Diş araları sert cisimlerle karıştırılmamalı ve diş iplikleri kullanılmalıdır. Diş eti hastalıklarının oluşmasının başlıca nedeni dişlerin kürdanlarla temizlenmesidir. Dişlerle ceviz, fındık gibi sert kabuklu yiyeceklerin kabukları kırılmamalıdır. Çok soğuk ve çok sıcak yiyecekler artarda yenildiğinde diş minesini çatlatabileceğinden bu gibi durumlardan kaçınılmalıdır. Sürekli yumuşak besinlerle beslenilmemelidir. Havuç, elma, armut, ayva gibi meyveler ısırılarak yenmelidir. Çocuklardaki süt dişleri de dâhil olmak üzere hekim önerisi olmadan dişler çekilmemelidir.

Editör: Barış Köksal