Röportaj: Yağmur İĞRET

Muhabirimiz Yağmur İğret, Mersin'de bir çok sivil toplum örgütünde yöneticilik yapmış, sanayici işadamı Cenk Cenkcimenoğlu ile oldukça sıcak bir sohbet gerçekleştirdi.. İşte o röportajımız:

YAĞMUR İĞRET: Sizce Mersin’in en büyük sorunu nedir?

CENK CENKCİMENOĞLU: Alt yapıdaki en önemli kişiler, Mersin Valisi, Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve Mersin Ticaret Sanayi Odası Başkanı’dır. Çok merak ediyorum bu üç insan en son ne zaman bir araya gelip konuştular. Bir araya gelip bu şehrin 5 senelik  vizyonuyla ilgili neler yapmışlar. Yeni bir belediye başkanı seçileli 3 ay oldu. 240 tane projesi vardı. Bu projeler ne zaman faaliyete geçecek diye bekliyoruz. Mersin için bu üç önemli insan bir araya gelip bu şehirde bir sene sonra neler olacak diye konuştular mı? Vatandaş olarak bunu merak ediyorum.

Mesin kimliksiz kent diyorlardı. Biz de 2006 yılında ‘Mersin’in kimliği ne’ RİS-MERSİN Projesi yaptık. Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye alınmış en büyük projeydi. ODTÜ Teknokent, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Valiliği, Organize Sanayi Bölgesi ile bir kurul oluşturuldu. Bu karar verici insanları topladık ve Anamur’dan Tarsus’a kadar ciddi çalıştaylar yaptık. Anamur’un 10 yıl ve 5 yıl sonrasında ne olmasını istiyorsunuz ve şimdi Anamur ne diye bir vizyon çalışması yaptık. Ve sonuç şu çıktı; Mersin’in istikbalinde 3 tane sektör var, tarım, turizm ve lojistik.

Bu üç sektörde üç tane platform kuruldu. 15’er kişilik platformlarda 5 tanesi kamudan, 5 tanesi bu saydığım kurumlardan ve 5 tanesi de özel sektörden oluşturuldu. Bu sektörlerde Mersin’in bir adım ileri gidebilmesi için neler yapabiliriz diyerek bu üç platform 6 aylık bir yol haritası çıkardı. Hangi projeler yapılmalı, bu projeler nasıl uygulanmalı ve nasıl takip edilmeli diye düşünüldü. İnsan kendi hayalini planlarkende önce hayal eder sonra hayal ettiği şeyi planlar, planladığı şeyi de uygulayıp kontrol eder. Bu dört aşamayı yaptığınızda başarılı olmamanız için bir sebep yoktur. Başarının sırrının bu olduğunu herkes biliyordur. Belediye Başkanı, Vali, Ticaret Sanayi Odası Başkanı bunları bilmiyor mu? 2 milyon kişinin belediye başkanısın, valisisin, ticaret sanayi odası başkanısın sonuçta, bu eğitimleri almış olmaları lazım.


SURİYELİ SORUNU
Mersin'de 300 bin tane Suriyeli olduğu belirtiliyor. Ne olacak bu insanların sonu? Suriyeliler dükkan açıyor, Türkler dükkan kapatıyor. Bu nasıl bir çelişkidir. Ben akşam evime giderken en az 10 tane Suriye plakalı aracın defalarca trafik kurallarını ihlal ettiğini görüyorum. Şikayet etmek için arıyorum ve karşıma çıkan polis memuru arabanın plakasını istiyor benden. 

Arapçam olmadığını belirtip özür diliyorum. Bu insanlara geçici bir plaka verilmeli. Bizi yönetenler bu sorunla ilgili neler düşünüyorlar? Bu adamlar böyle başı boş gezmeye devam mı edecekler? Geçen hafta evinde işkence yaparak bir kadını öldürdüler.  Bunun bir sonu olmalı artık. Sokağın ortasında silah çekip vursa seni, kim takip edecek bunu! Ben vergimi bir gün geç ödesem yerim belli gelip beni bulurlar. Peki bu kanunsuzluklar karşızında Suriyeli insanları nasıl bulacaklar!

BU ŞEHRİN BİR KİMLİĞİ VAR
Bir takım sivil toplum başkanlarının ‘kimliksiz kent’ söylemlerine karşıyım. Bu şehrin bir kimliği var. O kimliği kendileri bulamamışlarsa araştırsınlar. Bu şehir kimliğini RİS Projesi'nden sonra buldu. Burası tarım, turizm ve lojistik kentidir. Bu şehirde kimliği hayata geçirecek yönetici yok.

 
Sizce bundan 20 yıl sonra ne olacak?

Mersin huzur kenti, barış kenti diyerek anılıyor. Türkiye’nin bir takım yükünü her zaman Mersin mi çekecek? Doğu’dan göç oldu, Suriye’de olaylar oldu, Mersin’e gelindi. Çünkü Mersin kolay şehir, yaşam kalitesi yüksek, deniz kenti. Gaziantep’in ekonomisi daha iyi o zaman oraya gitsinler. Neden Adana’da, Antep’te, Konya’da 300 bin Suriyeli yok. Neden Mersin, diye insan düşünüyor. Herşeyin yükünü Mersin çekiyor.

Türkiye’de ileri gitmek istemeyen iki şehir var. Biri İzmir biri Mersin. 10 yıl önceki Mersin'de, İzmir’de aynı, hiçbir değişiklik yok. Belediyede hangi parti seçilmişse iktidar ile ortak hareket etmek zorunda. Bu iki şehirde iktidar ile hareket etmediğinden böyle oluyor. Mersin’in en büyük sorunu geçmiş dönemdeki belediye başkanıdır. Yoksa Eskişehir’de de CHP’den belediye başkanı var. Amacı belediye başkanlığı yapmak olduğu için, Eskişehir’i dünya kenti yaptı.

Sevgili Numan Olcar ile yaptığınız röportajı okudum. Bu konularda çok emek harcayan birisi. 2006’da turizm platformunun hazırladığı konuları konuşmuşsunuz. Yıl 2014 olmuş biz hala aynı konuları konuşuyoruz. Dünyanın en güzel iki şehri İzmir ve Mersin bu konuda bir adım ileriye gidememiş. Allah fiziken bu iki şehre inanılmaz güzellikler vermiş. Biz ise bu şehirleri nasıl kötü yapabiliriz, onun peşindeyiz.
 
15 Yıllık bir Macit Özcan başkanlığından sonra, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ile bu sorunlar çözülecek mi sizce?

Daha çok yeni; ama projelerini en kısa zamanda hayata geçirmesini umarım. MESKİ’de kendi ekibini kuruyor, fakat 3-4 katı maaşlar verip Tarsus’tan birilerini getirmeselerdi keşke. Normal yürüyen sistemi kendi ekiplerinden insanlar takviye ederek devam etselerdi. Mersin 2 milyon nüfusuyla Tarsus’tan yönetilecek bir şehir değil. Yeni insanlarla, yeni yüzlerle ve daha vizyonu geniş insanlarla bir şeyleri ele alıp yapmak lazım. Mersin 13 tane ilçenin bir araya geldiği bir kent, eski büyükşehir gibi değil. Anamur’dan Tarsus’a kadar her ilçe sana bağlı.

Geçen haftalarda MESKİ, Mut’ta hiçbir tarlaya su veremedi. Mut’un tarımı çok önemli. Dünyaya kayısı satan bir yer. Mut’a bir hafta elektrik vermediğinizden dolayı sulama yapılmadı, suçlu MESKİ mi diyeceğiz şimdi. Bunun için yeni bir yapıyı yeni insanlarla takviye edip bir yerlere gitmek lazım. Çünkü iddialı geldi Burhanettin Kocamaz. İddialı gelen birisi ben bunları bilmiyordum diyemez. Üstelik bizim gibi birisi değil, belediye başkanlığı yapmış bir insan.

Halka anlatılmaya çalışılan 240 projenin hayata geçirilmesi düşünülüyor. Kimse bütün projelerin tamamlanmasını beklemiyor. Bu şehir için elzem olan 10 tane proje yapılır ve herkese faydalı olur. Biz zamanında Eskişehir’in, Antep’in, Adana’nın konuşmadığı şeyleri konuşuyorduk. Organize tarım bölgesinden, test araç pisti ve teknoparka kadar ilk Mersin’de konuşuldu. Sanayi Bakanlığı’na gittiğimizde böyle güzel projeleri nereden bulduğumuzu soruyorlardı. Bizim projelerimizle yönetmenlikler çıktı. O yönetmenlikler çıktıktan sonra Türkiye’de 20-25 ilde uygulandı, Mersin hala konuşuyor. 

Mersin’in en büyük sorunu, bu şehrin üç yöneticisi bir araya gelmeli. Mümkünse haftanın her günü bir araya gelmeli ve ne yapacaklarını konuşup uygulamaya geçmeleri gerekiyor. Mersin’in kimliği var, kimliği olmazsa 300 bin Suriyeli Mersin’e gelir mi? Niye başka şehirlere gitmiyorlar! Rahat yaşamak isteyen herkes Mersin’e geliyor.

Ben Mersin’in en önemli bulvarında oturuyorum. Benim evimin önünde sürekli sorunlar yaşanıyor. Travestilerden, hayat kadınlarından geçilmiyor cadde! Ben bununla yaşamak zorunda mıyım? Trafiğe çıktığım zaman Suriyeliler'in trafikte beni sıkıştırmalarına maruz kalmak zorunda mıyım?  Mersin’de yaşayan diğer vatandaşların yapmadıklarını yapıyorlar. Hangi güç bunu yaptırıyor. Bir topluma girdiğiniz zaman o toplumun örf, adet ve kurallarına göre yaşamak zorundasınız. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok.
 
Havaalanı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Mersin’de şuan kamunun yaptığı herşey durduruldu diye biliyorum. Şuan devam eden tek şey, Nükleer Santral. Büyükşehir Belediye yasaları, büyükşehirlerin önünü çok fazla açtı. Bunun için büyükşehirin yeniden stratejik plan yapması ve Mersin’in ihtiyaçlarını belirlemesi gerekiyor. Bu çalışmaları yaparkende Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı ve Mersin Ticaret Sanayi Odası Başkanı hemen bir araya gelip bu konuda çalışmalar yapmalı. Mersin’in neye ihityacı olduğunu herkes biliyor. 240 tane proje yerine üç proje üzerinde yoğunlaşmaları gerek. Her sene bir tane çok önemli proje bitirsinler. 5 yılda her ilçede 5 tane önemli proje bitirilse 13 tane ilçeyle birlikte Mersin çok iyi yerlere gelir. 8 yıldır aynı şeyleri konuşuyoruz. 8 yıldır Çamlıbel nasıl dönüştürülsün, organize tarım bölgesi nasıl yapılsın, havaalanı projesi ne zaman bitsin, organize sanayi bölgesine yol bağlansın konularını konuşuyoruz. Ama sonuç sıfır.!

Muzun kilosu 100 TL olabilir.!

Örneğin şuan endüstriyel tarımla ilgili atılmış tek bir adım yok. Ürettiklerimiz belli; limon, narenciye, muz, çilek gibi ürünlerimiz varken bir tane kurutma fabrikası yok. Dünya meyveyi kurutup yiyor. Biz hala kayısıyı koruyarak nasıl gönderebiliriz derdindeyiz. Bir kilo muz bugün Anamur’da 2-3 TL’ye satılıyor. 50 gram kurutulmuş muzu 5 TL’ye satabiliriz. Böylelikle muzun kilosu 100 TL’ye geliyor. Muzun kilosunu hiç çürüme riskine girmeden kurutup satmak mı doğru, yoksa kilosunu 3 TL’ye satmak mı doğru. 

Arjantin’de narenciye fabrikasından limonun çöpü bile çıkmıyor. Kabuğundan esans yapıyorlar, suyundan konsantre yapıyorlar, posasından gıda katkı maddesi üretiyorlar, pasta unu yapıyorlar. Bizde ise limonu sıkıp kabuğunu atıyorlar. Allah’ın verdiğini kuldan saklıyoruz. Ondan sonra da Mersin neden gelişmiyor diyoruz. Tarım kentinden organize tarım bölgesi olmaz mı. Tarımsal ürünü endüstriyel ürüne çevirip satmanın değerini düşünün. Yöneticilerimiz sürekli katma değersiz ürün yapıyoruz diyorlar,  buna yönlendirin o zaman.

ZİRVEDEKİLER ÖDÜL TÖRENİ ÖNEMLİ
Sizin sitenizi takip edenler Mersin’de çok güzel şeyler oluyor diye düşünüyor. Yaptığınız başarı hikayeleri çok güzel. Özellikle Zirvedekiler Ödül Töreni'nin güzel bir tarafı var. Mersin’de bir çok değerli insan var, sayenizde de ortaya çıkıyor. O değerli adamları ortaya çıkarın ki onlarda bu şehirle ilgili taşın altına elini koymaya başlasınlar. Yani para kazanan insanlar ben bu şehirden ne zaman kaçarım diye düşünmesinler. Siyasetin içine girsinler, aday olsunlar, bu şehirle ilgili bir şey yapmak için adım atsınlar. 

Burada sivil toplum örgütlerine çok iş düşüyor. Bu kuruluşlarda demeçlerine çok önem versinler. Çünkü internet sitenizi tüm dünya okuyor. Sadece Mersinli değil. Mersin kesinlikle kimliksiz değil. Dışarıdan gelmiş bir insan için kimliksiz olabilir. Ama ben Mersin’de yaşayan biri olarak kimliksiz görmüyorum. Mersin’de hafta sonu yapabileceğin en az 100 aktivite var. 100 ayrı aktiviteye sahip başka 3-4 il vardır. Allah doğayla ilgili bir şey vereyim diye düşünmüş ve bence Mersin’i bize vermiş. Ama bununda kıymetini bilmek lazım. Bu yüzden de Mersin’deki yöneticilerin biran önce bu işleri uygulamaya geçmeleri lazım. 

Editör: Barış Köksal