İşte o röportaj:

Mersin Milletvekili olarak, oldukça görünür olan ve birçok etkinliğin içerisinde yer alan birisiniz. Size şunu sormak isterim; 'önce insan' diyorsunuz. Bize bu yaklaşımı biraz açabilir misiniz? 

Kişi ne ise odur.! Önemli olan şey, şimdi milletvekiliyseniz öncesinde ve sonrasında herhangi bir tavrınızın değişmemesi gerekir. Karakterimiz oturmuştur bu yaştan sonra kolay kolay değişmez, ancak iyiye doğru gelişebilir. Eğer hamurunuz sağlam değilse öyle olaylar olur ki birden bire büyük değişiklikler yaşarsınız.

Önemli olan kendi elinizde yetki olduğu halde, para olduğu halde, imkan olduğu halde değişmeden kalırsanız bu necip millete layık bir milletvekili olursunuz, aksi takdirde süresi içerisinde parlayan ama süresi bitince yok olan bir milletvekili olursunuz.

Vekillik geçici; şunun şurasında beş aylık bir süre kaldı, bir daha seçilmediğimiz takdirde vekil olmayacağız ama hocalık kalıcı  ve zor kazanılan  ve yıllar içerisinde büyük çabalarla elde ettiğiniz bir sıfattır. O sıfatla ölebilirsiniz. Ama vekil olarak ömür boyu yaşayamazsınız. O yüzden hocalık sıfatımı daha çok severim, daha da önemlisi insansak ve insan olabilmenin önemini biliyorsak bu yeterlidir.

Çok aktif ve şeffaf bir internet siteniz var, biraz da ona değinmek isterim?

Şimdi yeni mal beyanımızı açıklayacağız. Beş ve sıfırla biten yıllarda beyanlar yine açıklanır. Yenisini siteye ekleyeceğiz. Mersinliler bunu www.aytugatici.com'dan takip edebilirler.

Milletvekilliğiniz süresi boyunca, geriye dönüp baktığımızda hem şahsınız adına hem de vekillik süresince göze çarpan 'şunu da çok iyi yaptık' dediğiniz ya da bir durum ve ya bir yapı var mı?

Öncelikle 'zengin olmayan' insanlarında milletvekili olabileceğini gösterdik. İkincisi hiçbir kimsenin çantasını taşımadan, eteğine yapışmadan, milletvekili olabileceğini gösterdik. Üçüncüsü milletvekili olduktan sonra o makamın sadece ve sadece halka hizmet makamı olduğunu gösterdik. Dördüncüsü ise bu koltuğa yapışmamayı gösterdik. Ben atamayla gelen bir milletvekilliği değil hayatım boyunca seçimi savundum. Eğer üye tabanı isterse siyasete devam etmemiz gerektiğini söyledim. Ve eğer Mersin’de ön seçim yapılırsa kontenjana başvurmayacağımı seçime gideceğimi ifade ettim. Genel Merkezle de aramızın iyi olmasına rağmen, Mersin'de seçime başvurulması halinde kontenjana başvurmayacağımızı beyan ettik. O koltuğa yapışıp kalkmayayım gibi bir düşüncemiz olmadı.
 Ben ve partim adına en önemli hizmetiniz ne diye sorarsanız pek çok iş yapıldı, aylık faaliyetlerimizi web sitemizde yayınlıyoruz. Standart faaliyetlerimizi orada görebilirsiniz. Benim farklı olduğum bir yan, olarak Parti Okulu açtık. Genel merkezimizin katkısı bu parti okulunda büyüktü. Adı da Bülent Ecevit Parti okulu oldu, eski Genel Merkez binamızda kuruldu. Dönemin Genel Başkan yardımcısıyla çalışarak kurduk. Tüm Türkiye’ye yayılmasını sağladık, halen çalışmalar devam etmektedir. 

Bir diğer çalışmamız ise gençlik kamplarıdır. En son 1974 yılında tesadüf yine Mersin'de yapılmış gençlik kampları. Biz de 2013 yılında yine Mersin’de yaptık. Türkiye’nin her yerinden seçimle gelmiş gençlik kolları ve bunların icra kurulu ile parti okullarında eğitimler verdik. Akran eğitimleri verdik, eğitimci eğitimleri verdik. Biz gençlere eğitim verirken gördük ki gençler otorite yerine kendi akranlarından aldıkları eğitimleri daha çok benimsiyorlar. Ana kademeden yöneticiler ve milletvekilleri de eğitimlere geldiler, çok güzel bir ortam oluştu. Türkiye’nin birçok yerinde bu kamplar yapıldı. İlçelerde de bu kamplar yapıldı.


Yerel seçimlerde CHP Büyükşehir Belediye’sinin MHP olarak el değiştirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu değişiklik önümüzdeki genel seçimleri etkiler mi?

CHP geçtiğimiz yıl yapılan yerel seçimlerde başarısız olmuştur ve Büyükşehir Belediyesi'ni maalesef Milliyetçi Hareket Partisine hediye etmiştir. Tabi bu sıkıntılı süreçte bir de depresyon süreci olmuştur. Bir tarafta iktidar partisi AKP dört milletvekili çıkarıyor Mersin’de, diğer taraftan MHP yerel iktidarda endişe etmedim desem yalan olur. 

Bu endişeleri görerek hemen buna göre planlarımızı yaptık. Sanki ertesi gün yine seçim olacakmış gibi çalışmalarımıza devam ettik. Sağ olsun şimdiki belediye başkanımızda yaptığı işlerle bize yardımcı oluyor. Biz onların başarısızlığı üzerine bir başarı inşa etmek istemiyoruz. Ama maalesef Burhanettin Kocamaz’ın ilk icraatı 2 bin işçiyi işten çıkarmak olmuştur.

İkinci icraatı zabıtaların gazetecilere saldırmasıdır, önceki gün mecliste yine bir olayın peşinde giden gazeteciler tartaklanmıştır. Ve Mersin'de maalesef barış ortamının gitgide uzaklaşmakta olduğunu görüyoruz. Keşke böyle olmasa keşke sayın Kocamaz daha güzel şeyler yapsa. Bizde ondan daha güzel şeyler yapacağımızı vaat ederek çalışsak ve belediyeyi geri alsak. O zaman halk bundan karlı çıkar. Bir başarısızlık üzerine CHP’nin belediyeyi geri alması değil de kendisi de başarsın ve biz daha başarılı olacağımıza halkı inandıralım. Yarış üzerine belediyeler el değiştirsin. o zaman Mersin bundan yararlı çıkar. Barış ortamı devam eder. Ama belediyelerin icraatını görünce maalesef geriye gidiyor. Altyapıyla ilgili bir kazma vurmadılar. Bizim hâlihazırda yapıp teslim ettiğimiz otogar açılmadı. Biz yaptık ve ayıp olmasın diye açılışını bile yapmadık. Ama daha açamadılar. Altyapı ve ulaşımla ilgili bir hayal bile yok. Hatırlarsanız, billboardlarda uçaklar, gemiyle ulaşımlar, demiryolları.. Tamam hemen bir sene içerisinde yapılmaz ama bir emaresi de yok, bir yıla yakın oldu projesi bile konuşulmadı. Biz bunların fantezi olduğunu zaten söylemiştik.

Kentin temel sorunlarını çözmeye yönelik bir gayrette yok. Devam eden sorunlardan dolayı halk bizi cezalandırdı ve seni seçti teveccüh gösterdi tamam sen ne yaptın bu güne kadar. Ben bu kentin milletvekili olarak yeni bir şey göremiyorum. Tulumba durağı yıkılacakmış, bumudur halkın beklentisi yani bir battı çıktı yapmak mıdır?

O nedenle bu gidişat maalesef Mersin için iyi olmamıştır ve Mersin kaybetmiştir. Bu şekilde saldırgan bir tavırla hareket ederlerse ciddi bir şekilde halkı karşılarına alırlar. Sadece milliyetçi söylemlerle olmuyor, insanların karnı bu söylemlerle doymuyor. Burhanettin Kocamaz'ın yaptığı en iyi şey kadrolaşma olmuştur. Hâlbuki önce dört merkez ilçeyi idare eden büyükşehir şu anda 13 ilçeyi idare ediyor. O kadar güzel yatırım alanları var ki. Bütün şehir olunca tüm paralar buraya geliyor. Gelirde geliyor. Halk hiçbir şey göremiyor, en çok gezen milletvekiliyim bende bir şey göremiyorum.

Ben siyasetçiyim, farklı görebilirim eleştirebilirim, ama dışarıdaki vatandaşa soracak olursak hiçbir şeyin değişmediğini göreceksiniz. Sadece 2 bin işçinin çıkarıldığını ve yerine yenilerinin alındığını hem de TBMM kayıtlarına geçecek şekilde kendi söylemleriyle, 'teşkilatlarımız bizi yeni eleman almak için çok zorluyor, bizde mecburen birilerini çıkarıp, yerine birilerini alıyoruz' dediklerini duyuyoruz.


Bu yaklaşım MHP’nin Mersin'de oy kaybetmesine neden olur mu? Genel seçimleri etkiler mi?

Ben etkileyeceğini düşünüyorum. İnsanlar umuda oy veriyor. Mesela AKP umut veriyor insanlara, bir sonraki seçime yakın kömür, makarna dağıtıyorlar. Yoksullukla mücadele edeceğiz deyip, dağın başına hastane yapıp merkezdeki hastane arazisine alışveriş merkezi yapıp böylece modern bir hastane yapıyorlar. Ama buradaki hastanenin nerdeyse dörtte biri değerine yapıyorlar. Bu şekilde halka umut veriyor. MHP'de hizmet sözü veriyor. Vatandaş da ya hizmete oy verecek, ya umuda oy verecek. MHP'de şu an ikisi de yok, ne hizmet var ne umut var. 

Ben 2015 seçimlerinde CHP’nin ciddi anlamda atılım yapacağını ve parladığını görebiliyorum. Sayı vermek çok doğru olmaz ama ben 6 milletvekili çıkaracağımızı düşünüyorum. Ben bilim insanıyım akıl var mantık var. Ben siyasetçi değilim, görüyorum farklı görüşlerin varlıklarından haberdarım. 6 milletvekili çıkarabileceğimizi görebiliyoruz. Bu çok zor bir şey değil. Her ilde böyle 6 milletvekili çıkarsak CHP’yi iktidara taşırız.


Editör: Barış Köksal