Röportaj: Yağmur İğret

Biz sorduk o cevapladı; 'Çok güzel ören yerlerimiz, tarihimiz, sahil şeridimiz var fakat gerçekci olmak lazım. Antalya’daki  otellerin sayılarını, tarihi nasıl kullandıklarına bakarsak Mersin’in turizm kenti olmasına daha 50 yıl var.'

Yağmur İğret: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ali Kıratlı: Baba mesleğinden dolayı yaklaşık 40 yıldır ikinci el otomotiv sektöründe olan bir ailenin ferdiyim. 1980’li yıllarda ikinci el otomotiv sektörüne adım atmışız. Kendimde 1980 doğumluyum. 1991 yılında şuan bulunduğumuz yeri satın alarak burada faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz.

İkinci el oto galericiler olarak yaşadığınız sorunlar nelerdir?

Bundan 2-3 yıl önce esnaf arkadaşlarımızında önermesiyle ikinci el otogalericileri tek bir çatı altında toplamak için dernek kurduk. Adını Mersin Oto Galericileri Derneği olarak koyduk. Bize bu düşünceyle gelen esnaf arkadaşlarımız bizi bu derneğin yönetiminde görmek istediler. Bu dernekle onların birlik ve beraberliğini sağlamak, sektör sorunlarına birlikte çözümler üretmek, projeler üretip bunları hayata geçirmek gibi çalışmalar yaptık.

Son dönemlerde 2004-2008 ve 2011 yıllarında İçişleri Bakanlığı’nın Türkiye genelinde yayınlamış olduğu bir genelge var.  Türkiye genelinde nüfusu 100.000’i geçen yerlerde oto galerilerin şehir dışına toplu bir merkeze taşınması gerektiği söyleniyor. 

Bu konuyla ilgili Mersin’de Macit Özcan döneminde Adana Karataş firmasına verilerek bir yer yapıldı. İleri demokrasinin olduğu bir ülkeden bahsediyorsak, kendi yaşayacağımız yerin kendi kontrolümüzde yapılmasını isteriz. Mersin’de bir tane oto galericiler sitesinin yeterli olmadığı ortada, Tarsus’ta bile iki tane var. Şuanki yer Mersin’in kuzey doğusunda, bir tanesinin de Mersin’in batısında olması gerektiğini gerekli platformlarda, şehir kamuoyunda sürekli dile getirdik. Önceleri bizi çok fazla ciddiye almasalarda bu konu hemen hemen her yerde karşılarına çıktı. 

Biz şuan Mezitli’de bir tane ticaret merkezi adı altında ota galericiler sitesi yapmak istiyoruz. Bunuda yapacağımıza inanıyoruz, şüphemizde yok. Bununla ilgili kooparatifimiz aktif ve hazır durumda.Kooparatifimiz alt yapısını derneğimiz oluşturuyor. Derneğimizde yaklaşık 150 üyemiz mevcut. Kooparatifimizde de 100 üyemiz mevcut. Projemiz ve maddi gücümüz hazır. Bizim, yönetenlerimizden, devletimizden hiçbir beklentimiz yok. 

Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Burhanettin Kocamaz’dan özellikle bu konuya önem vermesini istiyoruz. Bugün 150 üyemizin cirolarına baktığımızda azımsanmayacak derecede büyük olduğunu görüyoruz. Yaklaşık 250-300 milyon TL ciromuz var. Çok ciddi katma değerler yaratıyoruz. Sektörümüz başlı başına büyük bir sektör.  Şuan geldimiz nokta dernek olarak bizi umutlandırıyor. Yapacağımız oto galericiler sitesiyle de bu işin mutfağında yetişen insanlar olarak bize hitap edecek bir lokasyonda olmak istiyoruz. Kendi alacağımız bir arsayı yada belediyenin bize önerip kamulaştırdığı ama ücretini bizim ödeyeceğimiz bir alanda bir yer yapmak istiyoruz. Bunu da yapacak gücümüz var.

 
Mersin’in şehircilik açısından eksik yönleri nelerdir?

Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’in sözünde yola çıkarak ‘Mersinliler Mersin’e sahip çıkınız’ diyorum.  Her zaman Antalya’dan neyimiz eksik diyoruz. Çok güzel koylarımız ve güzel bir tarihimiz var. Özellikle Kızkalesi ve Susanoğlu taraflarına gittiğiniz zaman çarpık yapılaşmayı görebilirsiniz. Ana caddesi olmayan, ara caddede evler bir birbirinin önü kapatmış durumda. Böyle bir kentten bahsediyoruz. Bu noktaya getiren daha önceki yöneticiler ve imar müdürlükleridir. 

Mersin sadece turizmden oluşmuyor. Tarihi eserleriyle, tarımıyla, sanayimizle baktığımızda büyük bir kent. Ekonomik açıdan baktığımızda ilk 10’a giriyoruz.  Mersin otoban ve sahil yolları arasına sıkıştırılmış maalesef küçük bir köy görünümünde.  Her gelen belediye sürekli kaldırım yapmak yerine farklı hizmetlerde yapsınlar. Bugün Mersin’de imar konusunda büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bugüne kadar çarpık yapılaşma konusunda yapılan yapıldı. Gelen insanlarda 3-5 yıllık değil 50 yıllık planlarsa Mersin geleceğini kendi adına kurar. 

Bugün yatırımcı Mersin’e yatırım yapmak istiyor. Bakıyorsunuz ticari alan yok. Adımız büyükşehir ama 5000’lik ve 1000’lik planlarımız yok. Geçmiş dönemde şehri yöneten 15 yıllık bir siyasi irade vardı. Gidenin arkasından konuşmak kolaydır ama çalıştı mı derseniz, çalışmadı diyebilirim. Üzülerek söylüyorum, belediyemiz aktif bir şekilde çalışmadı. Şimdi diyecekler AKP hükümette bunlar CHP’liydi o yüzden yardım alamadılar. Bugün Eskişehir’de bir CHP belediyesiydi ama şuan çok güzel bir hale geldi. Mersin, örneğin Gaziantep, Şanlıurfa, Konya, Kayseri gibi şehirlerden neden geri kalsın!

Mersin’in bir çok artısı varken şehrin kötü yönetilmesi, çarpık kentleşme, şehir içerisinde bir takım insanların rant gözetmesi şehri ucu karanlık bir noktaya getirdi.
 
Tulumba Köprüsü’nün yıkım kararı alınmıştı. Buradaki esnaf olarak bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

Tulumba Köprüsü’nün 2001 yılında mahkemede yıkılmasına karar verildi. Fakat yargı kararını verdi, yürütme görevini yapamadı.  Konu yine Macit Özcan dönemine dönecek. Yıkılmamasının sebebi yeterli ödenek olmaması denildi. Ödenek yoktu fakat 35 milyon liraya Aqua Park yapıldı. Bu köprüde yaklaşık 60 insan öldü. Bunların vebalini kim taşıyor? Mimari yönden hatalı bir köprüden bahsediyoruz. Maalesef 2001 yılında yıkılmadığı için 10 yıllık bir süreden sonra zaman aşımına uğradı ve dava düştü. Ve şuanki Büyükşehir’in yeni yasasında bu köprüler şehir planlarına işlendi. Şehir planına işlenmesini sağlayan ve bu kararları tekrar değiştirecek olanlarda insanlardır. Ödeneklerinin olmadığı söyleniyor. Peki dünyaları verseniz bir canı satın alabilir misiniz? Geri getirebilir misiniz? Buradaki tek çözüm köprünün tamamen kaldırılmasıdır. Adana’da örnekleri olduğu gibi bir battı çıktı yapılacak. Bu köprüyü şuan buradan kaldırsanız çok güzel bir meydana sahip oluruz.

Buradaki esnaflarımız çok fedakar. 2003’lü yıllarda buradaki köprünün yıkılmasıyla ilgili esnaflarımız destek olur mu diye sorduğumuzda yüzde 80’ı gönüllü olarak kabul etti bu durumu. Herkes imkanı doğrultusunda devlete belli bir miktar ödemeyi düşündüler. Amaç, bu kötü görüntünün ortadan kalkması ve daha fazla insana zarar vermemesiydi. Özellikle geceleri köprünün altı tinerci yuvası oluyor. Burada insanlar çocuklarıyla gezemiyor. Bu köprünün kalkmasıyla ilgili bir kampanyada hem oto galericiler derneği olarak hem buradaki esnaf olarak buna destek veririz.

Mersin çok naif bir kent. Bir çok dili, dini, kültürü bir arada barındırıyor. Bana göre İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en kozmopolit şehri  diyebilirim. İş olanağı daha fazla olan bir kent. Limanımız özellikle Avrupa’nın sayılı limanlarından biri haline geldi. Mersin potansiyeli olan bir kent. Bugüne kadar ehli insanlar tarafından yönetilmediği için Mersin, bir köy görünümünde.

Sosyal medyada bir kampanya başlatmıştım fakat devamı gelmedi. Mersin’de belediyeye ait bir spor tesisimiz mevcut. Ama ne hikmetse adı Macit Özcan Spor Kompleksi. Adı hâlâ hayatta olan eski belediye başkanının ismi. Bu spor kompleksini Macit Özcan kendi cebinden çıkan parayla mı yaptı, tabiki hayır. Dünyada tanılan milli güreşci Mersinli Ahmet var. Neden Mersinli Ahmet Spor Kompleksi olmasın! Buna benzer çok örneklerimiz var. Köprüde bunlardan bir tanesi. Buraya bir battı çıktı yapılarak Mersin’e gerçekten hizmet veren bir insanın ismi verilebilir.

Bununla ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Burhanettin Kocamaz’dan rica ediyorum. Bir referandum yapılsın, insanlar ne karar verecek.  Mersin’e gerçekten katkı sağlamış, tarihsel, kentsel isimleri Mersin’i tanıtan büyük komplekslere verilmesini arz ediyoruz.

Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan çok güzel bir çalışma yaptı. Viranşehir sahil yolunu referandum ile günün belli saatlerini trafiğe kapattı. İnsanlar varsa belediye ve hizmet var.


Mersin’i kentsel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok güzel ören yerlerimiz, tarihimiz, sahil şeridimiz var fakat gerçekci olmak lazım. Antalya’daki  otellerin sayılarını, tarihi nasıl kullandıklarına bakarsak Mersin’in turizm kenti olmasına daha 50 yıl var. Tabi bunun temelleri şimdiden atılırsa neden olmasın. Bugün Kızkalesi, Taşucu, Silifke’de görmek istemediğimiz manzaralarla karşılaşıyoruz. Bir takım oteller güzel koyları kapatmış. Denetim yok. Sahiller vatandaşın en doğal hakkıdır. Halka açık yerlere bakıyorsunuz çok kötü görüntülerle karşılaşıyorsunuz. Hiçbir standart ve hizmet yok. Ben yabancı bir turist olsam o manzarayı görsem bir daha gelmem.

Mersin turizm, sanayi, lojistik kenti mi olması lazım denildiğinde tek bir yönle adlandırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Neden biz bunların hepsini bir anda yürütemiyoruz. Belli standartlarla ve denetimlerle bu iş yürütülebilir. Denetimlerini düzgün yapılırsa, tarımı, hayvancılığı, sanayiyi, turizmi de geliştirebiliriz. Bir sanayi kuruluşuna baktığınızda birden fazla işi tek bir çatı altında yürütebiliyor. Bugün devleti ve şehri yönetmek bir şirket gibidir. İyi bir ekiple yola çıkılırsa, alt yapısı  ve üst yapısı sağlam bir şekilde gidebilir. Mersin şuanki görüntüyü hak etmiyor. Mersin bu haksız gelir dağılımını da hak etmiyor. Kentin bir bölgesine bakıyorsunuz yokluk içinde, bazı bölgelerine bakıyorsunuz çok iyi durumda. Mersin, neden istihdama açılmıyor. Neden yatırımlara açılmıyor. Hem büyüklerimden hemde yönetilerimden arz ediyorum; Mersin’i otobanla denizin arasına sıkıştırmayın.

3 yıllık, 5 yıllık planlar için Mersin’in bir çok yeri sürekli değiştirilmeye çalışılıyor. 3. çevre yolundaki kavşaklar en az 20 kere sökülüp takılmıştır. Bunun parasını vatandaş ödüyor. Mersin’de özellikle vatandaşlarımız sivil toplum kuruluşlarının önemini bilmiyor. Tek başına çözemediği bir sorunu sivil toplum kuruluşları aracılığıyla istediği yere ulaştırabilir. Birlikten güç doğar.

Daha önceki belediye başkanımızdan göremediğimizi Burhanettin Kocamaz’dan göreceğimize inanıyorum. Şehri yönetenlerimiz fikir birliği yaparak STK’lar ile birlikte yönetirse daha az hata yapılacaktır.  

Seçimler olmazsa yollarımız bile olmayacaktı. Mersin’e bir olimpiyat kazandırıldı. Orada emeği geçen Belediye Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı, büyüğünden küçüğüne, alt kademeden üst kademeye kadar teşekkür ediyoruz. Bu sayede önümüzde göremeyeceğimiz elli yıllık bir hizmeti aldık. Bugün Avrupa’nın en büyük atış poligonuna sahibiz. 25.000 kişilik uluslar arası standartlarda stadımız oldu. 

Jimnastik salonu ile alakalı Burak Karataş kardeşimizin bir yazısı vardı 'sahibinden satılık jimnastik salonu’ diye. Maalesef yatırımlar yapılırken alt yapısı eksik, kamulaştırılması tam yapılmadan yapılıyor. Şehirdeki siyasi irade ve devleti yöneten siyasi irade farklı diye bir görüş var. Şimdi arada kalan insanlara ne yapılmalı. Bir şekilde ortak paydada buluşup halka hizmet hakka hizmetse eğer bir şey yapılmalı. Burhanettin Kocamaz birkaç hizmet yapınca çok iyi başkan deniliyor. Zaten amacıda hizmet etmektir.  Hizmet onun birinci görevi. Görevini yaptı diye göklere çıkarmayalım. Maalesef bizi daha önce yönetenler bizi bunu alıştırmadılar. Hiç bir şey yapmayınca bugün dört elle sarılmak istiyoruz. Mersin tarımı, sanayiyi, turizmi, hayvancılığı aynı çatı altında barındarabilecek güce sahip.  Umarızda daha iyi yerlere gelir.

Editör: Barış Köksal