Genç yaşına rağmen başarıdan başarıya koşan Baran Group Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Baran Çukurova Expres'e konuştu. Mersin'i konum, lojistik ve şehircilik anlamında değerlendiren Baran, genç girişimcilere de tavsiyelerde bulundu. Baran, zamanın iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek "Gençler hedefleri ne olursa olsun yollarından dönmemeliler" dedi.

"Hep Birlikte Hareket Etmeliyiz"


Genç iş adamı Mersin'in konum itibarı ile avantajlı olduğunu fakat hak ettiği pozisyonda olmadığını ifade ederek şunları söyledi: Mersin dünyaya açılan bir kapıdır. Denizi var, tren yolu, limanı var, lojistik olarak büyük bir üsse sahip.  Dünya ticaretini yönlendirebilecek bir kapasitededir. Ancak şehirdeki dinamikler sebebiyle o kapasitenin kullanımı konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Çünkü bu dinamikler bu kapasiteyi çok iyi değerlendiremiyorlar.  Dubai'yi örnek aldığımızda; Dubai'de kum dışında hiçbir şey yok. Sadece petrol var. Petrol de ülkenin ekonomisine katkı sağlar, dünya ile bağlantısını sağlamaz. Dubai’nin denizi de var ama iklimsel olarak yazın hiç yaşanmayacak bir konumda. 

Mersin'in ise bir avantajı var; yaşanabilecek bir pozisyonda. Turizmi genişletebiliriz. Buraya dünya liderlerinin markalarını taşıyıp dağıtım üssü kurabiliriz. Serbest bölgemiz var. Gümrüklü eşyaları indirip çok ciddi bir şekilde hareket edebiliyoruz, dünyayı yönlendirebiliyoruz. Yani Dubai'ye göre fazlasıyla avantajlarımız var, ancak değerlendiremiyoruz. Çünkü güçlü bir lobimiz yok. Güçlü bir lobimiz olması için de hep beraber hareket etmemiz gerekiyor.  Hep beraber hareket ettiğimizde ve biraz da destek aldığımızda eminim ki ekonomimiz çok iyi durumlara gelir.  Hatta Marmara Havzası'nı da geçer. Dünyada sayılı limanlardan biri ve ticaret üssü oluruz.

"Yaşadığımız Bu Şehri Sembol Yapmamız Gerekiyor"


Ahmet Baran, Mersin'de şehircilik anlamında problem olduğunu, bir metro ağının yapılması halinde bu sorunların üstesinden gelinebileceğini ifade etti.  Mersin - Antalya Karayolundaki çalışmalara da değinen Baran, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan'ın Mersin için önemli bir isim olduğunu belirterek şunları söyledi: 

Şehircilikte maalesef son zamanlarda yoğun nüfus artışı sebebi ile ciddi trafik sorunları oldu. Bu sorunların yanında da Mersin şehircilik anlamında biraz düzensiz. Metromuz yok. Sahil şeridi sebebi ile uzunlamasına bir şehir yapısı oluşmuş durumda. Çok düşük maliyetle metro ya da tramvay hattı yapılabilir. Geniş bir ağ olmasa da tek ve düz bir ağ yaptığımızda düşük bir maliyetle her tarafa erişim sağlayabilirsiniz. Aslında burada da ciddi bir maliyet söz konusu. Alt yapı da olması lazım. Şehrimizde farkında olmayıp şanslı olduğumuz bir durum var. Aslında farkındayız ama bunu değerlendiremiyoruz: Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan... 

Bu şehre kendini adamış, faydalı olabilecek her şeyde imzasını taşıyabileceğimiz, proje alıp verebileceğimiz bir kapasitede kendileri.  Bildiğiniz üzere yıllarca "Antalya yolundaki sahil şeridi yapılacak" deniyordu. Ancak biz öğrendik ki Lütfi Bakan ve AK Parti gelmeden önce fizibilite çalışması yoktu. Proje bile yoktu. Sürekli yanlış bilgi vererek bizi erteliyorlardı. Bakanımızı kullanmamız gerekiyor dememdeki kastım şu: Bir dosya ile fizibilite çalışmalarını doğru yaparak, verimliliği katarak kendisine sunduğumuzda; bu şehre, ekonomiye faydalı olacağına inandırırsak en hızlı şekilde dönüş alabileceğimiz kanısındayım. Bununla ilgili de aktarabileceğim birçok dipnotlarım var. Dünya şehir ve ülkelerinden örneklerim var.  Talep olması durumunda bunları seve seve paylaşmaya hazırım. Umarım bir gün bu şehrin dinamiklerinden birileri çıkıp bunları gündeme alır. Bu şehri her şeyden önce bir sembol yapmamız gerekiyor. O sembolü anımsadığımızda da Mersin'in aklımıza gelmesi gerekiyor. 

Mersin'de lobi sorunu var. Hava alanı sorunu var ama bu sorun çözülecek. Bence turizmi bir kenara bırakıp Mersin'i kongre şehri yapabiliriz. Dünya ülkelerine göre iklimsel avantajlarımız var. Avrupa ülkelerinde kışın hava şartları çok ağır. Dolayısıyla kongrelerde zorlanıyorlar. Bunu Mersin'e taşıyabiliriz. Bizim burada kışın yaşadığımız havayı Avrupa'da bazı ülkeler yazın yaşayabiliyor. Bu avantajımızı çok iyi değerlendirebiliriz. Birkaç devasa otel yaparsak fevkalade yabancı turist çekebiliriz. Kongreler yapabiliriz, futbolcuların antrenmanlarını yaptırabiliriz, olimpiyatlarla ilgili çalışmalar yapabiliriz.

"Zaman Sizi Yönetmesin, Siz Zamanı Yönetin"

Genç girişimcilere tavsiyelerde bulunan Baran; " Kendinizi bir kalıba sokmayın. "Sabah 8'de işe gideyim, akşam 5'te eve döneyim, ay sonu olsun maaşımı alayım, cumartesi olsun eğlenmeye gideyim..." Bunlar tamamen gereklidir. Ancak planlı programlı olması lazım. Zamanın sizi yönetmesine izin vermeyin, siz zamanı yönetin. Gençliğinizde bir hedefiniz olması gerekiyor. O hedefe doğru yol alın. Hedefiniz büyük de olsa küçük de olsa karamsar olmayın. Mutlaka o yolda başka fırsatları da yakalarsınız. Mesela uçak mühendisi olmak istiyorsunuz ve okulunu okuyorsunuz. Ama çok zor bulup bırakma aşamasına geliyorsunuz. Ama o yolun üzerinde başka bir fırsatla karşılaşabilirsiniz. Size yine yol aldırıp sizi ilerletebilir. Kalıpların içerisinde olmayın, yaratıcı olun. Ülkeye, vatana, millete fayda sağlayacak şekilde okuyun. Çok fazla kitap okuyun. Dünya gündemini takip edin ve not alın. Bunlar ilerde size faydalı olacak." dedi.

Ailenin çok önemli olduğunu ifade eden Baran, kaleme alacağı bir kitap projesinden de bahsetti: Ben buraya çok zorlu, çok virajlı yerlerden geldim. Ailenin en küçüğü olarak sorumluluk aldım. Küçük yaştayken merak,  ilgi ve araştırma duygusu vardı. Oturur ağabeyimin ve babamın, büyüklerimin muhabbetlerini dinlerdim. Onlarla birlikte ben de her yere giderdim. Konuşmalarına yorumlar katardım. Onlar da bendeki bu cevheri görmüş olmalılar ki sorumluluk verdiler. Onlardan örnekler aldım, danıştım. Benim en büyük şanslarımdan biri Selahattin ağabeyim. Sağ olsun bana her konuda destek çıktı. Ağabeyimdir ama ben kendisine 'manevi babam' derim.  Sıkıştığım her konuda bana destek çıkmıştır. Onu örnek alarak yol aldım. Çok şükür mutluyum. Hedeflerimi yakaladım mı? Hayır. Henüz bu yolda ilerliyorum. Kısmet olursa da bir kitap yazacağım. "20'li Yaşlara Mektuplar" diye bir kitap karalıyorum şu an. Gençlere örnek olsun diye 40 yaşımda bunu bir kitap modeline çevireceğim. Yaptığım hatalardan çıkardığım dersleri kaleme alacağım. Tabii buradaki isimlerin hepsi hayal ürünü olacak. 20'li yaşlardaki zihin yapısı ile 30 ve 40'lı yaşlardaki zihin yapısının farklı olduğunu, o zamanki ile şu zamanki hayattan beklentilerin farklı olduğunu yazacağım. Gençlere faydalı olacağını düşünüyorum. En azından hedefler konusunda isabetli örnekler alırlar, geleceği görerek değerlendirirler. Geçmiş ile gelecek arasında bir denge kurarlar. 


Benim hayatta değer verdiğim en önemli şeylerden biri ailedir. Aile bağlarımızın çok kuvvetli oluşu da bunu destekliyor. Ailemizde küçüklerin büyüklere saygısından, büyüklerin sevgiyle birlikte yol gösterişinden ödün verilmeyen bir ailede büyüdüm. Bilindiği gibi aile çok önemli bir kavramdır. Tüm ilkler ailede başlar. Bendeki özgüvenin ailemde başlaması gibi. Büyük ve zengin şirketlerde direkt olarak koltuk teslimi olur. Fakat bizde o yok. Firsat verirler ve "Hadi sen bu fırsatı değerlendir" derler. Bilhassa bu başarımda çok büyük katkısı olan, ağabeyim Selahattin Baran oldu. Sizlerin aracılığıyla saygılarımı sunmak istiyorum.  Onu dinlemek izlemek gösterdiği yollardan ilerlemek hayatımın dönüm noktasıdır. Başarıma başarı katmamı sağladı. Buradan gençlerin ailelerine de seslenmek istiyorum. Çocuklarınıza güvenin. Hayatta ilerlemeleri için küçük fırsatlar yaratın. Göreceksiniz ki aile desteği, güveni ve küçük fırsatlar; çok büyük fırsatlar yakalamalarına yardımcı olacaktır.  Başarıyı sadece maddi anlamda düşünmedim. Çevresel anlamda da başarı kazanmak istedim. Gençlere istihdam sağlamak için ülkeme, vatanıma milletime sorumluluklarımı bilerek nasıl faydalı olabilirim politikası  sürdürdüm. Hem cesaretim hem hedefim büyüktü. Sadece kendini değil, tüm Mersin ve ülke halkını düşünerek çalıştım. Sadece erkeklere istihdam sağlamak yerine kadınların da çalışabileceği yatırımlar yapmaya çalıştım. Bundan 55 yıl önce sadece nakliye işi yapıyorduk ve hiç kadın çalışan yoktu. Biz kadınların da çalışabileceği bir iş olsun istedik. Hayat şartları zor. Kadının da erkeğin de çalışması gerekiyor. Genç, yaşlı ve özellikle kadınların da çalışabileceği işler anlamında düşüncelerim var.

Editör: Barış Köksal