Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya Başbakanı Angela Merkel, Vahdettin Köşkü’nde görüşme gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “Kabul etti ama imza koydu mu ? İmza yok” dedi.

Gazetecinin mülteciler hakkında sorduğu soruya cevap veren Merkel, “İki defa verilen 3 milyar Euro’nun haricinde AB’nin destek vereceğini düşünüyorum. Kısa vadede insanların geri dönmesi söz konusu değil. İdlib’le ilgili destek vermeye hazırız. Onların barınabileceği sabit binaların yapımı söz konusuymuş bu çabalara destek vermemiz mümkün olabilir.

Güvenli bölgeye ilgili olarak BM mülteciler komisyonuyla görüşüldü. Fakat BM oradan beli bir mültecinin geri döneceğini düşünülürse o kuruluşla adımlar atılabilir” dedi.

"400 bin idlib’li sınırımıza doğru hareket ediyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şansölye Merkel’e İdlib’deki durumu açtım. Şu anda 400 bine yakın İdlib’li bizim sınırımıza doğru hareket halinde. Çadırlarla bu işi çözmek mümkün değil. Süratle briket barınaklar yapmak suretiyle bir seferberlik ilan ettik. İlk etapta 10bin briket barınak yapma adımları atıldı.

Gerekirse bunları artırarak devam edeceğiz. Bizim sınıra 30-40 km mesafede Suriye tarafında bunlar yapılacak.

Güvenli bölge konusu, Tel Abyad ve Resulayn arasındaki 32 km derinliğindeki bölgedir. Bu bölgede adımı attık. Maalesef başta ABD olmak üzere Rusya ve tüm batılı ülkeler burada dedik ki ’planımız hazır’. Bizler bu projeyi hayata geçirebilir ama el ele vermemiz lazım. Briket evlere benzemez, insani bir yaşamın olacağı bir adımı atacağız. Bu güvenli bölge barışın egemen olduğu bir yer olsun dedik ama maalesef bize bir olumlu dönüş olmadı.

Maalesef gerek ABD gerek Rusya ile yaptığımız görüşmelerde terör örgütü bu bölgelerden çıkarılmış değil. Bunların buradan çıkarılması gerekiyor. Bizim mücadelemiz de sürüyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman gazetecinin sorduğu çalışma izni ile ilgili olarak, “Uluslararası basın mensuplarının çalışma izinleri İletişim Başkanlığımızın görev alanına girmektedir. Başkanlığımız 2019 yılında 19 Alman medya kuruluşundan 30 gazeteciye yerleşik akreditasyon kartı düzenlenmiştir. Başkanlığımıza 17 Ocak 2020 itibarıyla 28 Alman basın mensubunun başvurusu ulaşmıştır. Başvurular 31 Aralık 2019 tarihinde tamamlanmıştır. Değerlendirmeler yapılmaktadır. Almanya ile ilişkilerimizden rahatsız olan bazı kesimlerin bu değerlendirmeleri Türkiye’nin Alman gazetecilere akreditasyon vermediği yönünde yansıtmaya çalıştığını görüyoruz. Alman gazetecilere yönelik olumsuz bir tavır olmadığını ifade etmek isterim” dedi.

Gazetecinin sorusuna yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AB’nin bize 6 milyar Euro bir destek sözü vardı. Bizim harcamamız 40 milyar doları geçmiş durumda. Ben burada tek olumlu yaklaşımı sayın şansölyeden aldım. Para para demekle cebe girmiyor. Ama para geldiği zaman sayın şansölye’ye teşekkürü de yapmasını biliriz” dedi.

Almanya’nın FETÖ konusundaki hassasiyetlerini soran gazeteciye cevap veren Merkel, “Şunu söyleyebilirim PKK’yı konuştuk. PKK konusunda önlem alınıyor Almanya’da. Türkiye’den ya da başka ülkelerden iltica talebinde bulunan insanlar söz konusu olduğunda bağımsız mahkemeler buna karar veriyor. Biz devlet olarak kimseyi desteklemiyoruz. Darbe teşebbüsünde bulunmuş bir kişiyse eğer, bağımsız mahkemelerimizin kararını saygıyla karşılamak durumundayız. Tabii ki bazen fikir ayrılıkları var” dedi.

Libya’daki son durum ile ilgili sorulan soruya cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafter’in bu 55 maddeyi kabul ettiğine ben inanmadım, inanmıyorum. Hafter, Mitiga Havalimanı’nı bombaladı, bombalamaya devam ediyor. Bu ne demektir? Ben ateşkesi kabul etmedim demektir. Güvenilir bir yanı yok. İmzası da yok. Havaalanına 11 füze attı. Bunların hepsi tespitli. Bunlar tespitli olduğuna göre Berlin sürecine gelen ülkelerin bu adama artık yüz vermemesi lazım. Ben eğer bir devletin başıysam, masaya oturup imza attığımız anlaşmaya uymayan kişi için bu adam yüz vermem. Bu BM Güvenlik Konseyine de gönderilecek. Hafter’in imzası yine yok” diye konuştu.
Kaynak: iha