AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İskilipli Atıf Hoca’nın siyasi tartışmaların tarafı olmaması gerektiğini söyledi.

Çorum Valiliği, Hitit Üniversitesi ve Çorum Belediyesi tarafından düzenlenen “İlmi ve İçtimai Yönleriyle İskilipli Mehmet Atıf Efendi” sempozyumuna katılan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, ikinci oturumun açılış konuşmasını yaptı. Kurtulmuş, Türk modernleşmesi ve bu süreçte yaşananlar hakkında açıklamalarda bulundu. İskilipli Atıf Hoca’nın ilmi ve içtimai yönleriyle ele alındığı sempozyumu önemsediğini dile getiren Kurtulmuş, “İskilipli Atıf Hoca’yı incelerken hakkın, hakikatın ortaya çıkması, haktan ve hakikattan da ders almayı başarabilmek olmalıdır. Yoksa geçmişte kalmış, şehit olmuş birisinin üzerinden siyasi tartışmayı asla doğru bulmadığımızı da ifade etmek isterim” dedi.

“Türk modernleşmesi dünyadaki en problemli modernleşmedir”

Türkiye’nin modernleşmesi sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, “Türk modernleşmesi dünyadaki en problemli modernleşmedir. Biz modernleşmeyi şekil şartlarından ibaret kabul ettik. Zaten İskilipli Atıf Hoca’nın başına şapka ile ilgili bir konudan böyle bir hadisinin gelmesi Türk modernleşmesinin ne kadar sakat ve problemli olmasının göstergesidir. Modernlik kıyafetle şekille ilgili bir şey değildir. Bir zihniyettir, düşüncedir, paradigmadır. Ama maalesef Türkiye’de modernleşme taklitçilik olarak kabul edildiği için Frenk mukallitliği diyor ya Frenk de ne varsa onu alırsak adam oluruz zannedilmiştir. O gün ki zihniyet neyse Frenk mukallitliği o günkü şapka üzerinden konuşulan neyse 28 Şubat’taki başörtüsü yasağı aynı şeydir. Yada o günkü medreseler üzerindeki baskı neyse 28 Şubat’ta yada 12 Eylül’deki imam hatip okulları üzerindeki baskı aynı şeydir” ifadelerini kullandı.

Türk modernleşmesinde yaşanan arızaları 5 başlıkta toplayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Türk modernleşmesinin birinci çıkmazı yenilgi psikolojisidir, hemen ikincisi ise bu yenilgi psikolojisi ile birlikte aydınlarımızın maalesef bir kısmının zihninde belirten eskiye, geleneğe, medeniyete ait ne varsa toplumsal hayattan ayrılması ve ötekileştirilmesidir. Üçüncü adım ise Frenk mukallitliğidir. Yani gavura benzeme hastalığıdır. Böylece kendi köklerimizden kurtuldu ona benzemeye çalıştı. Dördüncüsü ise eğitim sistemi başta olmak üzere devletin birçok zihniyetine yansıyan Batı’daki aydınlanmanın girmiş olduğu maddiyatçılıktır. Her şeyi maddi olarak ölçebiliriz inancıydı. Manevi, içsel, ruhsal ve insana ait olana itibar etmek mümkün değildi. Beşinci olarak Türk modernleşmesini diğer modernleşmelerden ayıran jakobenizm ortaya çıkıyor. Yani tepeden inmecilik. Tepeden inme halkı dileğimiz gibi tasarlayabiliriz. Halkın her şeyine dileğimiz gibi müdahale edebiliriz. Jakobenizm sadece Batı’da olduğu gibi seçkinci bir anlayış değil aynı zamanda yeni bir toplum inşası bu inşaya uymayanları da bir şekilde hizaya getirilmesi şeklinde bir mimariyi ve yapılanmayı ortaya koyuyor. Modernizm bir yenilgi psikolojisinin üzerine inşa etmek ayrıca bu yenilgiden kurtulmak için geçmişe ait ne varsa ondan kurtulmak, geçmişin izlerini silmek bunun yerine getirebilmek için taklitçi bir batı hayranlığı yada tam manasıyla bir taklitçilik, pozitivizmle insanların zihinlerini ve bilimsel hayatı doldurmak ve en sonunda halkı bir şekilde jakoben tepeden inmeci şekilde halkı dizayn etmek. Jakobenizmin, jakoben zihniyetin Türkiye’de bu 150 yıllık serüvenimizde ve özellikle cumhuriyet ile başlayan tek parti dönemindeki jakobenizmin Türkiye siyaseti üzerinde de çok ciddi etkilerinin olduğunu bu salondaki herkes hatırlar. Darbeler geleneği bunun sadece bir kısmıdır. Halkın oylarıyla beğenmediğiniz bir iktidarı alıp kenara atmak halkın benimsediği şeyleri dipçik darbeleriyle bir kenara bırakmak Türkiye’nin maalesef hazinleşme tarihinin bir parçasıdır”

“Türk modernleşmesinin sakat, eksik hatalı başlamasının temel nedeni Batı medeniyeti karşısındaki mağlubiyet hisliği”

Türk modernleşmesinin sakat, eksik hatalı başlamasının temel nedeninin Batı medeniyeti karşısındaki mağlubiyet hisliği olduğunun altını çizen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü;

“İskilipli Atıf Hoca’nın ibretle dolusu hayatı hikayesi siyasi bir tartışmanın konusu olsun için değil bu ülkede bu kadar acılar çekmiş, darbeler görmüş, başbakanları asılmış binlerce insan siyasi olarak idam edilmiş İstiklal Mahkemeleri, 12 Mart’lar, 12 Eylül’ler tüm bunları toparlayın o kadar ağır faturalar ödemiş millet olarak bizim o dönemi bir kere daha hukukun üstünlüğü, insan hakları ve adalet bakımından irdelememiz şarttır. Bu geçmişe karşı olan bir sorumluluğumuz. Geçmişi iyi anlayamayanlar bugün ki olup biteni iyi anlayamaz. Geçmişi iyi anlayamayanlar yarın nasıl bir Türkiye, dünya olacak bunu da anlayamazlar medeniyetimizin izinde Türkiye’yi yarınlara taşıyacaksak bu topraklarda yaşadığımız eksikleri, yanlışlıkları bir kere daha yaşayacağız. Türk modernleşmesinin sakat, eksik hatalı başlamasının temel nedeni Batı medeniyeti karşısındaki mağlubiyet hisliği. Buradan geleceğe doğru güçlü ve büyük Türkiye olarak yürüyeceksek bu ülkenin insanları olarak, genç nesiller olarak kazanmamız gereken en önemli şey özgüvendir. Biz yenilmedik. Devirler gelir geçer. Allah medeniyetler arasındaki devirleri galibiyetleri devreder durur. Biz toplumsal değişimin yasalarına uygun hareket edersek, bize gösterilen doğru istikamette yürürsek, bu kadar büyük müktesebata sahibiz. Bu kadar büyük geçmişe sahibiz. Bu geçmişin güzelliklerini ve izini sürerek çok daha güzel ve güçlü bir Türkiye kurabiliriz. Önce kendimize güvenmemiz, önce kendi geçmişimize güvenmemiz, hesaplaşacağımız, yüzleşmemiz şey varsa bunlarla yüzleşmemiz. Halka rağmen yaşatılan şeyler varsa bunlarla da yüzleşmeliyiz. Bir daha gelecekte böyle şeyler olmasın diye. Buda bu ülkenin aydınlarının üzerindeki sorumluluktur."

Programa Vali Mustafa Çiftçi, AK Parti Çorum milletvekilleri Oğuzhan Kaya ve Erol Kavuncu, eski AK Parti Çorum milletvekili Salim Uslu, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, akademisyenler ve davetliler katıldı.

Kaynak: iha