Bir önceki yazıda 100 yıllık otomobil macerasıyla aynı döneme damgasını vuran ve paylaşılması uğruna dünyanın kan banyosuna döndüğü petrol çağının sona ermekte olduğunu anlatmaya, “kara altın” sayesinde zenginleşen Suudi Arabistan’ ın bugün içinde bulunduğu durumu ve yaklaşmakta olan kaçınılmaz sonunu rakamlarla yansıtmaya çalışmıştım.
Sadece Suudi Arabistan değil, iflasın eşiğine gelen…
Başta Irak, İran ve tüm gelirlerini petrole dayandıran diğer ülkelerini bekleyen akıbet te farklı değil.
Batmakta olan gemi misali imdat sinyalleri veren ama mevcut yönetimlerin perde arkasında iplerini elinde tutan ABD’ nin de kılını kıpırdatmadığı Irak’ ın ibretlik tablosu hayli çarpıcı derslerle dolu.
İki körfez savaşının ardından yüksek petrol fiyatları sayesinde yaralarını sarmaya çalışan ve zaten güç bela ayakta durmaya çalışan Irak’ ta özellikle petrol fiyatlarının 40 dolarların altına inmesiyle işler çığırından çıktı.
Neden?
Nedeni çok basit: 37 milyonluk ülkenin %40’ı 14 yaş altında ve çalışma çağında iş bulabilen 9 milyon Iraklının 7 milyonu devlet memuru statüsünde, her ay devletten maaş adı altında ücret alarak yaşamını sürdürüyor. 
Bu 7 milyon insana ödenen aylık maaş tutarı 4 milyar dolar. 
Kısaca hayatı devletten aldığı maaşa bağlı 7 milyon insana her yıl yaklaşık 50 milyar dolar para bulunması lazım. Irak günde 3,5 milyon varil petrol üreten ve ortalama ayda 100 milyon varil satarak petrolün 100 dolarlarda dolaştığı bir iki yıl öncesindeki mutlu günlerde yaklaşık 10 milyar dolar elde eden bir ülke konumundaydı.
Elde edilen parayla hem maaşlar ödeniyor hem de iyi kötü yatırım yapılıyor, savaş nedeniyle çökmüş alt yapı onarılmaya, yerle bir olmuş kentlerin yaraları sarılmaya, bu arada da dağıtılan ihaleler üzerinden yöneticilerin yolunu bulmasına imkân sağlayan ballı sistem yürüyordu.
Bugün ise petrol fiyatlarının 25 dolarlara gerilemesiyle tek gelir kalemi olan petrolden ayda 2,5 milyar dolar elde eden buna karşın diğer giderler bir yana sadece memur maaşları için 4 milyar dolar bulmak zorunda kalacak ve petrol fiyatları böyle giderse çok yakında iflas bayrağını çekecek bir ülke var karşımızda.
Kısa vadede maaşa bağlanan bu insanları devlete bağımlılıktan koparıp başka istihdam alanlarına yöneltemeyeceğine göre atılacak tek adım var: Devalüasyonlarla maaşları tırtıklamak. Bu ise satın alma gücünü eritecek ve beslenmek için gereken gıda ürünlerini bile yetiştirmekten aciz ülkede yaşamayı bile zorlu hale sokacak.
2014 bütçesine göre giderleri 100 milyar, geliri 86 milyar dolar olan ülkenin giderlerini kısması 50 milyar dolarlık maaş nedeniyle çok zor ama gelirler bugünkü hesaplara göre 35 milyar dolara kadar gerilemiş ve petrolde gerçekleşecek düşüşler nedeniyle nerede duracağı meçhul bir dibe doğru yuvarlandığı ortada.
Geliri giderini karşılamayan her fert ve kurum gibi devletlerin de önünde iki yol var: Ya tasarruf, ya iflas…
İflastan öte bataklıkta son nefesini vermekte olan Irak ne yapıyor? ABD’ den bugün bile silah almaya devam ediyor. 2015’tekine benzer sayısı meçhul alım haberine yenisi 22 Ocak 2015’ te eklendi ve Irak’a 2 milyar dolarlık uçak mermisi satışını mutlulukla duyurdu ABD Savunma Güvenliği İşbirliği Ajansı…
Kâbus gibi ama gerçek bu…
Bu kadar da değil, yüksek petrol fiyatları nedeniyle nispeten durumun bugüne oranla daha iyi olduğu 2015’ in ilk 10 ayında bile ülkede tam 3 milyon insanın evini terk etmek zorunda kaldığını düşünürsek, bundan böyle ortaya çıkması kaçınılmaz açlık tehlikesi karşısında neler olacağını tahmin etmek zor değil.
Bu ise zaten Suriye’ den başlayan göç dalgasının altında kalan bölge ülkeleri ve Avrupa için yeni bir felaket! Fırtınası demek…
Tabii, Barzani’ nin hüküm sürdüğü Irak Kürdistan bölgesindeki düşen petrol fiyatlarına bağlı yaşanmakta olan gelişmelere de göz atmakta yarar var:
Irak Kürdistan bölgesini yıllardır tek başına yöneten Barzani ve yakın çevresi de “memur ve özellikle de peşmergeye maaş vermekte zorlandıkları” uyarısında bulunup, “eğer IŞİD ile mücadele etmemiz isteniyorsa, bize daha fazla maddi destek sağlayın” mesajıyla aba altından sopayı göstermeye başladı son günlerde.
 daha geniş anlamda düşen petrol fiyatlarının altında kalan Rusya ve İran’ ı, satın alma gücü düşen petrol üreticisi ülkeler kadar bu ülkelere sattıkları ürünler sayesinde büyüyen ve artık tıkanmaya başlayan Çin ve diğerleri…
Mevzu hayli derin ama yer sınırlı, bir sonraki yazıyla devam edeceğim…