Rus tankları Berlin’e girene dek Almanlar savaşı kendilerinin kazandığını sanıyordu. Öyle bir medyası vardı ki Hitler’in; asla onun sözünden dışarı çıkmıyor ve sürekli iyi giden, kazanan, lider Almanya’dan haberler veriyordu. Almanlar savaşı kaybettiklerini acı gerçeklerle yüzleşince görebildiler. Basının Almanlara verdiği zararı Rus tankları vermemişti.

1918 de Akşam, Vakit, İleri, Tevhidi Efkâr gibi gazeteler; sahipleri ve tüzel kişilikleri başkaları olmakla beraber yine vardı ve işgal kuvvetlerinin sansürüne uğramadıkları gibi, İtilaf kuvvetleri ve payitahtın istediği gibi yazıyorlardı her şeyi. Onlara göre Mustafa Kemal maceraperest bir vatan hainiydi. Yapılan yayınlar milletin moralini bozup itilaf kuvvetlerine güç verir cinstendi.

Ancak Hadisat, Adana gazetesi, Anadolu, Al Bayrak Gazetesi ve Hâkimiyeti Milliye Gazeteleri gibi namuslu vatansever gazetecilerin çıkardığı gazeteler de vardı Anadolu’da. Fransız kuvvetlerinin İstanbul’a girdiği günü “Kara Bir Gün” başlığıyla vermişti Süleyman Nazif’in Hadisat Gazetesi. 

Haydar Rüştü Beyin yayımladığı “Anadolu” ve “Duygu” gazeteleri Mondros Mütarekesinin imzalanmasından sonra kalemleriyle savaş açmışlardı Rumlara. Zaten zor şartlarda basılan gazeteler tıpkı yine İzmir’in diğer vatansever gazeteleri gibi kapatılmış ve toplatılmıştı.
Yunus Nadi’nin İstanbul’da 1918 yılında kurduğu ve İngiliz işgaline karşı yazılar yazan Yeni Gün gazetesi İngilizler tarafından basılınca Anadolu’ya kaçmak zorunda kaldı. Yeniden gazete çıkarabilmek için dizgi ve baskı makinalarını zorlu bir yolculukla daha güvenli olan Ankara’ya getirmiş ve o zorlu koşulların yıldıramadığı Yeni Gün gazetesi milli mücadelenin sembollerinden olmayı başarmıştır.

Milliyet dendiğinde Abdi İpekçi ve onun özgür cesur kalemi gelirdi akla. Uğur Mumcu’nun katledildiği cinayette temizlik görevlisinin süpürdüğü sadece deliller değil demokrasi, bilgilenme, doğru ve tarafsız haber alma özgürlüğüydü. 

Bu günlerde gazetecilik haber vermekten algı yaratmaya doğru evirilen bir meslek oldu ne yazık ki. Çıkar ilişkisinden uzak kalmış, tarafsız birkaç televizyon ve internet sitesi hariç tüm medya neredeyse birebir aynı başlıklarla güllük gülistanlık gösteriyor memleketi. Oysaki yolunda gitmeyen birçok şey var. Ekonomik kriz her geçen gün daha da derinleşiyor, işsizlik rekor üstüne rekor kırıyor, üretim modeli yerine elde avuçta ne varsa onları satarak sıcak para ile günü kurtarma şeklinde ve ithale dayalı batak sistem uygulanıyor. Hak, hukuk, adalet kavramı on dört harfin toplamı dışında bir şey değil. Hukukun olmadığı yerde yatırım için ne kadar cazibe yaratırsanız yaratın para, güven ortamı bulduğu yere kaçar. Hukukun güvencesi haberin doğruluk ve tarafsızlığının temeli olur. Haberi yapan gazete olsa da gazeteyi gazete yapan haber değil; doğru haberdir. [email protected] 24.09.2019