LİNA ABLA…

Mersin sevgisini, insan saygısıyla bütünleştirip, yaşamı doğru yorumlamayı becerebilen bir temiz yürek.

Mersin;  sosyal yapısıyla, farklılıklarıyla, renkli kültürüyle, inanç çeşitliliğiyle bir demokrasi kentidir. Bu demokrasi kentinde birçok oyun oynandı. İnsanların birbirine kırdırılması istendi. Derin yapılar kardeşçe barış içinde, bir arada yaşamak isteyenlerin arasına nifak tohumları ekmeye çalıştı. Ama bu oyunların hiç biri tutmadı.

Bu kentte birbirini anlayan, farklılıkların zenginliğini kutsayan, herkesin kutsalına saygı, diline hürmet, kültürüne katkı sunmaya çalışan değerlerimiz de var.

İşte bunlardan biride Lina Masif… Evet, kıvır kıvır saçları, yılların deneyimini yüz çizgilerinde ifade eden olgunluğu, güleç yüzü, asabi ama esprili çıkışları, kapsayıcı, toparlayıcı, buluşturucu yönleriyle Lina Masif…

O önce bir insan. Örselenmiş ve büyük haksızlıklara uğramış kendi toplumunu, kent yaşamına taşımış bir insan.  Katolik olması, kiliseye kendini adaması Lina Ablamızı toplumdan soyutlayamamış. Korkularından uzak, öz güvenle kendini çemberin içine hapsetmemiş.  Evrensel bir kimlikle, ilerleyen yaşına rağmen, tükenmez enerjisi yaşamla bütünleştirmiş Lina Ablamızı.

Sempatik tavırlarıyla, kimseye eyvallahı olmayan duruşuyla o bir yurttaş. AK la karanın gri tonlarını kent yaşamıyla bütünleştiren bir Donkişot.

Lina Abla;  Mersin sevgisini insan saygısıyla bütünleştirip, yaşamı doğru yorumlamayı becerebilen bir temiz yürek.

Yasalarla, talimatlarla, genelgelerle başarılamayacak olanı, Lina Ablamız başardı bu kentte. Hani o çok övündüğümüz farklı inançlara mensup insanların bir arada yattığı mezarlıkların tanıtım algısını, o yarattı.

Bayramlarda; Katolik ve Ortodoks Papazı, imamı, dedeyi, melleyi o bir araya getirdi. Farklı inançların bir arada olabileceğini, tüm dinlerin ana temasının iyilik, temizlik, vicdan, hoşgörü, dayanışma, anlama olduğunu, ayrılıkların, ötekileştirmenin anlamsızlığını o gösterdi.

Bir tv programına gidiyordum, telefonum çaldı. Lina Ablamız arıyordu. Buyur ablacığım dediğimde. “Senin ve eşinin Berat kandilini kutluyorum”  dedi. Kandil’i ben unutmuştum ama, Katolik Lina ablamız unutmamıştı.  Kutsallara saygı, kültürlere değer vermenin erdemini göstermişti Lina Abla.

Onu bir yurttaş olarak çok seviyoruz. Farklı inanç topluluklarını bir araya getirebilme yeteneğine ve temiz yüreğine saygımızdan dolayı seviyoruz.

Devletler zalim olabilir, baskıcı olabilir, ganimetleri elde etmek için emperyal düşünebilir. 

Ancak, toplumsal düşünen bireyler çoğaldıkça bu egemenlik, ayrımcılık düşüncesi de azalır. Kendi olabilmişse Lina Masif, içinde yaşattığı insan sevgisindendir.

Mersin Lina Masif’e hayran, Lina Masif Mersin’e. Çocukluğunun geçtiği yerleri anlatırken, kent yaşamından alıntılar yaparken, uçarı genç kızlar gibi kanatlanıyor adeta.

Lina Masif bizim ablamız, biz ise onun gerçek dostlarıyız. Hep birlikte bu ülkede birlikte yaşayacağız. Hem de barış içinde, demokrasiyle olgunlaşmış bir yaşamın kollarında.
 
Editör: Barış Köksal