İşte Dt. İbrahim Yanaloğlu'nun o yazısı...

"Halk arasında 'kök dişler veya akıl dişleri' olarak da adlandırılan yirmi yaş dişleri, üçüncü büyük azı dişleridir. Alt çenede iki ve üst çenede iki adet olmak üzere toplamda dört adet yirmilik diş bulunur. Genelde yirmili yaşlar civarında sürdükleri için, yirmi yaş dişleri ya da yirmilik dişler denilmektedir. Buna rağmen çok farklı dönemlerde de sürebilirler. Çenelerde darlık olması ve sürebilecek yeterli yerleri olmaması durumunda çene içinde kısmi ya da tamamı ile gömülü kalabilirler. Yirmi yaş dişleri diğer azı dişleri gibi sürüp ağızda normal fonksiyona giremedikleri durumlarda pek çok soruna yol açmaktadırlar. Çoğunlukla ulaşılamayan bir pozisyonda olduklarından hasta tarafından rahatlıkla temizlenemezler. Neticesinde bakteri birikimine bağlı olarak kendileri ve çevre dokular için rahatsızlık verici durumların oluşmasına sebep olurlar.

Açtığı sorunlar nelerdir? 

Çene kemiklerinde ve diş etlerinde iltihaplanmaya bağlı lezyonlar, diş ve çenelerde ağrı, komşu dişlerde çürük, ağız açmada ve yutkunmakta zorluk, diğer dişlerde çapraşıklık, kötü koku ve kist oluşumu gibi pek çok soruna yol açabilirler. Eğer protetik anlamda ya da ağzın genel fonksiyonları için hayati bir önem arz etmiyorlarsa bu dişlerin yarattığı sorunlarda en çok başvurulan tedavi yöntemi çekimdir. Yirmi yaş dişlerinin çekimleri basit ya da komplikasyonlu olabilmektedir. Nasıl bir çekim olacağına diş hekimi ağız içi muayene ve radyografik (röntgen) tetkiklerle karar verir. Ne şekilde olursa olsun lokal anestezi altında, çekim yapılacak bölge uyuşturularak yapılmaktadır. Doğru ve yeterli bir anestezi uygulamasıyla çekim süreci sorunsuz atlatılmaktadır. Çekim sonrasını rahat geçirmek ve herhangi bir sorunla karşılaşmamak adına hekimin vereceği tavsiyelere ve eğer gerekli görülürse ilaç reçetelerine harfiyen uymak gerekir"

Editör: Barış Köksal