Ne zaman ki kadınlar sokak ortasında dövülmez,öldürülmez,töre cinayetlerine kurban gitmez, tecavüze uğramazsa,
Yani ne zaman ki her 3 kadından biri şiddete, her 5 kadından biri tecavüze uğramazsa,

Ne zaman ki kadının kimliği erkeğin nefsi ile ölçülmezse,

Ne zamanki  kadımızın  geleneksel şiddet olgusuyla denetlenmesinden vazgeçilirse,

 81 ilde sadece 65 olan sığınma evi  sayısı ne zaman ki istenilen ve olması gereken rakama ulaşırsa,

Hatta erkekler yani kocalar , kadınlar için sığınma evine gerek kalmayacak şekilde  eğitilebilse,

Ne zaman ki okur yazar olmayan yaklaşık 7.5 milyon nüfusumuzun  6 milyonunu oluşturan  kız çocukları ve kadınlar  eğitim hakkını tam olarak kullanmaya başlarsa, eğitim düzeyi yükselirse,

Şu anda işsiz bulunan yüksek eğitim almış kadın ve erkek herkese, eşit gelecek derece sigortalı, maaşı insani şartlarda yaşamaya yetebilecek iş imkanları yaratılabilse,

Ne zaman ki çalışan kadınların toplumsal yaşama ve politikaya yabancılaştırılarak bilinçlenmelerinin ve örgütlenmelerinin engellenmesinin önüne geçilebilirse,

Ne zaman ki,kadının kayıtlı sektördeki istihdam imkânları genişletilirse,

Ne zamanki ,kadın işgücünün kayıt dışı sektörde düşük ücretle, sosyal güvenceden yoksun şekilde istihdam edilmesinin önüne geçilirse,

Ne zamanki yasalarla kazınılmış haklarını öğrenir ve kullanmaya başlarsa,

Ne zamanki işyerlerinde  kreş hizmetleri yaygınlaşır ve yerleşirse,

  Ne zaman ki , teoride kadınlara eşit ve ileri haklar tanınmasına rağmen kadınlara yönelik uygulanan geleneksel, alışılmış ve ezberci yaklaşım sona ererse,

Ne zaman ki önce zihniyetin, bakış açısının, toplumsal anlayış ve davranış biçimlerinin gözden geçirilmesi, sorgulanması ve değiştirilmesi gerektiği fark edilirse,

Ne zaman ki ,çalışma hayatında olsa  dahi, aile içindeki yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmayan kadınların, hem fiziksel, hem ruhsal olarak daha fazla yıpranıyor olduğu kabul edilir ve çareler üretilir, eşler bilinçlendirilirse,

Ne zaman ki kadının varlığının aile kurumu için önemi tüm kafalara iyice yerleşirse, evin sıcaklığının , mutfaktaki yemek kokusunun, temizliğin , ütülü gömlek ve pantolunun ücretsiz işçisi olduğu ,ailenin birliği ve dirliği için anne kimliğinin ne denli önemli olduğu fark edilirse,

Ne zaman ki işyerlerinde kadının varlığının sadece cinsiyet farklılığı değil, nezaket, verim , temizlik olduğu kabul edilebilirse,

İşte o gün bundan yıllarca önce haklarını elde etmek için canlarını kaybeden kadınların ruhları şad olur..
İşte o gün gerçekten Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlamak farz olur.

Yinede koskoca  Birleşmiş Milletler koskoca Dünya  halkı,onca acıya onca savaşa , onca kadın tecavüzüne,işyerinde tacize, aile içinde şiddete ve tecavüze  uğrayan kadınlara , boşanmış parçalanmış ailelere, beyaz kadın ticaretine, çocuk pornosuna ,organ ticaretine, uyuşturucu , alkol illetine ,Afrika’ da ve dünyanın bir çok ülkesinde açlık yüzünden sütü gelmeyen annelere , ölen çocuklara, gözü yaşlı şehit annelerine, kader mahkumu kadınlara rağmen kutluyor deyip , emeklerinizin karşılığını bulacağı günlerde kutlamak dileğiyle.Günümüz “sözde de olsa”  kutlu olsun :(