Tat Bakliyat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Veysel Memiş, Türkiye’nin tarım politikalarında reform yapılması halinde üretim rekoltesi artacağı gibi, fiyatlarda dalgalanmaların yaşanmayacağını savundu. Türkiye’nin bir an evvel tarımda stratejik planlama dönemine geçmesi gerektiğinin altını çizen Memiş, ‘Bugün gelinen noktada üretici bir yıl önce hangi ürün para ettiyse ertesi yıl o ürünü ekiyor. Herhangi bir planlama söz konusu değil. Fakat ülke olarak belli bir tarım stratejisi belirler ve buna kararlılık ile devam edersek çok daha iyi sonuçlar alabiliriz. Bu anlamda da Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın açıkladığı, havza bazlı üretim modeli büyük önem taşımakta’ dedi.

‘İTHALATA DUR DEMELİYİZ’

Bölgesel olarak ekim alanlarının fizibilite çalışmasının ardından mevcut olan teşvik planlamasının tekrar revize edilmesinin ülkeye ve üreticiye fayda sağlayacağını ifade eden Memiş, ‘Plansız, programsız yapılan ekimlerin ardından ülke olarak ürün fazlası ya da ürün yetersizliği yaşayabiliyoruz. Türkiye halen bazı kalemlerin üretiminde yeterli noktada değil. Bunun sebepleri iyi araştırılmalı. İthal ettiğimiz ürünlerin birçoğu ülkemizde yetişiyor fakat yetersiz olduğu içi yurt dışından ithal etmek durumunda kalıyoruz.  Türkiye hem arazi olarak, hem yüzölçümü olarak tarıma oldukça yatkın bir ülke’ dedi.

‘SERTİFİKALI TOHUM ÜRETİMİ ARTMALI’

Veysel Memiş, ‘Tohum üretiminde yükselen bir grafiğimiz olmasına rağmen, bunun yeterli olduğunu düşünmüyorum. 200 milyon doların üstünde tohum ithalatımız bulunmakta ve bu tohumları hep gelişmiş ülkelerden ithal etmek durumunda kalıyoruz. Neden ithal ettiğimiz tohumların üretimini biz yapmayalım? Ayrıca sertifikalı tohum, üretimin artmasına sebep olan en büyük etkenlerdendir. Bunu göz ardı etmemeliyiz’ dedi.

‘ENDÜSTRİYEL TARIM ÖNEMLİ’

Veysel Memiş, endüstriyel tarımın ülkeye çok daha büyük fayda sağlayabileceğini belirterek, ‘Biz çıkan ürünü sadece bir kalem olarak değil, çeşitlendirdiğimiz zaman daha çok kazanırız. Bugün bir narenciye ürününden onlarca kalem çıkarılabilir. Bunun en güzel örneklerinden birisi son yıllarda piyasaya hızla yayılan zeytin ya da mandalina kolonyaları ya da narenciye kabuklarından üretilen uçucu yağlar. Bu ürünler endüstriyel tarımın birer parçası haline geldi. Yetiştirdiğimiz ürünleri sadece birer gıda kalemi olarak değil, pek çok kaleme dönüştürebileceğimiz ürünler olarak değerlendirmeli ve tesislerimizi buna göre kurmalıyız’ dedi.

HAVZA BAZLI ÜRETİM MODELİ

Memiş son olarak geçtiğimiz günlerde Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan Milli Tarım Projesi içerisinde yer alan havza bazlı üretim modeline değinerek, ‘Yapılan açıklamada Türkiye’de tarım alanı olarak kullanılan 941 havzanın tespit edildiği ve bu havzaların hangisinde hangi ürünün daha kolay yetişeceğinin belirlendiği ifade edildi. En önemli hususta, verilen teşviklerin havza bazlı üretim modeline göre olacağının açıklanması. Bu hem çiftçinin hem de ülkemizin lehine bir gelişme. Özellikle yapılan açıklamada belirlenen 19 stratejik ürüne verilecek olan havza bazlı destek önemli. Buğdayın yurdun her yerinde desteklenecek olması önemli. Bu anlamda yapılan çalışmaların önümüzdeki yıllarda ülkemizde sonuç vermesi ile birlikte ithalatın önünün kesileceğine inanıyoruz’ dedi.

Editör: Barış Köksal