Tat Bakliyat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Veysel Memiş, ‘Mercimek, nohut, fasulye, bezelye gibi bakliyat ürünleri protein, vitamin ve mineraller yönünden çok zengin ürünler olması bakliyatı et ürünlerine alternatif bir ürün yapıyor. Dünya nüfusunun her geçen gün artması bitkisel protein yönünden bakliyatı birinci sıraya alıyor. Dünyada sadece bitkisel proteinle beslenen 2 milyar insandan fazla insan yaşıyor. Dünyada bakliyat üretimi ve tüketimi yıldan yıla artmakta. Ve bakliyat ürünlerine olan ilgi de sağlıklı ürün tüketimi trendinden dolayı artmaktadır. Dünyada üretim artmaktayken bakliyat ürünlerine katma değeri arttırmak için de bakliyat ürünleri işleme teknolojisi de hızla gelişim göstermektedir. Rekabet arttıkça firmalar verimliliğini arttıracak ve maliyetlerini düşürecek teknolojilere yönelmektedir. Tam otomasyonlu, verimliliği arttıran, hijyen kurallarına uygun üründen çıkan yan ürünlerde dahil tüm ürünlere değer katacak ve paraya dönüştürecek teknolojilere yönelinmektedir’ dedi.
 


Başkan Yardımcısı Memiş, ‘Türkiye lojistik konumundaki avantajını kullanarak dünyanın birçok noktasından aldığı bakliyatı ülkemizde yeniden işleyerek başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere Avrupa ve dünyanın birçok ülkesine tekrar ihraç etmektedir. Türkiye’deki bakliyat tesisleri şuan dünyanın en modern bakliyat işleme tesisleridir. Şuan dünyada 80 milyon ton bakliyat üretimi olmasına karşın Türkiye’de 1 milyon tonun altında bakliyat üretimi mevcut buna karşın ülkemiz bakliyat ticaretinde dünyada ilk 10 ülke arasında yer almaktadır. Bu da Türkiye’deki bakliyat tesisilerinin artmasına neden oluyor. Türkiye bakliyat ürünlerinin anavatanı, Türkiye bakliyat üretiminde 1990’ların başında ilk 3 sırada yer alırken şuan ilk 10 sıraya bile girememektedir. Kanada, ABD ve Avusturalya gibi ülkeler ise ARGE çalışmalarına önem vererek modern üretim ile bakliyat üretimlerini ve ihracatlarını son yıllarda çok arttırmışlar buna karşın Türkiye’de 1994 yılı itibariyle devlet bakliyat alım desteğini çiftçiden çektiğinden dolayı, çiftçi pazar sorunu yaşamış ve bakliyat ekmekten vazgeçmiştir. Bunun dışında Türkiye’de son yıllarda yaşanan kuraklık problemi, kaliteli ve dirençli tohum kullanılmaması, tohum gelişimi yapılmaması, üretimde modern teknoloji kullanılmaması ve üretim maliyetlerinin fazla olmasından dolayı rekabet sorunu yaşanması gibi nedenlerden dolayı Türkiye’de bakliyat üretimi her geçen gün azalmakta’ dedi.
 
Tat Bakliyat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Veysel Memiş, ‘2016 yılında Türkiye bakliyat ihracatı 315 bin ton, ithalatı ise 480 bin ton civarıdır. Buna karşın transit ticarete konu miktarla beraber Türkiye’deki tesisiler yılda yaklaşık 2 milyon ton ürün işlemekteler. Mersin, Türkiye bakliyat sektörünün merkezi konumundadır. Mersin’de yaklaşık 250 bakliyat firması bulunmakta. Toplam 27 mercimek fabrikası bulunmakta, bu fabrikaların yıllık kapasitesi 1 milyon ton civarıdır. Ayrıca Mersin’deki bakliyat elem tesisilerinin kapasitesi ise yaklaşık yıllık 1,5 milyon ton civarıdır. Gecen yıl Mersin Ticaret Borsası’nda işlem gören bakliyat miktarı 877 bin ton civarıdır ve bu ürünlerin yaklaşık değeri 2 milyar dolar civarıdır. Türkiye’de bakliyat üretimi gün geçtikçe azalmakta buna karşın bakliyat ticareti ve bakliyat sektörüne yapılan yatırımlar ise artmaktadır. Şuan bakliyat sektöründe entegre tesisler kurulmakta.

Gelişen teknolojiyle, iyi tasarlanmış makinalarla ürün taşınmakta ve ürüne zarar vermeden mal elenmekte böylelikle en maksimum verimlilik elde edilerek, karlılık ve kapasite artmaktadır. Tam otomasyonlu makinalarla, daha az işçilik ve daha az enerji maliyetiyle ürün işlenmekte. Ürün güvenliği için geliştirilen iyi tasarlanmış aspirasyon sistemleriyle daha az tozlu tesisler kurulmakta ve hijyenik ortamlar oluşturularak çevreci tesisler kurulmaktadır.  Yeni teknolojiyle üretim kapasitesi daha kolay hesaplanmaktadır ve doğru fiyat verme ve karlılık artmaktadır. Ayrıca tam otomasyonlu makinalarla yüksek verimlilik sağlanmakta, müşteriye aynı kalitede ürün gönderme istikrarı sağlanmış olmaktadır. 5 farklı ülkeden alınan farklı yapılardaki nohutlar aynı kalitede ve standartta işlenerek müşteriye sunulabilmektedir’ dedi.
 
Başkan Yardımcısı Memiş son olarak şunları ifade etti: Türkiye’de bakliyat işleme teknolojisinin gelişimiyle firmalar şuan müşterilerine daha sağlıklı ürünler sunabilmekteler. Ürünler daha az zamanda daha kaliteli bir şekilde müşterilerine ulaşıyor. Eskiden bakliyat taşı ve yabancı maddeler elle seçilirken şuan xray cihazlı sortex makinalarıyla daha fazla ürün,  daha kısa zamanda, daha az maliyetle daha kalite bir şekilde temizlenmiş oluyor. Bakliyat şuan müşterilerine sıfır yabancı madde ve hasar ile sunuluyor. Şuan kurulan tam otomasyonlu fabrikalarda, kontrol panellerini kontrol için bir veya iki çalışana ihtiyaç duyulmakta bu da işçilik maliyetini düşürmektedir. Gelişen tohum teknolojisiyle birlikte mercimek tarlada daha verimli çıkıyor, ayrıca gelişen işleme teknolojisiyle eskiden mercimek kırımında alınan randıman ile şuan aynı işlemde alınan randıman arasında da çok fark var.
 
Saklama koşullarının gelişimi, silo ve depoların daha iyi koşullarda olması, soğuk hava depolarının kullanılması ve fumigasyon tekniklerinin gelişimi, kullanılan yeni lazerli teknolojiyle bakliyatta yumurtalanma oluşmadan önlem alınması ile bakliyatın raf ömrünü uzatmakta ve israfın önüne geçilmesini sağlamaktadır. Bakliyatın faydalarından daha çok alanda yararlanmak için artık bakliyat ürünleri un yapılarak da kullanılmakta. Bakliyat artık ekmek, pasta, tatlılar ve birçok yemek içerisinde kullanılarak bu ürünlerin protein oranı arttırılmaktadır. Bu durum da bakliyat işleme endüstrisine yeni boyut kazandırmaktadır. Nohut ve fasulye gibi ürünlerde kabuk soyma teknolojisi geliştirilerek ürünün protein içermeyen kısmı atılmış oluyor ayrıca daha proteinli kolay pişirilen ve sindirimi kolay ürün müşteriye sunulmuş oluyor. Her geçen gün dünya nüfusunun artması ve bitkisel proteine sahip bakliyat ürünlerine olan talebin çoğalması bakliyat teknolojisinin de gelişimini de zorunlu kılıyor.
 

Editör: Barış Köksal