Silifke Böğürtlen Üreticileri Birliği Başkanı Fatih Güngör, Atayurt Beldesi Kabasakallı mahallesindeki Ahmet Öz isimli çiftçinin bahçesinde yapılan hasadın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, bu yıl 130 dönüm alanda üretimi yapılan böğürtlenden yaklaşık 350 ton rekolte elde edilmesinin beklendiğini kaydetti. 
Türkiye'de ilk böğürtlen hasadının Silifke'de yapıldığını ifade eden Güngör, bunun üreticilere büyük avantaj yarattığını belirtti.

Böğürtlenin ilçede çiftçilerin önemli geçim kaynaklarından birini oluşturmaya başladığını vurgulayan Güngör, ''Böğürtlenler bu sene hem verim hem de fiyat bakımından üreticileri memnun ederken, Ağustos ayı sonuna kadar sürecek hasat dolayısıyla da istihdama katkı sağlıyor'' dedi. 

Böğürtleni ilk defa 2002 yılında Antalya’dan getirdiği fidelerle 5 dönümlük bir arazide üretmeye başladığına değinen Güngör, “Böğürtleni ilk ektiğimde birçok üretici 'bu ürün burada tutmaz' demişti. Ancak çileğe alternatif ürün olarak getirdiğimiz bu ürün ilçede zaman içerisinde rağbet görmeye başlayıp üretim alanı da arttı” dedi. 
Böğürtlenin üretim maliyetinin düşük olması nedeniyle çiftçiler tarafından tercih edilen bir ürün olduğuna belirten Güngör, “Böğürtlen ilçenin iklimine iyi şekilde adaptasyon sağladı. Yüksek verimi ise üreticinin yüzünü güldürüyor. Taze tüketiminin yanında reçel, marmelat, pasta, şarap ve kozmetik ürünler gibi çok çeşitli alanlarda kullanımı ise üreticileri böğürtlene yönlendiriyor” dedi.

BÖĞÜRTLENİN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR
Böğürtlenin antioksidan ve C vitamini açısından oldukça zengin bir meyve olduğuna dikkat çeken Güngör, şunları söyledi:
“Yapılan araştırmalarda böğürtlenin, bünyesinde barındırdığı antioksidanlar ve renk veren maddeler nedeniyle bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser türlerine karşı koruyucu etkisi olduğunu belirlenmiştir. Böğürtlen, organik asitler, mineraller ve vitaminler bakımından çok zengin bir meyve. Özellikle bitkilerde bulunan flavanlar açısından zengin olan böğürtlen, kansere karşı adeta kalkan görevi üstleniyor. Ayrıca kanı incelterek kan şekerini dengeleyen böğürtlen, diyabet rahatsızlıkları olan hastalar için önemli bir şifa kaynağı. Çok sayıda özelliği dolayısıyla günde bir avuç böğürtlen yenmesi, sağlık açısından son derece yararlıdır.”
Böğürtlenin cildi yenileyerek canlılık sağladığına, bu yönüyle de kozmetik sanayisi tarafından değerlendirildiğine değinen Güngör, böğürtlenin sindirim sistemi ile kalp damar rahatsızlıklarına iyi geldiğinin bilindiğini, özellikle hasadın başladığı bugünlerde taze ve ucuz bir şekilde tüketilmesinin yararlı olduğunu bildirdi.


"SOĞUK HAVA DEPOSUNA İHTİYAÇ VAR"

En büyük sıkıntılarının soğuk hava deposu olmadığını ifade eden Güngör, “Böğürtlen taze olarak tüketilmesinin yanında kozmetik ürünlerde, dondurma yapımında kullanılıp marmelatı ve reçeli yapılmaktadır. Birçok kullanım alanı olan böğürtleni daha yüksek fiyata satabilmemiz için ürünü saklayabileceğimiz bir soğuk hava deposuna ihtiyacımız var. Bir soğuk hava deposunun maliyeti 150 bin lira civarında. Böğürtlen üretimi yapan üreticilerimizin de bu maliyeti kaldıracak maddi imkanı yok. Yetkililerden bu konuda destek bekliyoruz” dedi.


ÖĞRETMEN BÖĞÜRTLEN HASADINDA 

Mardin’in Derik ilçesindeki Çadırlı ilkokulunda sınıf öğretmenliği yapan Emine Öz ise, yaz tatili olması nedeniyle babasının bahçesinde böğürtlen hasadı yaptığını, kozmetik sanayide böğürtlen ile yapılan ürünlerle genç kızların güzelleşmeye çalıştığını söyledi.
Editör: Barış Köksal