MEÜ Prof. Dr. Uğur Oral Konferans Salonu'nda gerçekleşen söyleşiye, Fen-Edebiyat Fakültesi Çeviri Bölümü Dekanı Prof. Dr. Ahmet Murat Gizir, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gündoğdu, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Çeviri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gündoğdu, "Çeviriyi farklı dilleri konuşan toplumların, ülkelerin zenginliklerini, duygu ve düşüncelerini bir başka dile aktarması şeklinde tanımlayarak çevirinin uygarlaşmanın, kültürel gelişmenin, özgün yaratıcılığın, bilinçlenmenin ve aydınlanmanın aracı olmuştur" dedi.

Ana dili olan Türkçe dışında Almanca, Felemenkçe, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Latince ve Portekizce gibi 8 dilde tercümanlık yapan Eser Tözüm ise söyleşiye katılımdan dolayı mutlu olduğunu ifade ederek, Mersin Üniversitesi'nde sıcak karşılandığından dolayı da ayrıca kendisinin mutlu olduğunu kaydetti. Söyleşisinin başında mesleğe başlangıç hikayesini salondakilere anlatan Tözüm, daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtladı. Bir öğrencinin "Simültane çeviri yapmak için nasıl bir yol izlenmeli" sorusuna yönelik Tözüm, "Simültane çeviri, çok deneyim, pratik gerektiren bir şey. Her ne kadar kitaplarda okusak da, teorisini incelesek de mutlaka pratik ile desteklememiz gerekiyor. Hayat nasıl çok dinamik bir şey ise ve çok farklı süreçlere giriyorsanız simültane çeviride de hayatın tam içindesiniz ve ne olacağını bilemiyorsunuz. Çünkü o an beklenmedik durumlarla karşı karşıya gelebiliyorsunuz. Konuşma metinleri size her zaman önceden temin edilmiyor. Bazen son ana kadar konuşmacıların isimleri bilmiyorsunuz veya programlarda değişiklikler oluyor. Dolayısıyla yaşayarak öğrenilen bir şey. Size tavsiyem simültane alanında deneyim kazanmanız. Bu yüzden elinize geçen tüm fırsatları değerlendiriniz" dedi.
"Siyasi ve politik çeviriler yapılırken yapılan çeviriyi ne kadar doğru bulup çevirinin güvenirliğine ne derece inanılabilir" sorusuna da Tözüm, "Çeviri çok hassas bir konu. Ülkemizde maalesef çevirinin önemi her zaman yeterince fark edilmiyor. Bizlerde bu yüzden çeviri skandallarının yaşandığı bir ülkedeyiz. Dışarıdan bakıldığında galiba kolay geliyor. Dil hakimiyeti varsa çeviride bir şekilde yapılır bakış açısı var bazı insanlarda. Bu herkes için geçerli olmasa da dolayısıyla sorunlar ve skandallar yaşanıyor. Evet, çeviri güvenliği gerçekten çok önemli. Türkiye’de çevirmenlik mesleğinin standartlaşmadan geçip kurumsallaşması gerekiyor. Yeni bir meslek sayılır çünkü. Üniversitelerde eğitimleri veriliyor. Dolayısıyla bu sürecin içerisindeyiz. Şöyle ki organizasyonu üstlenen kurum aslında çevirinin güvenliğinden sorumludur. Çünkü çeviri skandalı yaşanırsa hesap o kurumdan sorulacaktır. Bu işte, bir basın toplantısı esnasında sorun yaşayan bir futbol kulübü olabilir veya büyük elçi tarafından organize edilen bir siyasi toplantıda başbakanların çeviride sorun çıkması o büyük elçiliğin hesap vermesini gerektirecektir. Zaten kendine güvenemeyen tercüman bu işi yapamaz. Çünkü riski çok fazla. Canlı çeviri yapıyorsunuz ve her şey kayıta geçiyor. Eğer siz orada bir skandala sebep olursanız bunun altından kalkamazsınız" ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından Tözüm'e teşekkür plaketi ve çiçek verildi.
Editör: Barış Köksal