İşte tüm meclis üyelerinin katıldığı o yemekte MTSO Başkanı Şerafettin Aşut'un yaptığı konuşma: 

Çok Değerli Dostlarım,

Öncelikle siz değerli kardeşlerimin Meclis Üyeliğini kutluyor, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Emek verdiniz, sadece sektörleriniz için değil, Mersin için sorumluluk aldınız, göreve hazırız dediniz; 
Bölmeden, ayrıştırmadan, düşmanlık yapmadan; nezaket ve saygı içinde mücadelenizi verdiniz ve bu başarıyı elde ettiniz.

Bu vesileyle sizleri tekrar gönülden kutluyorum. 

Sizlerle gurur duyuyorum.

Değerli Dostlarım,

Bu gün sizlerle samimi olarak, bu aile ortamında paylaşmak istediğim önemli konular var.

Öncelikle oturma şeklinin hiçbir öncelik planı yapılmadan, isimler muaf tutularak sadece Meslek Komitelerimizin numaralarına göre yapıldığını ifade etmek isterim. 

Sizlerin böyle şeylere takılan kişiler olmadığını biliyorum ama yine de aklınıza en ufak bir şeyin gelmesini istemem. 

Sonuçta, bu gün bu salonda bulunan her kardeşim sektörünün büyük teveccühü ile Meclis Üyesi olarak seçilmiş, lider kişilerdir. 

Kentin ve sektörlerinizin saygı duyulan iş insanlarısınız; 

Ve şunu gönülden ifade ediyorum ki; 

Benim gözümde her biriniz; bu Odanın Meclis Başkanı, Yönetim Kurulu Başkanı, Yönetim Kurulu üyesi olmaya layık, diğer tüm önemli görevleri üstlenecek, Odamızı ve Mersin’i her platformda temsil edecek vasıflara sahip kişilerisiniz.

Bundan dolayı Odamız çatısı altındaki bir çok göreve talip olurken; birimizin diğerinden üstünlüğü yok. 
Ancak; kentimizin dirliği ve birliği, Odamızın etkin vizyonu gereği, hepimiz gerektiğinde fedakarlık yapacak karakterde insanlarız. 

Bizler makam ve koltuk için değil, hizmet için buradayız. 
Bu konuda şunun altını çizerek vurgulamak isterim ki; 
Gerektiğinde, günü gelince, ilk ve en büyük fedakarlığı ÖNCE BENİM GÖSTERECEĞİMİ bilmenizi isterim.

Lütfen; Odamızın birliği, camiamızın dirliği için birbirimizi kırmayalım; 
Cuma günü sadece Odamız için değil, Mersin için önemli bir sürece giderken; 
Bir ekip olarak çıktığımız bu hizmet yolunda; 
Şahsi menfaatleri için, makam ve koltuk komplekslerine kapılan; hem Odamıza hem de kentimize zarar veren kişilerden olmayalım. 

Bırakın, Mersin tarihi bizi saygıyla ansın ve unutmasın. 
Unutulanlardan, bölenlerden, kente zarar verenlerden olmayalım; tarihe böyle geçmeyelim, evlatlarımıza onurlu isimler bırakalım.

Bazen lider olmak, bir adım geride kalabilmektir. 
Geride durmak ve fedakarlık etmek kaybetmek değildir. 
Aksine gerçek kazanan onlardır.

İşte; Sayın Ayhan Kızıltan…

Onun izni ve haberi olmadan onu örnek gösteriyorum ama Ayhan Ağabey geçmişte o duruşuyla, yaptığı fedakarlıkla tam da dediğim şeyi yapmıştı.
Geçtiğimiz dönem ricamızla yönetimde aday olmamıştı ama bu onun Odaya hizmetine engel olmadı.
Bir Ağabey olarak her daim yanımızda oldu, tavsiyeleriyle yol gösterdi. 
Belki de bir Yönetim kurulu üyesinden daha çok emek verdi, koşturdu. Demek ki, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na hizmet ermek için makama ve sıfata gerek yokmuş. 

Değerli Dostlarım, 

Bizim, bölen, kutuplaştıran kişilere değil; kucaklayan, birleştirici liderlere ihtiyacımız var.
Bizim kavgalarla bugünü ve yarını ıskalayan değil; geleceği ve bu günü kazanan liderlere ihtiyacımız var.
Bizim düşmanlıklar yaratan değil; kardeşliğimizi arttıracak, uzlaştırıcı liderlere ihtiyacımız var.

Meslek komitelerinde de ihtiyacımız var, Mecliste de, Yönetimde de böyle kişilere ihtiyacımız var. 
Meclis Divanında, TOBB Delegeliğinde, Eğitim ve Kalkınma Vakfımızda, İştiraki Olduğumuz bir çok şirketin temsilimde ve sayısız önemli görevde, böylesi kişilere ihtiyacımız var…
Sonuçta bu; uyumlu çalışan bir ekip meselesidir…

Ama; bu görevlere; kavgayla, kırarak ve dökerek gelecek kişilere ihtiyacımız yok. 
Kırıp döktüğünüz yerde belki durabilirsiniz ama hizmet edemezsiniz…
Mersin’i kavgaların ve ayrışmaların değil; birliğin ve dirliğin kenti yapmak bizim sorumluluğumuzdur. 
Geldiğimiz görevlerin değerini ve anlamını iyi bilelim. 
Öncüsünüz, lidersiniz, sektörlerinizin ve toplumun kanaat önderisiniz. 
Bizlerden beklenti çok ama çok büyüktür. 
Makama değil, hizmete odaklanırsak bunları başarırız . 
Yoksa, kürekçi kavgası ile kenti ve odayı zayıflatırız.

Değerli Dostlarım,

İki dönem Mersin Tarsus OSB Başkanlığı yaptım. 
Bu tecrübeleri 2 dönem de Odaya taşıdım. 
Bu işlere başladığımda genç bir delikanlıydım.
Tepeden inmedim. 
En küçük görevlerle başladım. 
Buraları bir okul olarak gördüm ve çıraklığını yapmadığım işin ustalığına soyunmadım.
Komite üyesi oldum, Meclis üyesi oldum, Yönetim kurulu üyesi oldum, yönetim kurulu Başkanı oldum. 
Ama en küçük görevi dahi, aynı adanmışlıkla yaptım, aynı değerde gördüm. 
Yarın bu görevleri devredince, emin olun Odanın sıradan bir üyesi olmaktan gurur duyarak, Odama ve kentime hizmet etmeye devam edeceğim.

Değerli Dostlarım,

50 yıldır sanayinin içindeyim; 25 yıla yakındır STK’ların içindeyim. 
Başkanlıklar yaptım ama başkanlık taslamadım. 
Her zaman bir öğrenci oldum. 
Dostlarımın fikirlerine değer verdim. 
Özellikle gençlerin ve kadınların gücünü Odaya entegre etmeye çalıştım. 
Bulunduğum yönetimler gençlerin baskın olduğu yönetimler oldu. 
Bugün bile Meclise giren gençler benim dönemimde imkan ve fırsat verilen gençlerdir.
Her projelerine destek verdim. 
Kadınlara mücadele etmelerini önerdim. 
Çünkü bizde tepeden inme aday yok.
Mücadele eden her kadın girişimcimize destek verdim. 
Bu dönem Sigorta, sağlık ve dış ticaretten sektörlerinden 3 kadın meclis üyemiz olmasından dolayı gurur duyuyorum. 
Yetmez ama bu bir başlangıçtır. 
Kadın meclis üyelerimizin, kadın iş insanlarına örnek olmasını ve onları motive etmelerini istiyorum.

Çok Değerli Meclis Üyeleri,

Değerli Dostlarım,

Söylenecek çok şey var ama “ Arife tarif gerekmez” derler. 
Ben bundan sonraki süreci sizlerin ferasetine, geniş vizyonuna ve Mersin sevgisine bırakıyorum. 
Amaç bir araya gelmek ve bir aile olarak bu birlik ve beraberliği tekrar hatırlamaktır. 
Sizleri, çıktığınız bu kutlu hizmet yolunda tekrar kutluyor ve tebrik ediyorum.
“Halka hizmet hakka hizmettir” düsturunu bırakmayın. 
Mersin iş dünyasının yanı sıra, her bir Mersinlinin sizlerin hizmetine, çabasına ve sevgisine ihtiyacı vardır. 
Bu kentin; işi de, aşı da, soysal değerleri de bizim sorumluluğumuzdur.
Ben tekrar bu yemeği organize eden ve düzenleyen tüm ekibime, yol arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. 
Sizleri seviyorum, kentimi seviyorum. 

Nazik katılımlarınız için sizlere teşekkür ediyorum.

“BAKİ KALAN ŞU KUBBEDE BİR HOŞ SEDA İMİŞ” diyerek, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 
Allah’a emanet olun… Hepinize afiyet olsun…

Editör: Barış Köksal