MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Aşut, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Türkiye'nin ekonomik büyümesine ilişkin tahminini yüzde 2,3 düzeyine indirmesi, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notunu negatife düşürmeleri ve ekonomideki yavaşlama iddialarını değerlendirdi. Aşut, iş dünyasının Türkiye’de seçim ekonomisi uygulanmadığı yönündeki söylemlere temkinli yaklaştığını söyledi. Türkiye’nin önündeki ekonomik sürecin sıkıntılı olacağının altını çizen Aşut, “Sıkıntıyı öncelikle bu işi yönetenler oluşturuyor. Bu işi yönetenler böyle sert çıkışlarla, farklı söylemlerle devam ederlerse bu sıkıntı gittikçe büyüyecek ve Türkiye kaybedecek. Siyasilere hiçbir şey olmayacak, onlara hiçbir şey olmaz” diye konuştu.

Siyasilerin bu tip söylemlerden kaçınmalarını son dönemlerde özellikle vurguladıklarını dile getiren Aşut, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) bu konuyla ilgili iş dünyasının temsilcileriyle birlikte yayınladığı deklarasyonun siyasiler tarafından doğru algılanmadığını öne sürerek, “Gerçekten bunun algılanması gerekiyor Çünkü iş dünyası eğer çökerse siyasiler kimlere politika yapacaklar, kiminle siyaseti yönetecekler, kime neyi anlatacaklar? İş dünyası olmadığı, insanlar işsiz kaldığı zaman ekonomik olarak çökünce hiç kimse hiçbir şeyi dinlemez” ifadelerini kullandı.

“ULUSLARARASI KURULUŞLAR NEGATİF BEKLENTİ OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR”
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye için negatif beklenti oluşturmaya çalıştıkları eleştirisinde de bulunan Aşut, Türkiye’de ekonomik olarak bir düşüş yaşanmadığını savunarak, şunları söyledi:
“Dünya bir şeylerden sebeplenebilmek için bize de farklı çıkışları angaje etmeye çalışıyor. İşte durağana aldı, ne gereği var? ‘Durağana aldık’ diyorsun, ne gördün? Mayıs ayından bu yana yaşanan sıkıntılar mı? O sıkıntılarda bir şey yok ki. Ekonomik olarak bir düşüş yok Türkiye’de. Siyasi istikrarsızlık olursa o ekonomik düşüşler negatife ya da durağana geçebilir. Türkiye’ye yönelik bu kararları alan firmalar, geleceğe ait bir negatif beklenti yaratmaya çalışıyorlar. Bunun karşısında bizim de paniklemememiz lazım. Enerji tüketimi belli, üretim belli, ihracat belli, istihdam durumu belli.”

“SİYASİLER KONUŞMALARINA DİKKAT ETSİN”
Sert söylemlerin paranın kaçmasına neden olacağına dikkat çeken Aşut, bu konuda siyasileri uyararak, “Bizim bir tek talebimiz var, siyasiler ağızlarına sahip olacaklar. Politikayı kendi aralarında yapsınlar. Toplumun arasında yaptıkları zaman huzursuzluk ortaya çıkarıyorlar, huzursuzluk var imajı ortaya çıkarılıyor ve sonuçta tabii para bu, nerede olumsuz bir şey yakalarsa bir taraflara kaçmaya çalışır. Amerika, yapacağı adımları önceden belirleyerek yapıyor ve herkesle paylaşıyor. Amerika Merkez Bankası, ‘Ben 6 ay sonra bunu yapacağım’ dedi, herkese bildirdi. Biz de ona göre önlemlerimizi aldık” şeklinde konuştu.

İç piyasada durgunluk olduğunu seçim öncesinde kendisinin de söylediğini vurgulayan Aşut, bu durgunluğun da uygulanan politikalardan kaynaklandığını kaydederek şöyle devam etti:

“Kredi kartlarıyla ilgili vadeleri aşağıya çekerseniz, ki ben buna karşı değilim, yapılması gereken buydu ama zamanı bu zaman değildi. Daha önceki tarihlerden başlayarak adım adım gitmeliydi. Şimdi yapmaya çalıştık, doğru ama çok geç oldu ve birden oldu. Türkiye ekonomisi bu tip şeyleri kabullenemiyor.”

Türkiye’nin önünde Cumhurbaşkanlığı seçimi ve milletvekili seçimi olmak üzere iki seçim bulunduğuna da işaret eden Aşut, iki seçime göre angaje olarak hareket etmek zorunda olduklarını ifade etti. Türkiye’de artık erken seçim olmaması gerektiğini, iş dünyasının isteğinin bu olduğunu da belirten Aşut, “Benim özellikle siyasilerden beklentim ve talebim şudur; konuşmalarına, tavırlarına ve politikalarına dikkat etsinler. Sert söylemlerle Türkiye ekonomisi zarar görür. Bu gemi eğer su almaya başlarsa önce iş dünyası bu gemiyi terk eder. Siyasiler kendi başlarına o geminin içinde kalırlar. ‘Önce gemiyi fareler terk eder’ diyorlar ya, biz fare olarak kabul ediyoruz kendimizi, biz terk ederiz çünkü para daha uygun ortamları sever, daha uygun ortamlara gider. Türk iş dünyasının dünyanın birçok yerinde yatırımı var. İş dünyası hemen farklı alternatifleri ortaya koyar ve büyük bir sıçramayla değişik bir motivasyonla dışarıda kendine yer bulur. İş dünyası beklemez. Buradan çıkar başka yere gider, başka yerde üretim yapmaya başlar çünkü sermaye böyle bir yapıdır, soğukluğu sevmez, hırçınlığı sevmez, sıcak ortam ister, illa kucaklayıcı bir yapı içinde olmak ister. Yani biz fare olarak da kendimizi addediyoruz çünkü mal canın yongasıdır. Vatana bir yere kadar gerekli desteği verirsiniz, askerliğinizi yaparsınız, verginizi ödersiniz, orada bulunursunuz, her türlü desteği verirsiniz ama eğer vatan sıkıntıya düşüyorsa para alır başını gider” ifadelerini kullandı.
Editör: Barış Köksal