Ahmet İnam, 'Ahlak Üstüne Bir Konuşma' başlığıyla Mersin Üniversitesi'nde (MEÜ) bir konferans verdi. Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansa; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gürol Emekdaş, Genel Sekreter Prof. Dr. Burak Çimen, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Gizir, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Ahlak kavramında, meselenin birlikte yaşayabilme meselesi olduğunun altını çizen Prof. Dr. İnam, "Biricik yaşama alanı olarak gördüğümüz dünya gezegeninde, biz insan denilen canlı türüne ait varlıklar olarak nasıl bir arada yaşayabileceğiz" diye sordu.
İnam, "Bir arada yaşamanın ilkelerini, kurallarını, örneklerini bulmamız ve bir arada yaşamayı başarmamız gerekiyor. Bunu başaramazsak hem kendi kendimizi yok ederiz hem gezegendeki diğer canlılara ve gezegene zarar verebiliriz. Gezegene verdiğimiz bu zarar belki evrendeki hayatın işleyişine de uzak ya da yakından bir şekilde zarar verebilir" diyerek birliktelik ve yaşama kavramları üzerinden bir anlatım gerçekleştirdi.
Neden ahlaklı olmalıyız sorusundan yola çıkan İnam, hepimizin bir toplum içine doğmuş olması ve bunu tercih edemememizden yola çıkarak içine doğduğumuz toplumun kurallarının, ayıp, yasak, erdem, günah, yolsuzluk, cesaret gibi değerlerin tanımının neye göre yapıldığı konusu ile ahlak arasındaki ilişkiye değindi. "Düşünmek bir anlamda ayrımlar yapabilmektir" diyen İnam, "Yaşıyor muyuz, yaşattırılıyor muyuz, bizi kim ittiriyor, düzen, nasıl bir düzen, çarksa öyle bir dönüyor ki ha bire insanlar koşuşturuluyor, bir yerlere sürükleniyor. Tek başına kalıp, düşünmeye, sorular sormaya fırsat verilmiyor, sorulsa bile cevaplayıcılar hep hazır zaten. Bu düzen içerisinde düşünme, olağan dışı bir durum kalıyor" dedi.
Ahlak eğitiminde en önemli şeyin örnek olmak olduğunu, ne kadar anlatırsak anlatalım kendi yaşamımız o anlattıklarımızla örtüşmüyorsa kimseye ahlaktan söz edemeyeceğimizi vurgulayan İnam, yaşamanın kendisinin ahlak olduğunu dile getirerek, bunu bazı ilkelerden yola çıkarak anlattı: "Varız ve evrende yer kaplıyoruz. Ahlakın ilk dayanağı, var olduğumuz için borçlu olduğumuzdur. Can taşıyorsak bu candan sorumluyuz. Yanlış ve özürlerimizi kendimize itiraf etmeliyiz. Aynı gemide bu hayatı birlikte kotarmak zorundayız. Düşmanlarımızla ya da farklı insanlarla birlikte yaşamak zorundayız. Düşman aynı zamanda öğrenmemizi sağlar, farklı insanlar ise heyecan katar. Düşmanlarımızdan nefret etmek yerine onları anlamalı ya da düşmanlığı ortadan kaldırmalıyız."

"MUTSUZ OLMAK DA AHLAKSIZLIKTIR"
Ahlakla ilgili ilkelerden söz ederken biriciklikten de bahseden İnam, her birimizin biricik ve benzersiz olduğunun altını çizdi ve benzer, yakın olduğumuzu ama farklı olduğumuzu hatırlattı. Mutsuz olmanın da ahlaksızlık olduğunu, mutlu olmanın yaşama borcumuzu ödemenin bir yolu olduğunu kaydeden İnam, "Mutluluk bir hal değil, bir karakterdir. İç dünyamızın iyi ve güçlü olması, keyfimizin yerinde olması demek değildir. Mutluluk, belayı karşılayacak gücümüzün olması, içimizdeki ocağın sönmemesi demektir" şeklinde konuştu.
Yaşama karşı borçluysak canımızı güçlendirmek zorunda olduğumuzun da altını çizen İnam, ölünceye kadar canımızı diri tutmamız ve yaşam enerjimizi üst düzeyde tutmamız gerekliliğine vurgu yaptı. İnsan hayatının bir değer olduğunu ve değerlerle yaşadığımızı söyleyen İnam, "Ahlak aynı zamanda değerleri yaşamaktır. Görünmediğiniz halde ahlaksızlık yapmıyorsanız ahlaklısınızdır. Korkudan dolayı ahlaklı olmak ahlaklılık değildir. Ahlaklı davranmak mükafat ya da cezadan dolayı olmamalıdır" diye konuştu.
Bilim alanında çalışanlar için hakikat duyarlılığının olması gerektiğini kaydeden İnam, hayatla ve insanlarla ilişkilerde bu ihtiyatı elden bırakmamak gerektiğini söyledi. Son olarak bilgiyle olan ilişkinin çok temel bir ahlak ilişkisi olduğunun altını çizen İnam, bilim adamının ahlak ile olan ilişkisine dair bazı durum ve davranışlara eleştiri getirdi.
Konuşmasının ardından dinleyicilerden gelen soruları yanıtlayan İnam'a, konferans sonunda teşekkür belgesi, çiçek ve çeşitli hediyeler takdim edildi.
Editör: Barış Köksal