Mersin'de özel bir üniversitenin Psikoloji Topluluğu tarafından düzenlenen panele, Mersin İdmanyurdu futbolcuları Servet Çetin, Nurullah Kaya, Serkan Balcı ve Güven Varol katıldı. Moderatörlüğünü spor psikoloğu Doç. Dr. Turhan Toros’un yaptığı panelde konuşan hakem Uğurcan Tozlu, saha içinde ve saha dışında karşılaştığı istenmeyen olaylarla ilgili anılarını paylaştı. Tozlu, “Görevimiz gereği birçok maçta sözlü ve fiziksel olarak saldırılara maruz kalıyoruz. Bizim insanımız çok duygusal bir yapıya sahip. Heyecanlarımızı, sevinçlerimizi, üzüntülerimizi ani tepkilerle veriyoruz. Sporda şiddet konusunun bir kısmına anlam verebiliyorum. Duygusal yapımızdan dolayı anlık tepkiler veriyor, bu tarz olaylarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Ama taraftarlarımız şunu bilsin; biz hocalarımızla, futbolcularımızla arkadaşız. Maç içerisinde bazı olaylar olabiliyor ama bunlar saha içerisinde kalmalı” dedi.

ÇETİN: "FUTBOLUN İÇİNDE ŞİDDET OLMAMALI"

"Fiziksel bir şiddete maruz kalmadınız mı?" sorusu üzerine söz alan Mersin İdmanyurdu'nun takım kaptanı Servet Çetin, “Şahsen fiziksel bir şiddete maruz kalmadım. Tabii ki, rakip takım taraftarının kötü tezahüratlarına maruz kaldım ama hemen hemen oynadığım hiçbir takımın taraftarı tarafından yuhalanmadım. Bu benim için güzel bir şey. Tabii ki futbolun içinde şiddet olmamalı. Bundan 3 hafta önce Sayın Cumhurbaşkanımız süper ligin bütün takımlarının kaptanlarını bir araya topladı. Bu toplantıya federasyon başkanımız, kulüpler birliği başkanımız ve Milli Takımlar Sorumlumuz Fatih Terim de katıldı. Burada herkes söz aldı ve düşüncelerini paylaştı. İşin açıkçası sporda şiddetin önüne geçebilmek için profesyonel bir futbolcu olarak, nasıl bir katkıda bulunabilirim? Ben saha içerisinde oynadığım futbolla, rakip takımdaki oyunculara karşı güzel davranışlarla, kendi taraftarlarımı ateşlemeyerek üzerime düşen görevi yerine getiririm. Biz futbolcular olarak saha içinde kendimize hakim olmamız gerekiyor” diye konuştu.

BALCI: "HER TÜRLÜ ŞİDDETE MARUZ KALABİLİYORUZ"

Fenerbahçe ve Trabzonspor takımlarında oynadığı sırada yaşadığı ilginç olayları dinleyicilerle paylaşan Serkan Balcı ise, Trabzon’da futbolu bilmeyen neredeyse kimsenin olmadığını belirterek, kasabın da manavın da kendilerine taktik verdiğini anlattı. Herkese sporda şiddetin önlenmesi konusunda görevler düştüğünü dile getiren Balcı, "Yöneticilerimizden futbolcularımıza ve taraftarımıza kadar herkes çok sakin olmak zorunda. Özellikle yöneticilerimiz cümlelerini çok iyi seçmeli, çünkü toplum olarak bu konularda çok alt sınıftayız. Sporcu olarak her türlü şiddete maruz kalabiliyoruz. Her halde bizim yediğimiz küfrü kimse yemiyordur. Haftada 80 bin kişiden küfür yiyoruz" şeklinde konuştu.

Öfke kontrolü konusunda da samimi bir açıklama yapan Balcı, “Öfke kontrolü konusunda itiraf etmeliyim ki, sorunlarım var. Bu konuda profesyonel bir yardım almayı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

KAYA: "ZAMANLA HER ŞEYİN DAHA İYİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"

Futbolcu Nurullah Kaya da sporun içindeki şiddeti çözebilmenin yolunun birlik ve beraberlikten geçtiğini belirtti. Şiddetin sadece futbolun içinde değil, yaşamın her alanında olduğuna dikkat çeken Kaya, şöyle devam etti:

"Biz sporcular olarak, sahanın içinde olan kişiler olarak bunu en yakından yaşayan kişileriz. Futbolun içindeki şiddeti engelleyecek insanlar saha içerisinde olan bizleriz. Tabii ki bu olaylar sadece bizim ülkemizle sınırlı değil. Dünyanın birçok ülkesinde bu olayları görüyorsunuz. Bu ülkelerde ölümle sonuçlanan birçok olay oldu ve futbolda şiddetin önüne geçebilmek için önlemler alınmaya başlandı. Bizim ülkemizde de gerekli önlemler alınıyor. Tabii sorunlar var ama zamanla her şeyin daha iyi olacağını düşünüyorum."

Futbolda en sert oynayan oyuncuların defans oyuncuları olduğunu savunan Güven Varol, bu durumun nedenini şu sözlerle açıkladı:

"Futbolda en yetenekli futbolcular forvet oyuncuları ve bu yüzden defans oyuncuları da bu oyuncuları durdurmak adına agresif oynuyor. Ben orta saha oynadığım zaman bana karşı defans oyuncuları sert oynuyorlar ama bu tatlı sertlikler sporun içinde daima vardır."

Editör: Barış Köksal